Sahife 2 Ç AKŞAM 29 Teşrinlevvel 1938 C.H.P.nin iki milyon âzası vardır Kemalis rejimde devlet işleri yalnız resmi makamlara münhasır değildir; Halk, Parti kanalından kanunların yapılmasında ve infazında müessir olur . 209 Halkevi açıldı Halka bir senede 5000 konferas verildi; 135 ar sergisi açıldı; 1160 tiyatro temsili, 1549 seans sinema Atatürk 1919 senesinin 19 mayı- sında Samsunaayakbasarak, Türk milletine: şef olmuş; milli gaye etrar fında münferiden çalışan bütün kuv- vet ve unsurları kendi etrafında top- Jamağt başlamıştır. Bu maksadia Anadolu ve Rümeli Müdafaai Hukuk cemiyetini kurduğu zaman, C. H. Partisinin temellerini de atmış bulu- nuyordu, Düşmanı memleketten koğmak ve milletin hakiki istiklâlini kazanmak gayesile doğan Müdafeai Hukuk teğ- kilâtı milletin kendi kendini idare etmesi için kurulan Türkiye Büyük MÜlet Meclisine de temel teşkil et- miştir. Vatan istilâdan kurtulduktan son- ra, Atatürk, tecanüslü bir parti yâ- Tatmak vakti geldiğini düşündü; Halk fırkası böylece zuhur etti. C. H. P,, başka memleketlerde ol- duğu gibi, şu veya bu sınıfın men- faatini gözetmek üzere kurulmuş değildir. Hedefi «milli hâkimiyetin halk tarafından ve halk için icrası, «Türkiyeyi asri bir devlet olarak yük- seltmekx, «Türkiyede bütün kuyvet- ler üzerinde kanunun velâyetini hâ- kim kilmak» olduğunu nizamname- inin birinci maddesinde söyler, Bu ana fikirler, içinde, yapılan bü- tün inkılâblar mündemiçtir. 15/20 “Teşrinievvel 1927 de Anka- rada toplanan ikinci kongrede (bi- rinci kongre Müdafaai Hukuk zama- nındaki idi) Atatürk, kurtuluş sa- vaşının ve milli inkılâbın tahlil ve hikâyesini her cepheden yapan bü- yük nutkunu söylemiştir. Partinin üçüncü büyük kongresi de 10 mayıs 931 de Ankarada topla- narak, bütün ana fikirleri bir araya getiren programını tamamlamıştır. Bundaki prensipler: MİLLİYETÇİLİK, HALKÇILK, LAİKLİK, DEVLETÇİLİK, "tar, İNKILAPÇILIK Bu nizamnamede dikkate nokta da Partiye Halkevleri vazifesini vermesidir. C. H. P. sinin dördüncü büyük ku- rultayı 19 mayıs 1935 de Ankarada toplandı ve ana prensiplerin içinde milletin inkişafmı gören kurultay, daha hızlı gelişme imkânlarını hazır- lıyan bazı hükümleri tasdik etti. Partinin bugün 1777 resmi ve iti- bari nahiyede ve 25308 köyde ve mahallede teşkilâtı tamam olmuştür. Türkiyede'C. H. P. sine kayıtlı vatan- daş yekünu iki milyona yakındır. Medeni ve siyasi hukuka sahib her vatandaş, Parti prensiplerini kabul etmiş ve milli mücadeleye aleyhdar- lk etmemiş olmak şârtile oPartiye girebilir. Her sene bütün köy ve miâhâallelerde ocak kongreleri yapılır. Bt kongrelerde halk, dileklerini, is- teklerini açıkça ve serbesçe söyler; kanın ve kararların tatbikatında verdiği neticeler hakkında reylerini ve mütalâalarını bildirir; ve bütün bu dilek ve kararlar, sırasile kaza ve vilâyet kongrelerinden geçtikten son- ra büyük kurultaya arzolunur; ni- hayet kanun yolile resmi ve infazı zaruri bir mahiyet alır: Bu sebeble- dir ki Kemalist rejimde devlet işleri yalnız resmi makamlara münhasır kalmaz. Halk, bu usullerle kanunların tanziminde Amli olur, devlet işleri- ne iştirak etmiş bulunur. 5 Şubat 1937de Büyük Milet Meclisi Partinin ana vasfını devlet için benimsemiştir. Teşkilâtı esasiye k&- nununun ikinei maddesi şu şekle ko- nulmuştur: «Türkiye devleti, cümhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılapçıdır. Resmi dil Türkçedir. Ma- karrı Ankara şehridir» Bu maddenin kabulile, devlet, Parti © ve dolayısile halk mefhumu tama teğer açmak gösterildi; 130,000 kitab biriktirildi, İnkılâb fikirlerini halk arasında yaymak ve halkın içtimai, medeni, harsi seviyesini yüksellmek üzere, 1931 Parti üçüncü büyük kongresin- de bir Halkevleri talimatnamesi ya- pılmıştır. Buna göre Halkevleri dokuz şube ile kurulur: 1 — Dil, edebiyat, tarih, | 2 — Güzel sanatlar, 3 — Temsil, 4 — Spor, 5 — İçtimal yardım, 6 — Halk dershaneleri ve kurslar, 7 — Kütüphane ve yayın, | 8 — Köyeüler, 9 — Müze ve sergi. Bu gâye ile ve bu sahalarda çalı- şan Halkevlerinin sayısı 1938 de 209 adedini buldu. Dil, edbeiyat, tarih kolunun der- gilerinden ilmimizce İstifade olum muştur. Halka 5,000 konferans veril. miştir, 135 ar sergsii açılmış, 1,160 İ temsil verilmiş, 1,549 sinema seansı yapılmıştır. Halkevleri (o kitap (o saraylarında 130,000 kitap mevcuddur. 1937 de kitap okumak üzöre 1,598,191 müra- caat olmuştur. Harf inkılâbı Ze, Zel, Dat, Zı... Bunlar ayni sesi veriyordu... Bu zekâ körletici elifbeden kurtulan yeni nesil şimdi Bseleri bitirmiş, yüksek tahsilini yapmaktadır Büyük Önder, 1928 âğustosunun 9 uncu günü akşamı Saraybumu par- kında irad buyurdukları bir nutukla Arap harfleinin dilimize uymadığını, kültürümüze zarar verdiğini anlatmış- lar, bugün kullandığımız ve memleket kültürünün ne derece istifade ettiğine şahid olduğumuz yeni Türk harflerinin doğacağına dair ilk müjdeyi vermişler. | dir, Ayni senenin 3 teşrinisanisinde ye- ni harfler kanunu meriyete girmiş, gö zeteler i kânunuevvel 928 den sonra artık kâmilen yeni harflerle çıkmağa başlamıştır. Nelice meydandadır: Ancak yeni | harfleri bilen nesil, şimdi, yüksek tah- silini bitirmiş, yahud bitirmek üzere- dir. Matbuat eskisinden daha büyük bir sürüm temin edebiliyor. En çekik köylerimizde bile okuyup yazma bilen. lerin sayısı çoğalmıştır. Unutmamalı; Bir «z» sesini yazmak için «26, zel, dad, zı» vardı ve harflerden her biri münfasıl, başta, ortada ve sonda ola- rak dört şekil alıyordu. Bir «Elif», on iki türlü ses verirdi. Türkün zekâsını, o güç tahsil körleştirmekteydi. Şimdiki yazı varıhtır, basittir, ihti. yaçlarımıza uygundur, herkes istifade ediyor, edebilecek. Dil inkılâbı Türkçe milli hüviyeti tamamile aldı Konuşma ve kitab türkçesinin bütün kelimeleri tarandı; 4062 terim tesbit edildi; “ Türk leçeleri lügati ,, “Türk kamusu ,, yapılıyor On beş sene evvel, en geniş halk ta- | bakalarına hitap eden gazetelerimiz bile güçlükle anlaşılır arabi, farisi ke- | limelerle, terkiplerle doluydu. Atatürk, | Türk diline benliğini verdirmek için, Tisanın millileşmesini fenni bir şekilde | temin etti: | Memleketin her tarafında kullanılan | kelime ve tabirleri derlemek üzere, öğretmenlerimizden müteşekkil derle- yicilere fişler dağıtıldı. 1933 yılının ilk ayında başlıyan faaliyet 16 ay sürerek 129792 fiş toplandı. Bunlar tarandı. Eski türkçe kitaplarda da ayni tarama ameliyesi yapılarak o «Osmanlıcadan türkçeye söz karşılıkları tarama der- gisi. meydana getirildi. Türk Dil Kurumu 1937-1988 ders yı- lında ilk ve orta öğretim matematik, fizik, kimya, mekanik, biyoloji, zoolo- ji, botanik ve jeoloji terimlerini ayrı ayrı broşürler halinde neşretti, Bu derslerle alâkadar 4062 terim tesbit edildi. Şimdi tedrisat bunlara isi alâkadar terimleride ayni surette ba- zırlamaktadır. ç Bir «Türk lehçeler lügatis, bir de Türkiye türkçesinin bütün varlıklarını, bugünkü ve dünkü anlamlarını ve kul- lanış örneklerini gösteren büyük bir «Türk kamusu» için hazırlıklar yapıl. maktadır. "Türk lehçelerinin mukayeseli gra- meri için de malzemeler toplanmaktas dır. Türkçenin indo-örop&en ve semitik dillerle münasebetleri ilmi surette araş- tırılmaktadır. Bütün bu tedkikler esnasında; yük- sek bir nazariye, Güneş - Dil teorisi, Büyük Önderin dehasında doğmuştur; bu tez, gerek Bükreş, gerek Dolmabah- çe kongrelerinde, Türk ve ecnebi bil- ginlerine izah edilmiştir. Güneş - Dİ), türkçenin, bütün dille- re analık ettiğini gösteren nazariye- dir, Yüksek ilim müesseselerimizin fa- Cümhuriye &, Adlije iş- lerinde ikiliği kaldırdı Garb memleketlerindeki kanun- ların en mütekâmilleri alındı : ya Adliye teşkilâtı ve Ge terfihi iyi bir Saltanat devrinde adliye işlerimiz berbat ve perişan bir haldeidi. O devirde iki türlü mahkeme vardı. Bir taraftan dini esaslara dayanan gay- ri mektup hukuk kaidelerini tatbik ile mükellef olan şeriye mahkemeleri ve diğer taraftan şeriat kanunlarile Mmuaddel garp kanunlarını tatbike uğraşan adli mahkemeler. Cümhuriyet idaresi adliye işlerinde mevcut olan bu ikiliği, bu intizam- sızlığı ortadan kaldırdı, şeriye mah- kemelerini lâğvetti ve adliye işleri- mizi ve mahkemelerimizi en modemi garp cezai ve hukuki esaslarına göre baştan başa ıslah ve tensik etti. Ad- liye makanizmasını ve mahkemeleri modem bir şekle soktu. Adliye Vekâ- leti bügün mütemeddin memleketlerde “İğ imer'i medeni kanunların en müte- ikâmili olan İsviçre kanunu medeni- sini mehaz ittihaz ederek kanunu medeni lâyihasını hazırlamış ve 1926 tarihinde Büyük Millet Meclisince tasdik edilmiştir. Borçlar kanunu ve diğer kanunlar Eski devirde tasarruf muameleleri mecelle hükümlerine tevfikan halle- dilmekte idi. Halbuki mecelle, mem- leketimizin inkişaf ve ihtiyaçlarını hiç bir suretle tatmin edemiyordu. Bu hale nihayet vermek üzere mua- sırı medeniyetin en yüksek hukuki eserlerinden olan İsviçrenin (Cade des obligations) u mehaz ittihaz edi- lerek ticari muameleler hariç olmak ve medeni muameleleri ihtiva etmek üzere ilim ve ihtisas erbabı tarafından hazırlanan Borçlar kanunu Milet Meclisinde kabul edilmiş Ve elyevm tatbik edilmekte bulunmuştur. Bundan başka kanunu medeninin tatbik Şekli, Emlâk ve Bytam bahka- sı kanunu, Evlenme talimatnamesi, velâyet, vesayet ve miras hüküküna ajd nizamname, kara ticareti kanunu, deniz ticareti kanunu, ticaret kanu- nunun sureti tatbiki hakkında ka- nun, hukuk usylü muhakemeleri ka- nunu, icra ve iflâs kanunu, icra ve if- las kanunu nizamname ve talimatna- mesi, avukatlık kanunu, adliye harç tarifesi kanunu, noter harç kanunu kabül edilmiştir. Yeni ceza kanunumuz Cümhuriyet devrine Kadar wer'i olan Ceza kanunu, 1810 tafihli Fran- $ız ceza kanujhundan alınmıştı. Bu kanun zamanın ihtiyaçlarına ve asri ceza usullerine uymuyor ve bir çok noksanları bulunuyordu. Bunu na- zarı dikkate alan Cümhuriyet Adliye Bakanlığı, bütün ihtiyaçları karşıla- yacak ve zamanm modern ceze usul- lerine dayanacak bir ceza kanunu vücuda getirmek için zamanımızın en mütekâmil ceza kanunu addedilen İtalyan ceza kanununu mehaz itti- haz ederek bügün mer'i olan ceza ka- nunumuzu tanzim etmiştir. Tekke, medrese ve zavi- in seddi. mlm hâkimlerin terfi ve usule bağlandı Adliye Vekili B, Şükrü Saraçoğlu rafelere ve batil itikadlara dayanarak halkı yanlış yollara sevk eylemekte olan derviş, şeyh, seyid, üfürükçü ve falcıların idlal edici faaliyetlerine kati surette sed çekmek için tekke, zaviye ve türbelerin seddine dair olan kanun 341 tarihinde kabul edilmiştir. Bundan başka matbuat kanunu, kan gütme hakkındaki kanun, meşhud suçlar kanunları da Meclisten geçe rek elyevm tatbik edilmekte bulun. muştur. Adliye teşkilâtı ve hâkimlerin terfi ve terfihi Cümhuriyet, adliye teşkilâtına ve hâkimlerin terfih ve-terfiine de çok ehemmiyet vermiştir. Bugün âdliye teşkllâtımızda bir birinci reis ve.bir başmüddetumumi ile 12 reis, 50-aza, 18 başimüddelumumi muavini ve 25 raportör azadan müteşekkil olmak üzere 4 hukuk, 4'ceza, 1 ticaret ve 1 icra ve iflâs dairesini muhtevi olan temyiz mühkemesile 78 ağırceza mahs kemesi 145 asliye ceza mahkemesi, ve bir hâkim tarafından hem hukuk, hem de ceza işlerine bakan 197 asliye mahkemesi, hem hukuk ve hem de ceza maddelerinin sulh kısmına ba- kan 171 sulh mahkemesi olmak üzere 750 mahkeme, 1394 hâkim, 507 Cüm- huriyet müddelumumi ve muavini, 348 icra memuru ve 10 adli tabib mevcuttur. Bunlardan başka bu mahkemeler- de 465 başkâtib ve muavini, 1923 za- bıt kâtibi, 1068 i piyade ve 768i su- vari olmak üzere ceman 1836 müba- şir çalışmaktadır. Cümhuriyet, hâkimlerin terfih ve terfiine de büyük bir ehemmiyet ver- miş ve bu sene Meclisçe kabul edilen kanunla 63 aded 90 liralık, 79 aded 80 liralık, 188 aded 70 liralık, 268 aded 55 liralık, 347 aded 45 liralık, 485 adedi 40 liralık, 660 aded 35 lir Jık ve 450 aded 30 liralık olmak üzere çok geniş bir kadro alınarak hâkimle e mii ğmenilikmei ği