23 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

23 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Istanbul ikinci müntehiplerinin ilişaresine arzedilen zevatın isimleri riyet Tefikimiz, dün nam- in İstanbul müntehibisanile- resine arzedilen zevatın isimlerini şöyle yazıyor: i — Dr. Refik Saydam İstanbul mebusu, Başvekil, 2 — Ali Rana Tarhan İstanbul mebusu, Gümük, İn. Vekili, 3 — Atmed Hamdi Denizmen İstanbul mebusu, 4 — Ali Barlas İstanbel mebusu, 6 — Atıf Bayın- ğ r İstanbu! mevosu, 6 — Dr. Tuğamiral Hakkı Şinasi Erel İstanbul mebusu, 7 — Pakihe Öymen İstanbul mebusu, 8 — Gr, Refet Bele İstanbul mebusu, $ — Gr, Kâ- zım Karabekir İstanbul mebusu, 10 — Sa- deddin Uraz İstanbul mebusu, 11 — Salâh .Cimcoz İstanbul mebusu, 12 — Şükrü Âli stanbul mebusu, 13 — Yaşar Yazı- nbul mebusu, 14 — Ziya Karamur- &al İstanbul mebusu, 15 — Rüştü Sokarya Tümgeneral, 16 — Hatice Yeşim İstanbul kız hisesi ingilizce munilimi, 17— A. Şükrü Esmer profesör ve gazeteci, 18 — Arif Yazar İstanbul Adliye müfettişi, 19 — Kemal Ergüden emekli general, 20 — Sa- fiye Hüseyin Elbi Istanbul Ç, H. P. İlyön- kurul eski üyesi, 21 — Dr. Sabiha Sayın İzmir çocuk yuvası başbekimi, 22 — Atıfa Beyoğlu orta okul tabilye muallimi ardirektörü, 29 — Feridun Fikri eski sim - mebusu, 24 — İbrahim Alâeddin örsa eski Sıvas mebusu, 26 — Dr. İhsan Arif Derman Cerrahpaşa hastanesi bevli- ye sefi, 26 — DE. Terlik Receb Brensoy Üniversite profesörü 21 — Memduh Say bakteriyalor, 28 — Dr. Server Kümll Tak» © V. Merkez Hıfzıssıhha mü- | vinl, 28 — Dr. Hasan Reşad Sığm- dim profesör, 39 — AN Kâmi Akyüz Da-'| ka müdürü, 31 — Süreyya Sami | & kansolası, 32 — Mahir Ke- x, 38 — Şakir Larbiye ve ! 36 — Abidin Fethiye Çavh: İs- Zümr madeniye Daver muharrir, 37 tanbulda ortamekteb mualilm - Sa- miye Nedim Bilhan Vaniköyde eski Viya- ba seliri Mahmud Nedim paşa kızı, 39 — Tezer Taşkıran Ankara kız lisesi müdürü, “ Fahd Birsan Galatasaray Üsesinde mnallim, 4 — Sırrı Demirkan Devlet mnt- basi ustası, 42 — Haydar Gündüz İstan- bulda emekli muhabere aibayı, 43 — Al Seyfi Tener Ankarada emekli topçu albe- 44 — Ahmed Hamdi Binark İstanbulda emekli topcu ulbayı, 45 — Fuad Kösernit İstanbulda emekli albay, 46 — Hüsamed- | din Ülsel İstanbulda eski Bahriye müste- Şanı, #7 — Şerif Akalın İstanbulda emekli kurmay yarbay, 48 — Sand Ener Anka- rada emekli kürmay albay, 49 — Nuri Div- riker İstanbulda emekli general, 56 — Rı- aya: İstanbulda emekli albay, 51 —| Nuri Büyükalpan İstanbulda emek- Mi kurmay albay, 52 — Cevdet Rrentok İs- | tanbulda emekli yarbay, 53 — Nedim Mu- | radoğlu Istanbulda emekli tuğbay, 54 — | Kadri Demirkaya emekli general, Harp | ok ransızea öğretmeni, 55 — Hayri Se- | zer İ lda emekli kurmay yarbay, 58 —| Abdullah Vahdi Arıman Ayakkabıcılar ko- | operatifi müdürü, 6 — Hamid Anteb İn- | hisarlar hukuk müşaviri, 58 — Bedreddin Sozmen İstanbulda emekli kormay yar- ay, 59 —N. Atakan Harbiye okulu. öğ- retmeni emekli sibay, 60 — Ziya Tonguç | eski Çorum mebusu, 6 — İskender Ölmen Bostancıda dokter, 62 — Mithat Yenel İn- umum müdürü, 63 — Mehmed Al , *T. 'T. Fen heyeti azası, 64 4 Özek Denizbank şeflerinden, 60 — Esad Muhlis Oksal Orman (fakültesinde profesör, 66 — Puad Simavi Harlelye Pro- tokol U. Müdürlüğünden emekli, 67 — Ra- gib Küreralf eski Stekkolm sefiri, 68 — Asım Süreyya İloğlu İstanbul belediyesi İk- tad müdürü, 60 — Emin Arım İstanbul | Kadastro müdürü, 70 — Yusuf Ziya Or- C AKŞAM'ın tefrikası AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — İstemiye istemiye Refet: — Evet! - dedi. - Yazdığın adresi gö- rünce bildiğini anladım. — Bütün vaziyeti biliyor gibiyim. — Nasıl — Yani içtimai mevkiin değişmiş... Kadri Memduh paşa olmuşsun. Boğaz- içinde mükemmel bir yalın var... İki enfes kızın, maşallah... Doğrusu teb. rik ederim. — Canım Fahri, şakayı bırak! Ba- na kompliman yapmak için beni bu- raya çağırmadın ya... Sadede gelelim! — Vallahi paşam... (Bu «paşa» ke- hmesini delikanlı istihza ile telâffuz ediyordu.) Sen pek zeki bir adamsın. Seninle görüşmek bir keyittir. Tevek- keli değil her zaman dört ayak üstüne düşersin, Alayı bırak da kısaca ne istediği. ni bana söyle! — Pekâlâ! Bak ikimiz de ayni mer- kide insanlardık. Halbuki sen bugün zenginsin. Bense açlıktan geberiyo. rüm., Sen paşa oldun, ben sürünüyo- zum. Sen mesudsun, ben bedbahtım... . taç Akbaba mecmuası sahibi, 71 — Sıtkı Bilgiç İstanbul Ü, meclis azası, 72 v- Ethem Sencer Denizbank makine müfet- tişi, 73 — İsmail Hakkı Andan İstanbulda emekli albay, 74 — Mediha Muzaffer Bay- #al İstanbul kız ortaokvl coğrafya muali- mi, 75 — Semiramis Tezel İstanbulda dok» tor, 16 — Lâtife Bekir Ankarada Yenişe- hirde mükim, 77 — Kıymet Pekdeğer He- şiktaş ilkmekteb muallimi, 78 — Rüştü Ro- ceb Duyar Bakırköy ve Şişli hastaneleri si- nir mütehassısı, 79 — Dr. Medeni Akman Burgaz sanatoryomu müessix ve müdürü, &) — Balım Ahmed Çalışkan İstanbulda doktor, 81 — Dr. İsmalı Hakkı Evin Külehi | askeri Hsesi tabliye muallimi, 02 — Suphi Yakar emekli doktor general, 83 — Zühtü Rıza Tinel Edirnekapı dispanseri başheki- mi, 84 — İsmati Hakkı Yeşilyurd Sihhiye Vekâleti müfettişi, 35 — Ferld Erinal Bey- kozda eczacı, 88 — Malık Taptık Kadıköy- de eczacı, 87 — Hüsnü Arsan İstanbulda Karaköyde eczacı, 88 — İbrahim Tevfik Kezer Ankara asliye ceza hâkimi, 89 — Haşim Babacan Temyiz mahkemesi rapor- törü, 90 — Hasan Fehmi Erbil İstanbulda emekli albay, 9İ — Muhtar Sargın İstan- bulda emekli istihkâm aibayı, P2 — Al Rı- za Kalyon Abaşoğlu İstanbulda emekli deniz albayı, 99 — Yusuf Konan Akyüz Adalar belediyesi başhekimi, 94 — İhsan Abidin Akıncı Ziraat bankası idare mecli- si azası, 95 — Fehmi Vural Sinop valisi 06 Mustafa İbrahim Tarım Eyüb orta okül muallimi, 9 — A. Hilmi Ömer Budds Haydarpaşa ilsesinde muallim, 98 — HH. Kemal Sun Pertevniyal lisesinde muaj- | Um, 99 — Fethi İsfendiyaroğlu İstanbul Maarif müfettişi, 100 — M. Rıdvan Eldeniz | Ankarada çifçi, 104 — Selim Bener Ankara İskân mimarı, 102 — Asım Engin Silivri Parti başkanı, 103 - - Mehmed Ali Gökçen Usküdar Parti başkanı, 104 — Vahyi Öz- | afar Ankara belediyesi kimyahane müdü- rü, 105 — Hulki İsmali Göknar İstanbul- da Kimyager, 106 — Cevdet Erhatur İzmir Gümrük kimyageri, 107 — Rükneddin Na- suhloğlu İçel valisi, 108 — A. Naci Akbay Şürayı Devlet arası, 109— Adil Güven İs- kân müfettişi 110 — Akif Altınsoy Devlet Demiryolları inesul mubasiplerinden, 111 — Halli Mergen Ziraat bankası şef muavini, 12 — Hali Nimetullah Öztürk eski profe- sör, 113 — Şükrü Sayan Gazi lsesinde mu- allim, il4 — Saffet Ceylan İstanbul eski Maarif müdürü, 115 — Esad Hami Özkan Harp Akademisinde müderris, 118 M. Niyazi Erenbilgen Kuleti Hsesinde muallim 117 — Feridun Manyas İstanbul ticaret ve | zahire borsası komiseri, 118 — Ethem İz- get Orsal Gemi Kurtarma “1. A, $. müdürü, 119 — Murad Fortun İstanbulda türcar, 120 — Zeki Dede Muş belediye azası, 121 — Buud Esad İstanbullu İstanbulda dördün- cü ceza mahkemesi azası, 122 — Ziya Yü- rük Iktisad Vekâleti hukuk müşaviri, 123 Ali Rifat Erel Istanbulda emekli kur- may albay, 124 — Hüsnü Sağnak Beşik- | taşta emekli albay, 125 — Reşid Güneray emekli Tümgeneral, 126 — Ali İhsan 8â- bis emekli ordu kumandanı, 127 — Hüsnü | Kartaltepe İstanbulda emekli Tuğbay, 128 izeet Yeğinsü İstanbulda kur- 129 — M. Talât Örkan İstan- bul verem dispanseri başhekimi, 130 — Rı- za Nuri Birgi İstanbulda doktor, 131 — Kâ- am Esad Devrim Üniversite diş profesörü, 152 — M, Reşad Elgün emekli Şehremaneti meclisi reisi, 133 — Hazan Tahsin Erez Ankara kambiyo müdürü, 14 — M. Beh- cet Yazar Haydarpaşa llsesi edebiyat mu- alimi, 135 — Halld Fahri Ozansoy Galatasaray lisesi Edebiyat (o muallimi 18 Reşid Bigat Toprak mahsul- Jeri idare meclisi reisi, 137 — Necmeddin Göklalay İstanbul Denizbank başmakinist- lerinden, 138 — Hükmü Arkok Beşiktaş Halkevi bağkan!, 139 — Ethem İrzet Beni- ce Son Telgraf gazetesi sahibi, 140 — Ali Naci Karacan İkdam gazetesi sa) di — Galib Bahtiyar C, H. P. İstanbu kurul azası. 'refrika No. 47 Nakleden: (Vâ-Nü) Daha saymağa hacet yok... Söyle bu hak mıdır? »— Demek feleğin haksızlıkların: ben düzelteceğim, öyle mi? »— Tamam! — Peki amma sebep ne? Bilirsin ki, bu dünyada insanlar daima bir mens faat mukabili fedakârlıklar yaparlar. Ben niçin sana yardım &decekmişim, bunda kârım ne? Bunu düşündün mü? Elbette! Hem düşündüm, hem cevabını da buldum! — Ne imiş? — Demin sana saadelinden, serve- tinden bahsediyordum. Bunlar gayet nazik şeylerdir. Çarçabuk bozulabilir. Meselâ sana hased eden biri olsa da ih. bar etse. «Bu Kadri Memduh paşa sah. tekâr bir adamdır» dese, ne olur sana sorarım. 'Taşıdığın bu ismin sahibini öldürdüğün de meydana çıkar. — Yalan! Ben kimseyi öldürmedim! Bu o kadar samimi bir feryaddı ki, Fahri derhal inandı: Öyle ise ne surelle bu şahsiyeti edindin? ” > AKŞAM Ayancıkta bir * deniz kazası 0 denize dökülen 4 malı | $ gemiciden biri kayboldu * Ayancık (Akşam) — Cuma gü saat 16 da limanımıza gelen Ege va- purunun yolcularını almak üzere gi- den motörler fırtınanın ant olarak sertleşmesi yüzünden bin müşkilâtla sahile gelebilmişlerdir. Bundan başka bir kayık içinde dört gemici olduğu halde batmış, gemici- lerden Ayancığın Yenimahallesinden 40 yaşlarında Şükrü Özdemir büyük dalgaların altında kalarak boğulmuş, diğer üç arkadaşı Zingal şirketi iske- Jesi civarında Zingal denizcileri tara- fından kurtarılmışlardır. * Beş çocuk sahibi olan Şükrünün bu acı ölümü büyük bir teessür uyan- dirmıştır, Cesedi aranmaktadır. Şükrünün çocuklarına yardım ol mak zere Zingal şirketi memürla- rından B, Ali Vefaeddin Argon şirket memur ve işçilerinden 200 Uralık bir yardım temin etmiştir. Ayancık iskeleye kavuşuyor Ayancık (Akşam) Ayancığın Mnanı açık olduğu İçin evvelce Bele- i diye tarafından yaptınlan ahşap İs- kele zamanla gayri kabili istimal bir hâle gölmişli, İskele resminin Deniz- banka geçmesi üzerine dalgaların tesirile vapurlardan yolcu dahi alına- madığını gören Denizbank bur demi Tunmak maksadile müfettiş ve mü- hendis göndermiş vâziyeti tetkik et- tirmişti. Yeni at muvafık görül düğünden müteahhit, ve mühendis- ler gelerek iskelenin yapılacağı yeri tesbit etmişlerdir. Ayancık halkı ve bilhassa kayıkçı Jar mükemmel bir İskeleye kavuşa- caklarından sevinç duymaktadırlar, Tirenin Akkoyunlar köyünde bir cinayet İzmir (Akşam) — Tire kazasının İ Akkoyunlu köyünde: bir cinayet ol- muştur, Rıza adında biri köy halkin- dan Ahmed Irmi rak dağa giderken Ahmed — Hayvanı nereye götürüyorsun? Sakın tarlaya sokup zarar yaptırma! demiş ve Rızanın arkasından gitmiş- tir, Bundan muğber olan Rıza, yanın da taşıdığı nâgand taklidi tabancası- ru ateş ederek Ahmed Irmağı omu- zundan ve karımdan yaraliyarak öldürmüştür, Katil tutulmuş, adiiye- ye sevkedilmiştir, Aydında sekiz tayyareye 15 mayısta ad konacak Aydin (Akşam) Aydın vilâye- tinde sekiz tayyarenin ad konma me- rasimi 15 mayısta yapılaraktır. Yeni tayyarelere ma, Sultanhisar, Kuyuncak, Akköy, İ Söke, Umrulu) adları verilecektir. Refet Suriyede başından geçen Va- kayı anlattı: — İşte! dedi, - Cesedin üstünden ey- rakını aldım, İstanbula geldim. — Evet amma bunu polise isbat et. men pek uzun süter. Hem de başında banka meselesi var... Biliyorsun ya ucu hapistir. — O sahtekârın benim kim bilecek ki! — Ayol banka arkadaşlarınla kar- şılaştırılınca, değişmene rağmen hep- sl seni tanıyacaktır. Ben seni gürün- ce tereddüd ettim mi? Refet arkadaşının cüretine aynen mukabele etmek istedi: — Farzet ki öyle olsun, Fakat çek meselesi ortaya çıkarsa o işte bana cürüm şerikliğini yapanın da başına çorap örülür. — İlâhi Refet, çok tuhafsın vallahi! Beni kim tanıyacak, veznedar üç da- kika kadar yüzümü gördü aradan da seneler geçti. Sonra ben yaşayışımda en ufak bir değişiklik yapmadım. İs. tanbuldan kaçmadım. Hayatımı araş- tarırlarsa bir şey bulamazlar. Yok im- kânsız ben ele geçmem! Refet cevap vermedi. Delikanlı si. nirleşmeğe başlamıştı. Yerinden kalk- tı bir sigara yakarak: — Anlaşamıyacağımızı görüyorum. Hesabı temizle de gidelim. Bonra muhatabına ÖK dik baktı ve; Aa si olduğumu iskele inşası için tetkikatta b. | sin merkebini ala- | (Karapınar, Kök, Dala- | 13 MAT 1Y5v Haftalık piyasa Avrupadaki siyasi gerginliğe ragmen ihracat maddelerimizin satışı iyidir | Piyasada fazla fenliyet yoktur. Bu- na sebeb, Avrupadaki siyasi hadise- lerdir. Bir hafta evvel Çekoslovakya nın işgali, bu memleketle olan ticar münasebetlerimizin birdenbire ke- silmesine sebebiyet vermiştir. Merkez bankası tarafından neşre- dilen malümata göre, Çekoslovakya ile aramızdaki klering anlaşmasına güre, Çekoslovakya bizden - alacaklı- dır, alacak mikdarı 3 milyon lirayı bulmaktadır. Çekoslovakyanın işgali Üzerine, her iki memleket arasındaki ticari münasebetlerin ne suretle tas- fiye edileceği henüz belli değildir. Her hâlde, Çekoslovakya ile âramız- daki alacak verecek meselelerinin tasfiyesi için, bir şekil bulunacaktır. Bu şekil, vaktile Avusturya ile ara- mızdaki ticari münesebetlerin tasfi- yesine sid olan şekil olabilir. Çekoslovakya - hadisesinden sonra zuhur eden gerginlik üzerine, sigorta nakliye tarifelerinde hiç bir tahavvül yoktur. İhracat maddelerimizin vaziyeti Yukarıda yazdığımız gibi, piyasa- nın durgun bir devre geçirmesine rağmen, ihracat maddelerimizin .sa- tışlarına büyük bir tesir icra etme- miştir. Bazı maddeler müstesna ol- mak üzere diğer maddelerimizin sa- bunları birer birer aşağı Tütün — Bu hafta içinde en İyi satış dervresi geçiren İhraç madde- miz, tütündür. Bir Alman grupu yak niz Tütün Limited şirketinden 180 bin kilo tütün almıştır. Bu, büyük mübyaatın arkasından yeni yeni alış- ların devam edeceğinden bahsedil- mektedir. Şimdi tütün piyasasının en hara- retli mıntakaları, Trakya, Marmara havzasıdır. Bursayı da Marmara hav- zası dahilinde kabul edersek, umu- miyet itibarile tütün ticaretinin iyi bir devre geçirdiğine hükmetmek 14- zımgelir. Dokuma ham maddeleri — Bu haf- ta içinde tiftik piyasası durgundu. İngiltere ile aramızdaki ticar! müna- sebetlerde bir durgunluk olması da, tiftik satışlarına tesir etmiştir. Esâ- sen takas primlerinin de düşkün ol ması, satışların azalmasına sebebi- yet vermiştir. Maamafih tiftik satış- larındaki bu durgunluk, tiftik tica- retinde mühim bir hadise değildir. Çünkü mevsim başındanberi, tiftik ticareti en iyi bir devre geçirmiştir. Alâkadar bir tacirin verdiği malüma- ta göre, geçen sene mahsulünden el- de hiç mal kalmamıştır. Her ihracat maddesi böyle bir devre geçirmiş ol- İ saydı, hiç stok malımız kalmıyacaktı. — Yüzık! - diye mırıldaridı. Sahte Kadri Memduh paşa telâşla: — Dur canım,.. Böyle dargın ayrıl mak olur mu yaf Ne yapalım! Sen korkun olmadi. ğını iddin ediyorsun. Âlâ! Bakalım s0- nunda kim haklı çıkacak! - Şimdi, sen o lâfları bırak da bun- ları unutmak için kaç para istediğini söyle. Fahri yavaş yavaş yerine tekrar ©- turdu: — Aziz paşam... Hamdolsun aklim başına geldi. İstediğimi yaparsan yal. nız süküt edecek değilim, sıkıştığın za- man yardım bile ederim. Bütün mâ- nasile samimi bir dostluk teklif ediyo- Tüm, Fâkat bunun mukabili senden ön bin lira istiyorum. — On bin lira! Çıldırdın rm? Bu ka- | dar parayı ben nereden bulurum, — Kızınız Perihan hanım çok zen- gin, tahkikat yaptım öğrendim. Ak- rabanız Lütfiye hanımefendinin de çok serveti var, — Onların paralarından bana ne? İstifade edemem ki! — İsmini taşıdığın Kadri Memduh paşanın iradı akarı yok mu? — Maateessüf vaktile iflâs etmiş. 'Tekrar zengin olmak için Suriyeye git- miş amma talih kendisine yar olma- miş. — Öyleyse Nadireyi nasıl deruhte Bu seneki tiftik rekoltesi de iyidir. Yapılan hesaplara göre 70 bin bal- yadır. Bu iyi, bir rekolte olarak Ka- bul edilebilir. Bu sene kış şiddetli geçınediği için hayvan telefatı olma- mıştır. Rekoltenin fazla olmasındaki sebeblerden biri de budur. Yapağı satışları, tiftik satışları bi değildir. Bir taraftan Alman f maları, diğer taraftan da yerli fabri- kalarımız piyasadan yapağı almakta dır. Dokuma ham maddelerinden pe- muk üzerine pek az iç vardır. Hububat maddeleri — Buğday, at pa, yulaf, çavdar gibi maddelerin Üzerine satışlar azdır. Arasıra Yuna- nistana ufak partiler halinde buğ- day sevkedilmektedir. Arpaysa gelin- ce, bir kaç hafta evvel arpa piyasa- sında görülen hararet yoktur. Evvel. ce de yazdığımız gibi, alıcı memle- ketler, pamukta olduğu gibi, ihti yaçlarını temin etmişlerdir. Hububat maddelerinden mısır 'üze- rine hararetli muameleler vardır. En ziyade satışlar, Karadeniz İskeleleri- ne yapılmaktadır. Yağlar — Piyasadaki yağ fintlerin- deki durgunluk devam etmektedir. Esasen soğuk hava depolarındaki yağlarm mikdarı da azalmıştır. Zeytinyağ #lerindeki durgunluk ta devam etmektedir. Vejetalin larına gelince, bunların da fiatleri yüksektir Vejetalin yağı rikalar” Amerikadan vizi getiremiyorlar. Türkiye - Ameri- ka arasındaki yeni ticaret anlaşması henüz tatbik edilmediği için, fabri- kalar ne suretle Hindistan ceviz! ge- tireceklerinde otereddüd ediyorlar, Mevcud anlaşma şartları dahiiinde, getirilen Hindistan cevizi de takas primleri yüzünden pahalıya mal ol- maktadır. Peynir -flatlerinden bahselmek lâ- zımgelirse, durgundur demek kâfk dir. Tüccar, yeni sene mahsulüne in- tizar etmektedir. Yukarıda da yaz- dığımız gibi, bu sene havalar müsaid geçtiği -için, hiç bir mıntakada hay- van telefatı olmamıştır. Bu yüzden hayvan mahsullerinin bol olacağına hükmeğlimektedir. Bir yağ tacirinin Karstan aldığı bir mektuba nazaran, şimdiye kadar Karsta görülmemiş bir surette yağ mahsulü olacağından bahsedilmektedir. Piyasaya, Trakyadan peynir mab- sulünün gelmesine pekaz zaman vardır. Bir, bir buçuk ay sonra yeni peyniri piyasada görebiliriz. Yağ için, mayıs Ortalarını beklemek lâzımdır. Yani bu gibi maddelerin ucuzlama- sma bir iki ay daha sabretmek icab ediyor. — H.A. ediyorsun? — Edemiyorum ki... Elime gecen parayı ona veriyorum amma ehemmi- yetsiz bir şeyl — Madem ki toptan para veremiye- ceksin o halde metresine verdiğin mik- tardan biraz fazlasını aydan aya bana ver, — Onu yâparsam Nadireyi feda et- mem lâzımgelir. — Ne yapalım! Başka çare yok ki... Refet vahşi bir coşkunlukla: — İmkânsız... Canımı, kanımı İste, ne istersen iste amma bu kadından ay- | rilmamı teklif etme... Ölmek daha iyi! Bütün serin kanlılığına rağmen bu çılgınca aşkın karşısında Fahri gay- ri ihtiyarı merhamete geldi. — Amma da seviyorsun, Bu aşkın yüzünden başına neler gelmedi, Daha da kimbilir neler gelecektir. Lâkin ora- sı senin bileceğin iş... İsrar edecek de- gilim. Bu son cümle Kadri Memduh pa- şayı rahatlandırdı. Samimi bir eda ile: -—— Fahriciğim, Bana yaptığın iyilik- leri unutmam. Sana yardım için emin ol ki elimden geleni yapacağım. Dost. Tuğuma katiyetle güvenebilirsin. — Teşekkür ederim. O halde sana bir ikinci teklifim var, — Nedir, söylel... i (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: