Herşey Doğudangeldi ğ'Her şey Doğudan geldi; her şey, yani ruhumuz... D Doğu, insanın yağmur suyu kadar saf ve aydınlık olduğu çağlarda, yürekleri ve kafaları dört köşe madde hendesesi körletmezden evvel, ruhumuzun ilk ve büyük marifetlerine sahne... © ini ifadeye göre, insan tohumu Âdem, Doğu pilânın- da bir yere ayağını bastı; kurtarıcı Nuh peygamber, ge- misini orada bir noktaya oturttu; resuller atası Ibrahim, Doğunun maddi ve manevi çerçevesi üzerinde ateşi gül bahçesine çevirdi ; büyücüler ustası Musa, ümmetine vâde- dilen toprağı orada aradı; meleklerden merhametli İsa, ölüleri dirilten nefesini Batı istikametinde Doğudan üfledi ; ve Allahın sevgilisi Muhammed, Doğunun bir kenarında, kum tanelerinin içine mermer kubbeler yerleştirdi. öğ Davanın, inananlar için bütün bunlara inanmayı, inan- mayanlar için de inanmamayı isteyecek noktasına henüz çok uzağız. Davanın o noktasındayız ki, nasıl Tanrıya inan- mayan bir insan, hiç olmazsa Tanrıya inanan başka insan- lar bulunduğuna inanmaya mecbursa ; ruhun bütün binasını da, o hinn ister sağlam, ister çürük bilinsin, yalnız Doğu- nun temelleri üstünde görmek zorunda. © Yer yüzü ve bütün insanlık tek bir vahid olduğuna göre, Doğuyla Batı “arasında hiç bir coğrafya softalığına üşmeden, Doğuyu da Batıya nisbetle sadece müessirlerin doğurduğu belli başlı ruh ve kafa şartlarına ilişik bir vâkıa kabul ettikten sonra, hemen belirtelim ki, insan oğlunda maddenin ötesini kurcalama ve ötelerin rü- yasını yaşama cehdi, mucizeler bahçesinin renk ve ışık dolu ufkunu yalnız Doğuda buldu. © Ru, mucize, masal, Büyü, şiir; ve ötelerin, girift lerin, bilmecelerin ilmi, ruhu ve mizacı yalnız Doğunun... © Heyhat ki, ilk ve derin insan örneğine hayat veren ihtişam ve azemet kaynağı Doğunun, ihtişam ve azemetine denk bir zaafı oldu; bu zaaf onda, gibi, ölüm okunu cezbedici bir hususilik yaşattı ; ve okun ucu işte bu topuğa gömülüp Doğuyu boylu boyunca yere serdi. Doğunun katili olan ok, maddeye seyislik eden ba- sit akıldan ve onun emrettiği miskin icaplardan ibaret... belli başlı (Aşil) in topuğu BÜYÜK DOĞU 1001. ÇERÇEVEDEN — İsmin ne çocuğum? — Öztürksoykaner | .İTÜN SAADETLER — Mektebe gidiyor musun? MÜMKÜNDÜR... — Evet, yüksek tahsilimi ya- piyorum | — Maddeci mi, ruhcu musun? — Ben bitarafım — Müthiş! (Viktor Hügo) kimdir — Bir fransız muharriri ! Bütün saadetler mümkündür... Şu kapının Me in dün Bi, inde, iltüsüz... PA içide gürü — 17 ipi asrın der Bu adam tı, eseri n Bütün saadetler mümkündür.. EYER Bötbah #lârik biras gülümsemesi ri Fran kilan kuran- : — Ne diyorsun ? Sen yalınız “Körlerin gün görmesi, (Viktor Hügo) nun değil, Fran- Mümkündür bütün mucizeler.. sız en a terikbil bil Ana, baba, evlât, bütün. kaybo- miyor, Lai m, 19 uncu asrın diyocekiti ib izl İlk Türk Cüm- hurrelsi kii > lanlar Ebedi bir sabahda buluşmamız bir daha. FOTOĞRAFYA Necip Fazıl KISAKÜREK Do medeniyeti nasıl doğu” Türklerin sayesinde Te ade hangi ye re dayanır — ln keşfine - (Alp şe terkibi niçin doğru değildir ? ru deği pa kızlar ene) der- misin ? — (Üç kız büyüdüler) derim! — (Müstehcen) kelimesinin manası nedir? — Bu kelimeyi (Afrodit) da- vasında duymuştum. (Zararlı) demek galiba... — Ahlâk ne demek ve niçin lâzım? — Bilmiyoru — Ahlâk telâkkisi olmayan bir cemiyet yaşayabilir mi? — Siz benimle alay ediyor- unuz ? Size m va ki, kardaki konuşmanın me a Foteğekiya, töre yn © Ölüler, hepimiz için yalvarın Al Atatürk, t . hn.“ laha/ — Ya ondan eril Cümhur- IN ismi müstesna, as- reisi? ln e her gün biraz daha'çe- Ziya Osman SABA — Abdülmecid | galan asıllarına mutabıktır. 9 m a 2 BİLİNSE NASIL, NASIL ? Renk renk hafıza bahçelerinden, lttyâdımızın ettiği dâvet. Bilinse nasıl seyredilebilir; Bir yaprağın içindeki kıyâmet? Gözlerimiz yumulduğu zaman, Bütün gördüklerimiz nerde kalır? Bilinse nasıl duyulabilir, Gökyüzüne dalışımızdaki sır? Oyalıyor, oyalıyor bizi, Günahlarımız arasından geçen su. Bilinse nasıl artmaz nedâmetimiz? Bir çocuk şarkısındaki arzu !.. Emin ÜLGENER Büyük EN 2y Eyl 19Y) ye Ke”