HER ŞEY HÜRRİYETE BAĞLI İbretle bakıldığı vakit içinde ya- şadığımız cemi- yetin pk pet ez lerinde nun kopmu ya ağla- rın sağlamlığı aciiinin eml gevşet fertler- memleket çapındaki iktisadi işlerle indi lu bir yolda uğraşabilmesi dahi fertler sammdaki bu dayanışmanın buv- vetine bağlıdır. Kızıla . gibi, Çocuk Esirgeme Kuru- mu gibi, fakirlere yardım kurulları gibi fertler ahelir kurulan, devletçede yardım gören kurumların işleri dışında daha birçok işler, yine ferdi teşebbüslere ır. e. yapılmıyacak olursa, comi- tam olan iyilik kurumumuzun âza sayısı otüz İS a Na bini ya geçer, ya geçmez. Ondokuz milyon kişi içinde birkaç milyon yılda birer lira vererek bu kuruma âza olabilirler ; fakat kendilerince buldukları veya uydurdukları birçok sebebi ileriye sürerek, bu iş kendiliklerinden girişmeği düşünmezler; çünkü söze başladığım vakit söylediğim gibi cemiyetin bağlılık iplerinden çoğu kopmuştur. Niçin böyledir ? Bunun, bence en başlı sebebi, fertlerin iyi bir cemiyet terbiyesi almamış, alamamış olmalarıdır. öyle bir terbiyeyi ancak mektepler verebilir. Halbuki mektepler, bu vazifeyi kendilerinden istendiği gibi değil, Dan; oldukları kadarıyla bile yapamâzlar. Mekteplerin programlarını devlet tertip eder. Programlara, yahut mektep talimatnamelerine baktığınız vakit, çocuk- lar arasında içtimai dayanışma mevzuunun güya büyük bir yer tutmuş olduğunu gö- rürsünüz. O halde niçin çocuklarımız cemiyet terbiyesi göremiyorlar? u. sualin cevabı, muallimlerin tarzlarına (bağlıdır. Muallim er içtimai vazifelerini iyi kavraya- manâıstır. Müfettişler, bir mekte'e girdik- İİ Çİ Gİ © HEP O ÇOCUKLAR fa, ya- ıştırmak Zorunda on onbir on iki yaşlarında idi, sattığı havadis kâğıtlarını, alanlardan h le okurdu sınıfından mış gibi, her seferinde karıştıra karaştama anlatırdı... Ne esrarkeş, ne cigara,n Myo ysk ne zengin | a ani made. Reşat Ekrem KOÇU bazın metresi olan ana, ne kendisine pay küçük bir şef- um ne yazık ki dert dinleyene geç rastlamıştı. MERSİYE Kili boyalı, Te, kir, mercan çocuktur / Sesi poyraz, Gözleri aynalı, Kan kırmızı, kalkan çocuktur ! Koöşmaz, uç Ele avuca sğmaz kaçar, Havodir, civa Alnında k Gözleri gül gül, gli Di çaylar kuhö eler umanı üstünde birer gönül / kül, — Hüseyin nerede ? uldü ?.. Dudak büküldü, A ie * çimi ALLAR İçimdeki düğümü !.. MA: değilim; #birgün “aşk “imkâ; “büyükşehir İstanbul; (Pestalozi) gibi bi hemşehri: yetiştirecektir:" “Elverirki cemi 4 yaşan zin Be pi aile leri vakit, en çok, derslerin öğretimi, muallimlerin devamı... gibi, büsbütün d. olan işleri incelerler; di bağlılığı, v dayanışması da bozulmuştur. aile o kadar hodbinleşmiştir ki, çocuklarının yarın girecekleri cemiyetle hiç alâkalanmazlar. Dünyanın her yerinde m 1 d ço 1 aileleri, kendi çocuklariyle beraber öteki millet kurmuşlardır. z teşekkül görülmedi, görülemedi. u neticeye varıyorum : Cemiyetimiz, bağlılığını, dayanışmasını okaybetmeğe çoktan başlamıştır. Bu bağlılığı, bu daya- mak, mutlâka iâzım- dır; yoksa, bir millet olmak vasfını bile elde edemiyeceğiz. Bunu da mı devletten bekliyeceğiz? Evet, pek tabii!.,. Çünkü devletin işlerini yapmayı üzerine almış olan hükümettir ki, halka, içtimai vazifelerini telkin edebile- cek mevkidedir. Bu, - fertlere, anayasanın sağladığı hürriyetler olur. Hür- en geniş bir mânada verme! riyet olmıyan yerde, b) zekâları yalnız nefs küygaları için işler Anayasanın e hürriyetlerin hepsine, en lerinde; sahib miyiz; Md e z oi ölenin. de- “lillerini göstermesini isterdi hürriyeti dlldiktie” ve benim- sedikten sonradır ki, içtimai dayanışmanın nasıl olacağını izah lala Ev- velâ hava, sonra gıda ves Adesenin göziyle her hafta bir iş ve hedef; (Büyük Doğu) fotoğrafçısı diyor ki «Barlarda ve meyhanelerde bu işi yaparak on para topliyan bu masum kızlar, kendi ni a en &