ŞA e a, mübim hâdiseler vukua ardan biri de, ev- mensup Kirietiğinik kadar, me- üslümanları da ilgilendirdi. Malümdur ki, Osmanlı heğeretirlağr. tam on beş ırka mensup olan insan . kütlele rinin re gre teşekkül etmişti. Bunlar ia, Türk - - Rum « Ermeni - Yahudi - İslav, Rumen - Asi avut - Tatar - Türkmen - Kürt - Geldani - Süryani - Dürzü millet ve cemaat lariyle, kıbti taifesinden mürekkepti. Bu iti- arla Osmanlı ülkesinde, muhtelif din ve mezheplerin mabetleri ve bu mezheplerin ru- hani reisleri mevcuttu. Hıristiyan mezhep dini içinde, Ortodoks kilisesini büyük bir ehem- miyeti vardı. Bu kilise, (Roma Katolik kili- sesi) nden ayrıl, larının umumi bir merk müessesatı onların nüfuz ve kudretini, (Ortodoks kilisesi)- nin ruhani reisi eline almıştı. rtodoks mezhebi, ruhani saltanatın merkezini, Bizans İmparatorluğunun payıtaktı olan (Kostantinopl - İstanbul) şehrinde kur- ln Mezhebin ruhani reisine, (patrik) deniliyordu. Fakat büyük patrikten mâda, biri silen digeri de (Antakya) da ol. mak üzere, iki küçük patrik daha bulunuyor- du. Ruhani teşkilât ise, (eksarhlık), kaposluk) ve (piskaposluk) lara ayrılıyordu. Katolik kilisesiyle Bizans kilisesi, zaman çarpıştı. Kanlı harbler ve hödiseler doğurdu. Bir yere ruhani bağlar lere dı, Ve nihayet: son bir mücadeleden sonra, artık iki kilise 1093 tarihinde, kat'i surette birbirinden Nİ Artık Ortodoks kilisesi, Papaların hiçbir tesir ve nüfuz'ına tabi olma- k tam bir istiklâl içinde yaşımaya baş- (sezpis- uzun yara ladı. T, 957 senesinde Hristiyanlığı ri etmişl: vi Dini merkezleri ef) di. Orto- bir siyaset takip ediyor; hattâ Rusya da dahil ÜÇ KİLİSE mak üzere bütün Şark7Hıristiyanlarını ken- m bağlamak istiyordu. Patrikhanenin bu siyaseti, asırlarca dövün etti. (Kiyef)de bulu- Ziya Şakir kabul edildiği takdirde, hiç şüphesiz ki Bulgar tebaa memnun edilecekti. Fakat, İstan- bul fethedildikten sonra, yeni iden kilise in- â alâkasını kesti. (Rus Ortodoks kilisesi) ni te- sis etti. hareket, Bulgarların'da gözlerini vap Ohlardı da vi Rum patrikhanesinden ayrılar; müstakil bir kilise ralli arzuları Bağladı Fakat Bulgarlar henüz hiçbir kuvvete malik olmayarak tâbiiyet altında bulundukları için, birdenbire harekete geçmeye cesaret) edemi- yorlardı. Bu vaziyet, girin Vee) fikri kmde kadar Ve bu fikir uyanır uyanmaz, ill atik arzuları da baş gösterdi. Fakat Bulgarlar bu arzularını derhal tatbik mevkiine koyacak vaziyette de- bu adam, devlet erkânının ve bilhassa sarayın itimadını ai İstefenaki Bey Babiâliye bir lâyi- ha verdi. Bu lâyihada, Bulgarların Rumca bil- mediklerinden, Rum kiliselerinde Bulgar papasları ta- rafından idare edilmesine müsaade istedi. u lâyiha, 1848 tarihinde verilmişti. O tarihte İstanbulda sütçülük, abacılık, terzi- lik, bahçivanlık, dülgerlik ile meşgul bir hayli Bulgar mevcuttu. İstefenaki beyin lâyihası vx adesesiyle geçmiş gün; Dürrüşehvarın İstanbu gelişi münasebetiyle, Ad 36 yıl evvel yaptığı ve çocuklarından ilham aldığı bir Da (Şehbal) bize hatırlat edilmesine, hüküinetçe müsamaha gösterile- cekti, ne yapıldı. Ve böylece (Bulgar Ortodoks kilisesi) nin 'de ilk temeli atıldı. Artık burada yapılan âyinlerde, Rum patri- ğinden bahsedilmemeye başlandı. Ve böylece Bulgar ruhanilerinin de cesareti arttı r hey'et Babıâliye müracaat etti. Artık Bulgar- rr um patriğini ruhani reis tanımayacak- larını bildirdi, Hükümet, bu sözleri dinle- mekle iktifa ederek müsbet bir cevap vermedi. Rum patriği bu vaziyet karşısında da. yanamadı. Hükümetin kayıtsızlığını protes- to mahiyetinde, istifa dı. den patrik intihabına girişildi. Igarlar, bu intihaba veya menfi hiç aya mecbur kaldı. Yeni- iştirak etmedi. erdi (Bulgar ortodoks) , kilisesini vücuda getirmişlerdi. Vakıa Babıâli ince bir siyaset takip et- Bulgar (ortodoks) kilisesinin teşekkül etmesine müsamaha göstermek suretiyle, Rum patrikhanesinin bilen lari een büyük bir darbe indirmişti. Bu kilise ayrılığı, senelerce devam etti. Rumelide, ayan mezhep mensuplarının müca- deleleri, kanlı hâdiselere sabitiğei verdi. Ba- bıâli, bütün bunlara ile mukabele gös- terdi. Hattâ, gürültülü vak'alardan. hiç hiç sasen ün Sİ ez Rumelideki unsurları , birleş- sira mekti harp, bütün dünyanın terki- Bu meş'u bini altüst kii gibi, her halde mezhebi ce- reyanların da seyrini değiştirmiş olacak ki, Bulgar ve Rus eksarhları, ortadaki ayrılığı kaldırdılar. Şehrimize kadar gelerek, Rum r günün birinde mi re doksluk ittihadı oluverirse, buna asla hayre göstermemeli, ve dâvayı tarihi seri le çalışmalıdır. Biz bu ihmâl ve kayıtsizlik Katabiyln kavrayabilmek; ibret ve dehşetle kavramak gerekti ğu