Diplomasi temsil maz. Diş temsil kadrosunu dikkatle süzgeç- hamlıkları, toylukları, uy- hatıra gönüle bakmadan idermek, en küçük derecelilerden en yüksek derecelilere kadar elemek, elemek, elemek Küçük Geragelilâri mi “ale; ve büyük derecelileri saniye anıyorum ki, küçük dbrsonlilare daha ziyade dikkat etmek lâzımdır; zira nasılsa kayrılmış olup şimdiki halde göze pek vur- mayan bir verimsiz, (bürokrasi) mizin çarhları içinde tekerlenip yuvarlanarak, birgün bir- denbire bir başkâtip, bir müsteşar oluverir. Bir de bakarsıniz, bir ânlık bir kayıtsızlığımız, o başkâtibi bir başkonsolos, bir m bir orta elçi kılığına sokar, hem başımıza, hemde göndereceğimiz dost devletin başına bir püs- küllü ge musallat etmiş oluruz. t gir: gunsuzlukları ve tavsiyemizin, Dış İşleri ba epey mühim bir çoğunluğu sevindireceğine inanmakta en ufak bir tered- düt duymadığımızı da derhal söylemeliyiz. İTİ Lİ Lİ İİ İş ve Hedef: k ATA SÖZLERİ “Sen bir garip çingenesin; Gümüşlü zurna nene?, Hayır | Garip olurmu çingene? Hiç olmazsa hürdür. On gün 'durursa, on gün yürür. Çergisi var, eşeği var; Tası var, tarağı var. En sonra zurnası var. Hem çalar, hem de oynar. Bense bir lokma ekmeği, Nasıl kazanacağım? Sende mesut olabilirsin? Yeter ki nimetler Eşit olarak verilsin. «Kimi yer, kimi bakar, Kıyamet ondan kopar; Kâzım Nami DURU AR İİİ Na ag a İRİ Kadromuzu Zira Dış İşleri kadromuz, ne söylemek istedi- ğimizi, hangi yaraya par ığımızı hemencecik anlayıp kavrayacak ve bizi haklı bulacak ciddi kıymetlerden mahrum değildir. Ne yazıktır ki, böyleleri için ilerleme yolları büyük güçlüklerle ulaşabildikleri orta dere- celerde kapanıverir, bir (diplomat) elim âkibet olan daire sein farazâ herhangi bir mümeyyizlikte saplanıp Bilir için en ri üzerinde konuşulurken — sevdiği ve saydığı olması muh- Mei ELK yla). - velev dahi olsa - münakaşada bulunmak hakkına maliktir. Diplomasi) amci de vaziyet aynı ile temel istişari böyle o urmay subay daima em in ve ve- karlı terbiye tarzı içinde kalacaktır ve (diplomat) ın şahsiyeti her ân ve zama a- şere aidelerinin zarifliği ve ciddiliği ile çerçevelenecektir. Fakat ikisi de bilgisini, da baş şartı prensip, hiç şüphesiz, silâhlı kuvvet- lerimizin asırlar geçirmiş güzel den biridir. Hariciyemizin böyle an'anesi olduğu söylenemez. (Reisülküttab) Efendinin lar taa am'anelerin- bir gi 5 BD. o g z » N 3 B . o ezaretinden farklı bir (atmos- fer) e, hususi bir havaya sahip olamadı Aynı havanın Cumhuriyet devrinde de uzun Elemeliyiz ! bir devam müddet aynı kesafeti muhafaza edebilmiş olduğ. devir, z ederek u söylene mez. Zira yeni (diplomat) ını devrin, yoklu ve ihtiyaç yüzünden elçilikleri (Kariyer) den. olmayanlara tevdi etmesi bunda olmuştur. Dış politikanın derecesi olan diplomatlık çok müessir üstün ve sandılar ki, bu şeytanlar (Kariyer)i sadece bu çeşit zevahirden ibarettir. B. mizin İkinci Cihan Harbi ârifesinde hükümete bütün bubran mı (pr va vazifesini görmüş olduğunda hâlâ * ppm Bugün kism hal devam ediyor, kısmen de bir başla sak göze çarpıyor. mış bazı elemanlara da münhal makam bekle- mek hakkını tanıyoru Hülâsa; bir büyük kitapla ancak ifade edilebilecek bir konudur bu! Devletlerin hal- leri ve istikballeri dış politikadaki sür'atli anlayışlara, çevikliklere dayandığı bir devirde (diplomasi) ihtiyaçlarına uygun bir tarzda elemek, tensik etmek ve yeniden cihazlandırmak artık ihmal edilemez bir e kadromuzu asrın vazife olmuştur. Adesenin göziyle her hafta bir iş ve hedef: aker geçen Büyük Ka diyor ki: pe modernlik gayretlerinin keskin misal mi olur: yük Do, satıhtı na bu manzaradan kaldığı