VET; yüz milyonlarca borç pa- hasına kurulan ve yaşatılan bu (Donanmayı Hümayun), Abdülazizin (Donanmayı Hümayun) u kimindi?.. Bütün mali yükü gafil millet üzerinde olduğu halde, bu donanma, neyi müdafaa için, kim ve neye Bil yaşatılıyordu?.. Devletin, kendi bütçesiyle borçla- rının faizlerini bile ödeyemiyecek hale geldiği, el tezgâhlarının rekabet yü- zünden mahv ve harap olup fakr ve zarurete yol açtığı, el tezgâhlarına yarar iptidai maddeleri işlenmez bir halde elinde kalan köylülerin, hıris- tiyan murabahacıların esiri bulunduğu, devlet salâhiyetinin, idari, mali, içti- mai cepheden çözüldüğü, ümmetçilik bütünlüğü camiası parçalanarak müs- lüman anasır arasında milliyetçilik ve istiklâl arzularının husul bulduğu ânı bir gözönüne getirelim: Bulgarlar, Bosnalılar, Hersekliler, Arnavutlar, Araplar, Ermeniler istiklâl istiyorlar... Rumlar, Bizansa hâkim olmak azmindedirler. Ruslar, Deli Pet- ro vasiyetnamesini adım adım tatbikle meşguldürler. İngilizler, Rusların Bal- kanlara, Akdenize, Boğazlara, Ana- doluya hâkim olmamaları için dik- katlidirler. İşte böyle bir ii Sultan Azizi bile mezara götürmü Böyle bir durumda “Sultan Murat, hürriyeti, müsavatı, meşrutiyeti kim- lere verecekti?.. Gayritürk müslimlerin bir ân ev- vel istiklâllerine kavuşmaları için mi hürriyet lâzımdı?.. Bir az olsun bağ- TARİH VE SULTAN HAMİT (İçyüzünden Tarih : 2 ) sız kalmış olan ümmetçiliği mi kopa- racaktı?.. Yoksa, hürriyet namiyle anasır beyninde bir uhuvvet tesis edip yeni bir camia zihniyeti içinde köklü bir imparatorluk mu kuracaktı?.. Bulgarını, Sırpını, Hırvatını, Rome- nini, Ermenisini, Arabını, Kürdünü, Çerkesini, Arnavudunu, Dürzüsünü, Vehabisini, ilh... bir araya getirip mü- savat ve adalet mi tesis edecekti?.. Çözülmüş, kopmuş, yıkılmış, iktisa- di, mali, içtimai, siyasi durumu zede- lenmiş bir camiayı, meşrutiyetle mi kurtaracaktı Sultan Murat?.. Devletin âşârı, tütünü, tuzu, balığı gümrüğü ilh... Düyunu Umumiyeye geçmiş; devlet içinde devlet kurulmuş... El tezgâhları yıkılmış, iptidai madde- ler murabahacılar eline geçmiş, milli- yetçi cemiyetler, ecnebi tesiri ile ça- lışır olmuş, ekseriyeti (o gayritürk müslüman ve hıristiyan rical, zürra, ecnebilerin mümaşatkârı olmuş, dev- let esrarı yok olmuş, olmuş oğlu ol- muş... Üstüne de 1870 Alman zafe- riyle, Avrupada, Şarkta muvazene bozulmuş, İngilizler yalnız kalmış... Ruslar, 1270 zaferinin acısını kökün- Fotoğrafla geçmiş gün :Meşratiyeti takip eden ilk (Meclisi Mebusan) , o devrin mecmualarında M. Sami KARAYEL den söküp a için Balkanlara ateş yağdırır o yle bir ei ki, bütün bunlar (Tanzimatı Hayriye) nin hediyesidir. Hürriyet uğruna bütünlük bağları çözülen bir topluluğun manzarası... Hastanın, ziyafet sofrasına teşrifi gibi bir şey; ölmek için mi, dirilmek için mi?.. 1293 Rus muharebesini Abdülhamit istememiştir. Eğer Almanlar, 1870 de Fransızlara galebe çalamamış olsalar- dı, bu muharebe olur muydu?.. Ne mü- nasebetl.. Almanlar galip gelince Rus- lar 1270 muharebesinin kendilerine tahmil ettiği muahedeyi (Bismark) la uyuşarak derhal bozmuşlardır. Mua- hedenin ilk bozulan yerleri Karadeniz ve dolayısiyle Boğazlara taallâk eden kısmıdır ki, evvelâ İngilizlere karşıdır. İngiltereyi yalnız yakalıyan, Alman- lardan mümaşatkârlık gören Ruslar, Balkanları ateşe vererek 1293 e doğ- ru yürüyorlardı. Hayır, bazı arkadaş- ların yazıp çizdikleri gibi muharebeyi Sultan Hamit, istemiş değildir. Bu, kabli hâdiselerin doğurduğu bir za- ruret idi. Sonra, bir muarızımızın buyurduk- ları gibi, Osmanlı Bankası Sultan Hamit devrinde teessüs etmemiştir. Mutlaka bilmelidir ki, bu, müsbet ta- rihtir. Bunu bilmemek olamaz. Os- manlı Bankası 1863de tesis olun- muştur. İlim adına bu kadar ayıba m. 1863, yâni Aziz devri... ynı muarızın yazdığı, hattâ bap teçhil ile ihtar buyurduğu «Ab- dülhamit Devri Saltanatı» namındaki kitap, iki cilt değildir. Bu tarih kitabının makbul bir vesika mahiyetini taşıma- dığı halde, üç cilt olduğunu kendile- rine bildiririm. Sultan Hamit, iddiası da yanlıştır Eğer tarihi iyi ve toplu bir surette tetkik buyurmuş olsalardı, Sultan Hamidin şaheserlerinden biri olan Mu- harrem kararnamesine, (Tevhidi Dü- yun) anlaşmasına vakıf olurlardı. O. lurladı da, bu kararname ile yüz mil- yon altından ziyade bir meblağı borç- lardan tenzile muvaffak olduğunu gö- rürlerdi. /Birkaç sayı devam edecek) borç ödememiştir LbO