Hammad'ı gö HAMMAD (KUREŞİ) — Allah sırrını takdis etsin — Kendisi .gibi gönül ve aşk ehli, rmeğe geldiler. Evde yoktu. Beklediler, çok geçmeden gel- di. Elinde, pazardan aldığı yiyecek- ler... Hep beraber yemek sofrasına oturdular. Birden, içeriye meçhül bir insan giriverdi ve Hammad'a 30 altın uzattı. Hammad'ın beti benzi attı; derinden derine sarsıldığı, sıkıldığı belli oldu. Meçhül adamın israrı üze- rine Hammad, parayı kabul etmiye- ceğine dair yüksek sesle yemin etti. O ânda, evin içinden bir kadın sesi duyuldu. Hammad'ın zevcesi bağırı- yordu: kın siz, şunun yaptığı işe!.. Bugün benim başörtümü sattı da pa- zardan öyle yiyecek aldı. Kimse kadına cevap vermedi. Bir zaman sonra Cüneyd, Hammad'a sordu y “'Niğin 30 altını kabul etmedin. Söyler misin ? — Zevcemin başörtüsünü pazara . götürüp, satması için tellâla verdim. Tellâl, örtüyü dolaştırıp satarken bir ses duydu: «Bu işi bizim için yapı- yorsun! Cevabı sana tez ulaşırb Eve gelip de bir adamın bana bu al- tınları getirdiğini görünce, anladım ki, cevap bu... İşte bu yüzden kabul et- Cüneyd: — Gel doğru yaptın! Tai dikkat et, dikkat et ki, amelinin a ister gibi durma- yasın | CÜNEYD (BAĞDADİ) — Allah sırrını takdis etsin — Tefsirci: — Cüneyd'in anası sırça satardı. Kendisi de kumaşlar üstüne iş işlerdi. Bu yolun ulularından... Harraz, Nuri Ruyem, Şibli gibi büyükler, iiabelie- rini Cüneyd'e bağlar. Halife, birgün Ruyem'e «Behey edep yoksulu b diye hitap edince, Ruyem: «Ben nasıl edep yoksulu olabilirim ki, yarım gün Cü- neyd'le sohbet ettim?> diye cevap verdi. İşte Cüneyd! "4 Ma ii henüz çocukken, biri ona rdu — Şükür hakkında ne bi isem ? Çocuk, Cüneyd, dedik — Şükür odurki, Allahın sana verdiği nimetlerle günah ve kötülük yolunda kuvvet SAYA. Cüneyd, mânevi bir işaretten sonra e içinde, halk arasında söz söy- meğe memur oldu. ni başladığını duyan halk, takım takım onun etrafını aldı. Bu arada birde genç; fakat hak dininde olmıyan, böyleyken Müslümanlar gibi giyinmiş olan bir geni Genç, Cüneyd'e — Ey Şeyh! Ne Rekli (Se- lât ve selâm ona olsun) «Mü'minin ferasetinden korkun; zira Allahın nu- riyle nazar eder» buyurmuş... Bunun mânasını anlatır mısın? Cüneyd, . başını eğdi, çenesini göğsüne yapıştırdı, bir müddet öyle kaldı. Sonra birdenbire doğruldu : — Ey genç! İslâma gel ki, vaktin erişmiş bulunuyor ! Ve o genç; küfürde olduğundan kimsenin haberi olmayan genç, hemen İslâma geldi. Böylece «Mü'minin ferâ- setinden korkun; zira Allahın nuriyle nazar eder» Hikmetindeki sır belli oldu. Tefsirci : — Herkes zannederki, o gencin İslâma gelişinde Cüneyd'in bir kera- meti var. Hayır, hayır; iki kerameti var: Biri, gencin küfürde olduğunu bildi; sonra da, onun İslâma geleceği vakti gördü. #** Dediler : — Bu ilmi a söylüyorsun ? Dedi: — Eğer bir yerden olaydı, o yere siz de erişirdiniz ! “ie Dedi — İlmin vecd içinde erimesin- dense, vecdin ilim içinde erimesi hayırlıdır. *k Dedi > — Meelislerin en: şereflisi ve en yükseği,» tevhid meydanında düşün- ceyle durmaktır. p5 Ona «Tasavvuf nedir 7» diye sor dular. Bakın ne cevap verdi: — Bilmiyorum! Ve sonra ilâve etti: — Keremli bir kavim içinde, ke- remli bir zamanda, keremli bir kişi- den, keremlinin izhar ettiği Kerem ahlâkıdır. Şeyhi Ekber Muhiddin Arahı Hazretleri, Cüneyd'in aşağıdaki mı“ raları için dediki: — Allah rahmet etsin bu taifenin büyüğü Cüneyd'e ki. zamanının fesa- dını görüp şu mısraları söyledi: Tasavvuf ehli çekildi âlemden Göz açılıp kapanmadan din çerçevesi bozuldu Zühd, riayet, ahlâk ve teslimiyetii din Şimdi kuru kavga ve boş DR e t kaldı Her maksat ve fesat a ye tasladı Ve takvâ değişti ve zühd ve irfan hezeyan oldu. ##* Cüneyd'e dediler ki: — Hicap, yani perde, üçtür: Halk hicabı, dünya hicabı, nefs hicabı.. aa de dediki: — Bunlar aşağı insanlara göre Tebl Yukarı insanların: hicabı birdir: Amellerini, iyi hareketlerini görmek ve ondan sevap ummak, mü- kâfat Deer Tefsir m2 hali karşılığını bekleyenler, nimet verene bakmayıp nimete nazar edenler, hicaptadır. Hattâ ibadet zevki şirkle beraberdir. Bir kimsenin ibade- tini beğenmesi şirktir. Sen, ibadetini, emir edildiği gibi yerine getir; o işde kendini beğenme, her şeyi Allaha ısmarla ve kendi kendini beğenişini Şeytanın yüzüne vur | kk a sordular : melsiz, ibadetsiz, karşı: eş Allahın lütfu olur mu? Dedi: r iş ve herşey, yalnız onun lütfiyle olur; başka şeyle değil.