YENİ İNGİLTERE Hulâsa eden: Ne-Mu bun yl İngiliz İmar Nazırıdır. bin içinde ve yeni dünyanın eren tekaddüm eden günlerde, İngilterenin en halis iş ve fikir adam- larından birini temsil eden bu zat, (Liverpul) üniversitesinde kendisine fahri hukuk doktorluğu verilmesi münasebetile bir nutuk irat etti. Yeni dünya ve cemiyetlere ait en halis fikir ve irfan meselelerini canlandıran bu nutuk, yeni dünyanın en girift iç- timai dâvalarını zirveleştirmektedir. Günübirlik politika çerçevesinde de- gil de, hakiki cemiyet ve irfan pilâ- nında, bu nutuktan alınacak bin bir ders vardır : «Murakabe sistemi hakkında birçok boş söz söylenmiştir. Tehlike zail olun- ca, mecburi emniyet bakımından yine kontrolun devam edebileceği aşikâr- dır. Elde mevcut malzemenin, talep edilen miktarla müsavi olmamasından dolayı tevellüt eden kontrollar, iki iktisadi âmil sayesinde mütevazin bir şekle gelinceye kadar devam etmeli- dir. Eğer gıda ve giyim eşyası husu- sundaki kontroldan vaz geçecek olur- sak, gayri kâfi malzemenin en çok para verenin elinde kalacağı aşikâr- dır. Böyle bir gaflet bize sefalet, bel- ki de açlık getirebilir. Böyle bir hata içtimai bir endişe tevlit edeceği gibi, (enflâsyon) u da intaç edebilir.» «Harap edilen şehirlerimizi yeniden kuracağız. Fakat daha ameli olarak yapılacak şey, ilk iskân kolaylıkları- nın teminidir. Bu hususta düşman harekâtından müteessir olmuş yerlere rüçhan hakkı verilmelidir. Hükümet namına olmamakla beraber, kendi ölçü- me göre bu haktan, dönen askerlerin ve bilhassa yeni evlilerin de istifade etmesinin lâzım olduğunu söylemek isterim. Bu suretle evlilik hayatlarına, kendi öz yuvalarında başlamak zev- kini vermek mümkün olur.» «Bundan sonra sanayi meselesi ge- lir. Büyük harp sanayii işimizi, sulh sanayii yoluna dökmemiz icap ede- cektir. Yapacağımız bütün işlerde bir kere daha beynelmilel ticaret husu- sunun teminini “pilânlaştırmalıyız.» «Hükümetleri için kendilerine mes- uliyetler tevdi edilenler, rehberlik kıy- metini göstermelidirler. Ticaret haya- tımız hakkında verilecek kararlar için hükümetten emirler beklemeği itiyat edinmemeliyiz. Bu prensip harp zar- fında lâzım, daha doğrusu esastır. Fakat bizim gibi hür bir ananeye ma- lik bir memleket için sulh zamanında böyle bir prensipe lüzum yoktur.» «Ticari hayatımızdaki, zinde şahsi teşebbüs ruhunun ihyası için ileride fırsatlar mevcuttur. Bu kimseler, mem- leketin ihtiyaçlarını karşılamak ve re- fahını temin etmek için, bir kere daha öne atılarak milletin ticari hayatına ileride nasıl bir veçhe verilmesi ve memleketimizdeki sanayi işçilerinin tam mânasile himayesi için ne gibi kanuni kuvvetlere lüzum olduğu hu- susunda tavsiyelerde bulunmalıdırlar.» «Dahili ve beynelmilel liyakatsizlik- ler içinde geçirdiğimiz birkaç seneden sonra, harbin ıstıraplarile akıllanmış olarak çıktık. Fakat dünyadaki mev- kiimizi daha vazıh bir fikirle, memle- ketimizde işlerimizi nizama koymak hu- susundaki kabiliyetimizi daha derin bir hassasiyetle düşünecek olursak, Britan- yanın, içinde yaşanacak daha iyi bir yer halini alacağına şüphe kalmaz.» «Harp, daha doğrusu muazzam as- keri hizmet, hemen hemen bir hafta içinde bu maskeyi yırttı, attı. Bize kendimizin nekadar büyük bir millet olduğumuzu gösterdi. Kendi kanaati- me göre, (Çörçil) in memleketi uğrun- da yaptığı hizmetlerin hiçbiri, mille- tine kendilerinin ne kudrette olduğunu öğretmesi yolundaki zaferi kadar üs- tün bir kıymeti haiz değildir. (Çörçil) öyle bir lisan kullanmıştır ki, her ke- limesi halkı teşci etmiş, onlara ölmiye- cek, zinde bir ruh kudreti vermiştir. O, memleketi ebedileştirmiştir. Kalıbını o yapmış, cevherini ise halk vermiştir.» «Harp hizmetinde olan erkek ve kadınların imar hakkında neler dü- şündüklerini öğrenmeyi çok isterim. Onları bayraklar, tefne dalları ve marşlarla karşılayacağımız gün gele- cektir. Fakat geldikleri zaman onları bizden başka karşılayacak, kendileri- nin“ve çocuklarının sıhhat ve saadet 303 a < ie içinde çalışacakları sıcak bir yuvanın ve rahat bir hayatın teminide müm- kün olacaktır. Kendi gayretlerinden istifade fırsatlarını da temin etmek ar- zumuzdur. Onların zihinlerinde yerleş- miş olan ve yalnız kendi ailelerinin değil, memleketin de içtimai istikrarını bozan işsizlik korkusu, kalmıyacaktır.» «Bunlara karşı emniyeti temin, boy- numuzun borcudur. Bu borç, herhan- gi vi olursa olsun, para, hak veya harp evveli menfaatlerinden ANA üstün tutulacaktır.» <Pilânımızın ilk kısmını tatbike baş- lamış bulunuyoruz. Bu da çocukla- rın tahsil ve terbiyesi keyfiyetidir. Memleket bunu umumiyetle çok iyi karşılamıştır. Çok yakın bir âtide, harp zarfında çocuklu annelerle küçük yavruların himayesi ve vücutlarının kuvvetlenmesi için kurduğumuz işi da- ha genişletmek ve devamlı bir hale koy- mak mümkün olacaktır. Bunun için bir Gıda Nezareti ihdası düşünülmektedir.» «Bu hususta Parlamentoya bir çok ii bulunacağız. Eğer bunlar umu- tasvibini mucip olur da halk Dalda ve sıhhiye heyetlerile işbir- liği yapmak mümkün olursa, bu, mem- leketi müsbet bir sıhhat siyaseti yo- luna sevketmiş olacaktır. Bu içtimai yaranın tedavisinde, doktorların çok yardımı dokunacağına kaniim.» «Şunu da ilâve etmek isterimki, pilânlarımız yalnız kâğıt üzerinde de- ğildir. İmar işinin kuvveden fiile çık- ması için icap eden kanuni makinenin meydana getirilmesi işile meşgulüz. Deniz aşırı yerlerde güçlükler içinde” savaşanlar! Sizden, bu işin ilerlemiş olduğuna inanmanızı isterim.» Lord'(Valton)