5 ğ “Ah Kadıköy, canım Hollivudun en büyük trajedi artisti Akim Tamiroff ye Sahife 9 adıköy...,, Istanbulda üç buçuk sene kalmış Hollivuda geldiğim zaman bana de- diler ki — Bütün dünya, sinema âleminde meşhur olan büyük yıldızları tanır. Halbuki sinema âleminde halkın hiç bilmediği bir « sı hayatı yardır. Eğer bu sinema dünyasının, Hollivudun perde arkası âlemine gi: bilirseniz çok meraklı şeyler p Müz, O zaman sinemanın, Hollivudun hakiki kralları ile tanışırsınız. Büyük artistlerin, hattâ büyük rejisörlerin bu sinema kralları, hattâ sinemanın al oyuncaktan ibaret inüz. Holliyudun sinema krallarından bi- ri de artistler ve rejisörler direktörü Mark Sanoreç'dir. Geçenlerde bir stüd- Yoda bir tesadüf beni bu zatla ahbab başta Katerin Hep- Cinger Rogers ol- mak üzere bir çok yıldızları ortaya çıkartmış ve parlatmış bir adamdır. Hollivudün tam mânasile gizli kralla- rından biridir, Genç umumi direktör Ayni zamanda Amerikanın elek üstün- de gelen zenginlerinden biridir de.. Bir telefon konuşması Beraber odasına girdiğimiz zaman telefon çalıyordu, Mark Sâhoreç tele- fonu açtı, Kâtibi, meşhur yıldız An- nabellanın kendisile görüşmek istedi- gini bildiriyordu. > Peki; dedi, hatı açınız. Bakalım me Söyliyecek , Annabellanın kendisine ne söyledi- Sini bilmiyorum, - Fakat sinemanın genç kralı gayet sert: — Olmaz, katiyen müsgade ede- *y mem... Bu hafta br “im bitmeli: Hem çevrilen Anlıyor musunuz? Parçaları gördüm. Rejisörünüze de söyledim ya... Filimlerde pek az gülü- Yorsunuz... Biraz tebessüm, biraz ne- $€.. Sizi gören bir mezarlıkta filim seviriyorsunluz zannedecek... “Telefo- nü kapattı, — Aman diyordu, bu meşhur artist- lerini garib arzuları... Pilme henüz ye- hi bâşladık: Bir Hafta için benden izin isliyör. * Nevyorka gidip gelecekmiş. haftada Nevyorka gidip gelinir Mi? Tayyare ile gidip gelse iki gün *- Orada da kalacak.. Gelince de Yorgunluktan bahsedecek 15 gün izin Istiyetek. . Olar şey değil... Mark Sanoreç çevrilen bütün filim- lere rojisörlerle beraber nezaret eder. mun için sordum: >> Meşhur artistler filim çevrilir- ri de böyle garib arzular gösterirler Güldü; — Göstermek isterler ama... Karşı- — EMİR sert, aman vermez bir direk» tör görünce ağızlarını açamazlar... En > arzular gösterenlerden biri de terin Hepburndur. . Meselâ bu ar- te garih bir merak vardır. Sarı ren- kendisine katiyen yaraşmıyacağı- ve ei 7 .. nı zanneder. Fakat inadına da sarı ona eri çok yaraşan bir renktir. Bir türlü kendisine sarı elbise giydiremi- yorlarmış.... Bana söylediler. «Ne de- mek, dedim, bir filim stüdyosunda askeri bir disiplin olması lâzımdır. Eğer bütün büyük artistlerin garib arzularmi, kaprislerini yapmağa kal- kışırsak (işimiz ne olur?..» Hemen stüdyoya koştum, Ültimatomu ver- dim: — Derhal sarı elbise giyeceksiniz... Ve giydirdim. Şimdi o da sarı ren- gin kendisine ne derece yakıştığını anladı. Yalnız çalışırken değil, haki- ki hayatında bile sarı renk giyiyor... Nasıl keşfediyor? Bir çok yıldızları, meçhul bir insan- ken dünyanın en meşhur artisti ya- Sinema kralı Mark Sanoreç ve muharririmiz Hikmet Feridun Akim Tamiroff AKŞAM'ı tedkik ediyor pan bu geriç adama sordum: yz — Yıldızları nasıl keşfediyor, nasil bulup meydana çıkarıyorsunuz?.. Güldü: . — Nasıl çalıştığımı anlamanız için size bir kaç resim göstereceğim... Kalktı. Yanındaki dosya - dolabını açtı, Dolaptan üzerinde «Türkiye» ya- zan hir zarf çıkardı, Zarfı açtı, İçinde- ki fotografları önüme yığdı. Başta ba- yan Feriha Tevfik olmak üzere Tür- kiyedeki güzellik kraliçelerinin. gaze- telerde, mecmualarda çıkmış resimle- ri Sinema direktörü gülerek ilâve etti: — Dünyanın her tarafındâ çıkan meciiunlârdaki güzel erkek ve güzel kadın fotoğraflarını birer kere ince- den inceye muayene ederim. Sokakta gözlerimi dört açar; filim için biraz birini beğendim.mi? Arkasınadüş- mekte kaliyen tereddüd etmem. hat- tâ işin garibi bu halimi gören bazi kimseler de beni çapkın bir adam zan- nederler. Halbuki ben işimden başka bir şey düşünmem. İsmi lâzım değil, Büyük bir kadın artiste henüz tama- mile meçhul bir genç kızken bir gazi- noda rasgelmiştim. Derhal kendisinin büyük bir yıldız olabileceğini kestir. dim, Peşine düştüm. O da beni çap- kın bir adam zannetmişti. Uzun müd- det benden kaçtı, Hatlâ bir keresinde: — Arkamdan böyle gelmekte devam ederseniz sizi polise veririm. diyerek beni tehdid bile etti, Nihayet kendisi- Akim Tamiroffun macerasi Bu esnada direktörün odasına bu ay içinde kendisine üyük sinema madalyası verilen Rus artisti Akim *Tamiroff girdi. Bu adama Amerika da en büyük trajedi artisti olarak ba- kılıyor. Akim 'Tamiroff odaya girer girmez sordu: — 'Türkiyeden gelen gazeteciyi gö- rebilir miyim? Ben şaşırmıştım. Bu zat beni niçin böyle arıyordu. Direktör bizi onunla tanıştırdı, Akim Tamiroff; — Sizi araya araya yoruldum... deği. Biliyor musunuz? Ben İstanbulda ta- mam üç buçuk sene oturmuş bir ada- mım.., Beyaz Rusum... Rusyadan mu- hacir olarak evvelâ İstanbula geldim. Hiç unutmam büyük bir vapurla Ka- ne geçtik... güzel, ne fevkalâde yerdir... Biraz pi- yano çalmasını bildiğim için Kadıkö- yünde piyano hocalığına başladım. Bir çok büyük Türk ailelerine piyano dersi verdim. Veremliler paviyonunun temel atma merasiminde bulunanlar İzmir (Akşam) — Vilâyet umumi meclisinin iki senede bütçesinden ayır- dığı yirmi beş bin lira He inşası ka- rarlaştırılan Tepecik emrazı sariye hastanesi veremliler paviyonunun te- meli törenle atılmıştır. Merasimde va- 1i B. Fazlı güleç, şehrimizde bulunan Aydın mebusu ve Türk spor kurumu ikinci relsi B. Adnan, vali muavini B. Cavid Ünver, sıhhiye müdürü B. Dr. Cevdet Saraçoğlu, vilâyet daimi en- cümeni azaları, doktorlar ve gazeteci- ler hazır bulunmuşlardır. Vilâyet hal- Kının en mühim ihtiyaçlarından biri- ne kısmen olsun cevap verebilecek 0- lan elli yataklı paviyonun temel çu- kurları hazırlanmış, arka kısımda da bir etüv dairesi yapılmıştır. Sıhhiye müdürü bir nutuk irad ederek memle- ketin verem hastanesine olan ihtiyacı- Sinema kralı Mark Sanoreç, “Türkiye,, yazılı bir zarf çıkardı, içindeki fotoğrafları önüme yığdı. Başta bayan Feriha Tevfik olmak üzere bütün güzellik kraliçelerinin resimleri vardı Bizim partide, muhacirler arâfinda gene meşhur sin#ma artisti Olga Çe- kova da vardı. Olga ile biz Moskova operasından gayet iyi tanışırdık. Bir müddet o da Kadıköyünde oturdu. Canım Kadıköy... Şimdi nasıl?.. Mu- hakkak bir kere gidip İstanbulu, Ka- dıköyü göreceğim... Marlene Ditrihle bir çok filimler çeviren Akim Tayfiroff ayni zamanda bu güzel Almân artistinin en samimi arkadaşlarından biridir. Akim 'Tami- roff diyor ki: Kâdıköyünü'Marlene Ditrihe o ka»; dar anlatmışımdırki ne zandan bir şey söylemek içini ağzımı açsam: i — Gene İstanbuldan mi bahsede- ceksin?.. der, Maamafih ona Kadıköyünü o kadar çok anlattım ki Marlene de buraya pek merak etti. Muhakkak gidip Ka- dıköyünü, hem de beraber, görmke ni- yetindeyiz... Hikmet Feridun Es İzmir emrazı SATİyE hastanesi veremliler paviyonunun temelatma merasimi yapıldı nı anlattı, yardımlarını esirgemiyen vilâyet umumi me€tlisine teşekkür et- ti, veremin içtimei hastalıkların en tehlikelisi ve mühimlerinden olduğu- nu izah ettikten sonra sağlık işlerinin herşeyin başında tutulması lâzım gel- diğini söyledi. Vali B. Fazlı Güleç de nutkunda ezcümle dedi ki: — Eski idarelerin ihmal ettikleri, ehemmiyet vermedikleri işlere bizim ehemmiyet vermemiz, yer ayırmağa çalışmamız da, bu rejim için, eski ida- relere bakarak bir öğünme payı taşıya- bilir, Bugünkü eserleri bize bahşeden rejimin zimamdarları önnüde, huzü- runuzda hürmetle eğilirim. Nutuklardan sonra vali, temele İlk taşı ve harcı koymuş ve sonra hastö- ne bahçesinde davetlilere bir kır yeme- ği verilmiştir. Yeni Ziraat Vekili B. Faik Kurdoğlu'nun evvelki gün İktisad ve Ziraat vekâleti memurlarını vekâletin konferans salonuna davet ederek İktisad vekü- letindeki arkadaşlarıma veda ettiğini, Ziraat vekâleti memurlarile de tanış. ağını yazmışlık. Yukarda B, Faik Kurdoğlu iki vekâlet! memurlarma söz söy- “derken görünüyor. e A, pi gimme pizeissyyanazazazz. İ