zr 0 - mma m 2 LEMİ ATLI Reşat Ekrem KOÇU LA büyük dediğimiz milli imiz büyük — prag kaybetti; b - 25 kasım 1945 il (H. 1286) 1869 da Üsküdarda Sultan- tepesinde doğdu. Babası, Müşir Mirza Sait Paşanın kainbiraderi Çerkes İbra- him Beydir. İbrahim Bey (Şizemü) aşire- yı soyadı olarak almıştır. Anasından ve babasından pek küçük bir yaşta öksüz ve yetim kalan Lemi Atlı, kız kardeşinin himayesi altında büyüdü. Henüz on iki yaşlarında iken ve Fatih askeri rüşdiye- sine devam ederken, sesinin fevkalâde letafeti mektep ve aile muhitini teshir et- onağının kar- şısında ufak bir dükkânda tütüncülük ya- . pan musiki hocalarından Hafız em Efendiden musiki dersi almıya, zam tâbiriyle “temeşşuka,, başlamıştı. Şahane ya Çİ SE em muavini olup, mer- humun b önderdiği bir hal tercü- künü idiler. En az, ayda bir gece devrin meşhur hanende ve sazendeleri bu kon. ğa davet edilirler, mükellef bir saz âlemi yapılırdı. Bu saz âlemlerinin nâzım mürettibi de Hafız Yusuf Efendi idi. Bir ahenk ehe hocasının medh ve se- rif Bey, sesim ile gösterdiğim istidada meclüp olmuş, kendilerinin tâbiri ile se- simin meczubu olmuş ve her on beş gün- de bir evimizi şenlendirmeğe ve âcize güvenerek, ilk bestesini bir b şarkı DOME vücuda getirdi. Bu şarkı şudur illa ağn şan enin Bende takat kalmadı ferman senin İhtiyarım elden gitti can senin Bende takat kalmadı ferman senin Fakat'bu şarkıyı, Hacı Ârif Beye de- gil, buz senli benli bir dostluk ku- rulmuş olan hocası Yusuf Efendiye bile okumağa cesaret (o edemedi. Nihayet r gün, Lemi beyin iki kıymetli mualli- da söz ve saz âlemi “Lemi bey,, adı derhal, büyük şehirde bir şöhret oluverdi. o w a2 s p z 3 li w khane nazırı Ali Rıza bey (ki 98 yaşlarında öl- müştür), bir gün Lemi Atlıya iltifat eder- lerken : “Lemi bey ! Sen Külhanbeyi Hü- seyin Dedenin boş bıraktığı yeri doldur- dun!,, demişlerdi. Bu Külhanbeyi Hüseyin sırlarından bir banende imiş ki, Mi " amedrenilin barikulâde şuh, kıvrak ve edalı nağmelerinden ötürü al- mış... Dellâl Zade: “Bir eseri yaptıktan sonra evvelâ Hüseyin Dedeye geçmeli ve sale dinledikten sonra onun tavrın- da Ye etmeli,, der imiş. Muhit, bir büyük a gn e - rn yakışllağiik kadar pray irki Hocaları- — uasırlarından ve Türk hileli k üstatlarından her Faik bey, Ka- pre Ali bey, Bol ahenk Nuri bey, Püs- külcü Osman H Dedenin torunu müezzin a an Rıfat bey merhum, Lemi beyin yarıgarı idi; Sarıye- re sayfiyeye beraber giderlerdi. Orada da musikide sağlam bilgi sahibi doktor binbaşı Kadri ve bestekâr kanuni kay- makam İsmail Nail” beylerden istifadeyi eg İs iye İsmail Nail bey menzul idi; evinden dışarıya çıkamazdı; fakat has- Mziğ odası, heveskâr gençlerin bir meşk- hanesi halinde idi; Rıfat beyle irçok muhallet eserleri, bu arada bil- hassa saplar kürdi) faslını mahfuza- tına el ilâv Lem ra yemi 385 yaş aralarında, on sene bedi yaz mevsimlerini Kanlıca Sırtında taşır bu ku C Talihi sırtında döner hi eğe dam Hür insan olmanın dn Diskli der : Ümitsiz ve esir yaşıyamam !.. Rıza BEŞER 4 Ml Merhum üstat Lemi Atlı veya Rumelihisarında geçirmişti. O za- manlar mehtapta saz âlemlerinin en par- lak devirleriydi. Bebekte Mısır Hidivinin açılan sandallarda Nedim bey ve H İsmail .. en namlı hanendeler hazem du. Lemi beyde hocası Hafız suf, kemani u ve tanburi Kaprisle e ie deniz üstünde, ay ışığında müsa- u; bu yıllardadır wi g peki bülbülü» yanki almıştı. günleri anan merhum: «Altmış sa mütecaviz musiki Köyutüğde Nedim bey gibi bir ses sanatkârına tesadüf etmedim. Onu dinlemek bahtiyarlığından mahrum kalmış olan musikiseverlerimizin bilgi ve zevklerinin pek noksan kalmış olduğunu iddia ederim; sadasındaki halâvet, tiz Dede, o sihirli neyi ile bir segâh takalmi yapıyormuş... Lemi bey ye sesle mukabelede bulunmuş. Dede mestolmuş... Her gittiği yerde bir vesile li Sultansuyu yolunda neyine oldaş olan o sesin sihir ve füsunundan bahsedermiş. Lemi Atlı, besteleri içinde en çok : cini m io ey gülüzar ! ayine yi ürdü sultan hale rl ei ezarı nağme! . Nahli ömrün böyle olsun a Şataraban şarkısını severdi. ç Erenköy mezar- musikinin son büyük üs- tatlarından birini gömdük. Cenabı Hak Lei Atlı merhumun kabrini nura gar. Üketsin. mmm da MENİ