00 00 UYUR DOĞUYA D DOĞRU » ii . . Lİ s. 9 anabhlardan yedincisi : am ' G Nizam ve eat, başlı başına bir ri değil, her & Bizim anladığımız ileri ve üstün insan nizamına ge- oluşun ayrılık kabul etmez iş ve hareket şartı.. lince, bu, her türlü ham ve kaba istif ve sürü tertibine & Görmek hâdisesinin meydana gelmesi için, nasıl gö- zıt, her ferdin bizzat kendi şahsında inandığı şeyle cemi- rülecek madde, görecek göz ve ışıktan ibâret üç ayrı ve yette inandığı şeyin mevkiini alması ve koruması hâdise- z mutlak unsura ihtiyaç varsa, bizde bütün hayatı, fikir, sidir; tıpkı camide, imam arkasındaki topluluğun, kalkar, eğilir, oturur ve yatarken, şahıslar ve cemiyet halinde insan ve nizamdan ibaret sayıyoruz; demek ki nizam ve temsil etiği mükemmel iman ve şuur nizamı... n nizamcılık, bizce, kitap okunan bir odada, kitap ve oku- yucu unsurlarının yanında, ışıktır. ö Yurdumuzu saran bütün cemat, nebat, hayvan, insan Gi Nizamın bir gaye değil, vasıta, fakat bütün gayelere ve mefhum kadrosunun, tek ve ana bir pilân etrafında, bir hâkim kudrette bir vasıta olduğunu tesbit eden aklımız, arının petek mimarisine kavuştuğunu görmek ve petekteki nizamcılık dâvasını ruhumuza tercüme ettirince, derin ve nizam çizgileriyle sınırlı höcrelerin, en saf ve hakiki balla girift kâinat nizamı altında, bu dâvayı ince bir mistika taşdığına şahit olmak... anlayışı çevreliyecektir ; öyle ki, yer yüzünde, ne fikirsiz Mi : a bei i ve hareketsiz tek nizam, ne de nizamsız tek fikir ve hare- MD Birim, Haddi e e) bütün varlık unsurlariyle öz Bakal üdebileceğiz: ün vatanı içine alan nizamcılık dâvamız, o hesap man- . zumesinden bir ifadedir ki, onda ferdi kayıtlar küçük hesap ğ Nizam, topyekün ruhun, topyekün maddeye işlediği O zümrelerinde; küçük hesap zümreleri tâli hesaplarda, tâli ölçü şiiridir; ve öyle kudretli bir varlıktır ki, her türlü O hesaplar esasi hesaplarda, esasi hesaplar umumi pita Yi oluş cevherinin bir adım önünde gider, gittiği her yerde “umumi mizan ise alacakla vereceği denkleştirmiş bir bü z oluş gerçekleşir, olduğu zaman herşey var, olmadığı zaman o yazene fikrinde sımsıkı bir mutabakat levhasıdır; ve bu da herşey yok olur, âdeta ruhun mu onu, onunmu ruhu do- mutabakat levhasında tek kuruşluk bir cem hatası, bütün ; ğurduğu muammalaşır ve nihayet nizam, en mücerret mâ- muvazeneyi allak bullak edici bir âmil sayılmaya ve hemen i nasiyle, ruhun iskeleti halinde karşımıza çıkar. yok edilmeğe mahkümdur. © Bizi tabiat düşündürsün; üstüne taş atılmış durgun bir suyun halkacıkları, bir ağacın yaprakları, dalları, göv- desi ve kökü, havada bir kuş topluluğunun hatları arasın- daki nizam, bunlardan her birinin bizzat tecelli aynasıdır; ve bu nizamlar, büyük ve merkezi kâinat nizamındaki vah- detin kol kol şubesi... BUYUK DOĞU o Nizam ve nizamcılık, kalın hatlarını teker teker çizdi- ğ ğimiz, bundan sonra da lif lif ayıracağ'mız ruhun emre dır; ona bakmadan ne biz kendimizi görevtüuc- nede bu ruha dönmeden herhangi bir mevcudu Keileilammeı; 1001, Çerçeveden BİR MİSAL Necip Fazıl KISAKÜREK Boğaziçine uğrayın : Yalısının rıhtımında kendisini * elâleme teş- bir eden (pijama)lı insanlar göreceksiniz. Bir sandala binip sahil boyunca ilerleyin: Sağınızdan solunuzdan geçenlerin çoğu (pijama)lıdır. Suadiye taraflarına buyrun: Küstah kübika mimarilerinin küstah biklzieli eli (pijama) lılar... Ayağında bir çift Mahmutpaşa terliği, sırtında alacalı bulacalı bir (pijama), asfaltın üzerinde gazete oku- z yarak e bile görürsünüz. ÇOCUK VEHM i Bir zadanlar, patiska dağayı dövetide; zey Peltaynli şekip ve Sir kapi çıriğiaği dalar durur; Güzele, gerçeğe giden bir yol U.s Yarının şafağı, dünün gurubu, kellifelli insanları hatırlarız. “Acaba (pijama)yı, Bâlâ üniforması ağarında Ürperir geçmişteki çocuk vehmim. Döşedi yolumu sonsuz renklerle. resmi ve muhteşem bir giyim vasıtası sanan bu kenar dilberleri, Açarak penceremi"Kim 0?,,demek, K sabık entari zariflerinin çocukları mı? Ve“Aç!,, deyişini duymak isterim. 4 Etrafım bahçeler ve İrem bağı, (Pijama), ancak yatak odalarımızdaki aynanın yeme 7 Üstümde yedi renk Ebemkuşağı; mahrem bir istirahat kılığıdır ve affedersiniz ama, (pijama) yla elâ- a Sen de düş bu yola, sen de leme görünmek, anadan doğma çırılçıplak görünmekten daha çirkin ilerle | ve ayıp... Orta halli bir İngiliz, kendisini (pijama) siyle oda hizmet- Eu çalınan kapı benim değildir; çisine bile göstermekten hayâ eder, En acısı, en acısı şu ki: gidi Avrupalılaşma gayreti, hey! Ruha nüfuz ei di üstünkörü madde kopyacılığiyle bir medeniyetin avlanamıya: Elinde feneri, eskisi gibi, a ve bir çoğumuzda şü zaman ve mekânını şaşırmış (pijama) ne güzel Bana artık gelmiyor bir misafir. , Rıza BEŞER ( (vi Sabahattin Tahsin TEOMAN Yarının şafağı, dünün gurubu... Güzele, gerçeğe giden bir yol bu TAL N e