Çiçekçili! Şık ve zarif bir salon çiçeği: Solanum Bolanum; korel y--” fidanı veya frenk patlıcanı denilen bu mebalın kırmi- zı, turuncu renk i i ll yi til E EEE ii : pir H | j Tavukçuluk: Kuluçka altına veya kuluçka mâkinesine konan yumurtala- rın, muayyen devirlerde muayene edilerek mülâkkah olup olmadıklarını anlamak lâzımdır Kuluçka allına veya kuluçka makine- sine konacak yumurtaların, çok taze ve mülâkkah olmasi, yani horoz görmüş ta- vuklarm yumurtasından bulunması Jâ- evvelki yazlarımızla kısmen izah etmiştik. Böyle mükemmel bir evsafa mallk yu- murtalar, kuluçka altına veya kuluçka makinesine “konduktan sonra, bunların mülâkkah olup olmadıklarını, yani, bun- Tardan elvetv çıkıp çıkamıyacaklarını, 2a- manından çok daha evvel anlamak Jâ- mmdır. Munyene neticesi, gayri mülükkah ol dukları anlaşılan yumurtalar almârak yerlerine, saman kaybetmeden, tekrar ta- 78 yumurta koymak ikliza eder. Kuluçka alına veya kuluçka makine- sine konan yumurtalar, iavuğun veya takinenin harareti ile, - şayed yumurta kolaylıkla pi Mi kle lil il bei : i ; j dalma taze gübre bulundurmalıdır. Fazla saksıları olanlar, bu şeklide muhafaza ederler. Solanumların, emıbaharda toprağım doğru olmadığı gibi, bir sak- dan de nakletmek doğru ola- max; bunu ilkbaharda yapmak daha doğrudur. pek fazla soğuktan, bilhassa Resimimiz, 8. pecudo - Capsicum'u gös- rdan nebatlar müteessir olarak Nakleden: (Vâ— Nü) Hayriye, ac: acı gülümsiyerek: — Yeni bir cennet hayatı başlıyor. Baba kız, soğuk soğuk öpüşüp ay- ridılar. —u4— Atiye, genç kızların ayrı ev tutacak- Jarını duyunca son derece sevindi. Evinde yalnız kalacak. Vahid beyi büsbütün tesiri altına alacaktı. Vahid bey ise, kızlarının huşuneti üzerine, Atiyeye büsbütün yaklaştı. Genç kadın bu halden ederek Feri- ha ile Mümlaz'ın biran evvel evlen- melerini temine uğraşlı. Hattâ, kadı- nın teşvikile, kızına elli bin liralık bir aparlıman hediye etti. Düğüne ald her şey genç kadının İdaresi altında oldu. Atiye vakit kaybetmeden he- men gazetelere resmi nişan ilânnı verdirdi. Eli bin liralık apartırcanın müjde- sini Mümtaz'a yetiştirdiği zaman er- kek hayretle: — Bu cömerdiik nereden esiyor? Böyle lüzumundan fazla ikramlar be- nim gözümü korkutur. — Neye korkuyorsun? Ben yaptırt- Aşk ve macera romanı termektedir. 'Terfika No. 22 tım, Hisseniz böylelikle ayrılmış olur. Geri kalan kısımla da ben masrafımı rahat rahat görürüm... — .. Sen paraları yiyip savuracaksın, Vahid bey öldüğü za- man bize metelik kalmıyacak, — Sana ne? N — Ben karımın hakkını müdafi ederim, ğ -— Vay vay! Ne de çabuk başladın. Unutma ki seni evlendiren benim... Ve sayemde karına verilen bu elli bin liralık apartımanda da hissem vardır... — Çıldırdın mı? Genç üzentisi ka- rl > Atiye, durdu: Sa. — Bu sözün sana pahahya mal olğ- cak... Sen benim her istediğimi yap- mağa meöbursun, Bu parayı da bana vereceksin, — Aklını kaçırmışsın... — Vahid beyin üzerindeki bilirsin, Onu derhâl kandırır; izdivacı bozarım. — Zor!., Senin de nelerin var... Ben de bir ağıımı açarsam bütün plânla- kalbinden vurulmuş gibi #erfetmek veyahut civcivler varsa onla- ra yedirmek mümkündür. Yalnız cersü- mesi ölmüş yumurtaları yemek doğru de- Hidir. Dediğimiz. şekildeki yumurtalar Kaldırınp alınmazsa bunlar mürürü za- manla kokarak, husule gelen gazı kib- ritiyeti tesirile patlar ve bunların megrel- tiği fena koku diğer saflam yumurtaları da bozar. Hezimlerimizden, 2 rakamlı yumurta resmi, kuluçkaya konan yumurlanın 12 - 15 gün sonra aldığı hali gösterir, ki, bu- rad& hava boşluğu fazlalaşmıştır. 3 rakamlı yumurta resmi de, yumurta içinde pilivin Leşekkülünü, yani piliç çık- mağlan 2 - 3 gün evselki halini göster- mektedir. © y 1 rakamlı tesmimizde a harf Ee briyamu, yeni cerelime, d cersümeyi iha- | #a eden yumurta sarısını, e de teşekkül eden kan damarlarını, d de yumurta için- deki hava hazinesini ve havayi güsler- mektedir. Cersüme teşekkül ettikçe hava boşlu- gu da çoğalır, yani hava hazinesi fazla- Jaşır, çünkü yumurta mesamatı ile hava bu hazineye dolar, hava sarfiyalı faz- Kuluçka altına veya makineye konan yumurtalar #avuk yumurtası ise, bunlar- dan 19 - 21 günde piliç çıkar. Muhtelif tuyur kaş günde tiyeiv çıkabileceğini gösterir bir cadvelin tansi- mini faydalı gürdük. 1 — Tavuk yumurtalarından — 19 - 21 7 -- Ördek yumuğtalarımdan — 26 - 28 günde civciv çıkar. 3 — Hindi yumurtalarından — 26 - 25 günde civeiv çıkar. Küçük tavuklar büyük tavuklardan da- ha çabuk civciv çıkarırlar. Çünkü, kü- çük tavukların hararetleri büyüklerden daha fazladır. Misal olarak Legorm ta- şikredebiliriz. 3 | vaklarını Bu cins tavuklardan 20 günde bile eiy- ele çıkar. Büyük cüsseli tavuklarda ise 2 - 3 gün daha sonra civciv çıkar, Yümür- talardan vaklinde civelv çıkması matldb- Geç veya erken çıkanlardan İzi ve Onun içindir ki, gerek kuluçka- lar yuruurtalarını İyi çevirmemesi ve gerek kuluçka makinesindeki yumurtala- rw tansim ve esaslı bir şekilde altüst edilmesine dikkat etmek icab eder. Binaenaleyh, kuluçkalar yem yemeğe kalktıkları zaman fazla gezinmemelerine, yumurtalari una « dikkat et- melidir. Bunun gibi kuluçka makinesin- deki yumurtalar altüst edilirken yumur- taların fazla dışarıda kalmamasına dik- kat ve Yiina etmek lâzımdır. rım suya düşer. Vahid bey senden nef- Tet eder. 5- Aman tehdidin ne tuhaf... Güle- yim bari!.. diye Atiye mahallevari bir kahkaha attı. - Beni o kadar aptal mı sanıyorsun? Her zemini hazırladım... Vahid beye bütün mazimi söyledim. — Kabil değil, Gizlediğin noktalar vardır. — Vallahi söyledim. — Benim bilmediğimi sandığın ba- zı sırların var... Onları söylememiş- sindir. — Uydurüyorsun. — Bak göreceksin! Uyduruyor mi- yım, doğru mu söylüyorum. Kadınla erkeğin arasındaki kavga, gittikçe büyüdü. Fakat Atiye, çok ih- tiyatkâr olduğu için öfkesini yenme- ğe muvaffak oldu. Onun Mümtez'a henüz ihtiyacı vardı. Kendisi gerçi kurnazdı, türlü türlü mefsedetler icad ediyordu; lâkin plânlarını tatbik edecek birine ihtiyacı vardı, Karşı karşıya durup bakıştılar, Sonra, genç kadın, sakin hissini ver- 'meğe çalışan bir sesle: — Böyle mânasız kavgalara ne lü- zum var? Delilik doğrusu.. Gel barışa- ım! - dedi. - Biz ne katiliz, ne de hır- Meyvacılık: Yaşlı meyva ağaçlarını, aşı vasıtasile ıslah mümkündü Evvelce diklimiş olan yaşlı meyva ağaç- larından matlub olan evsaf ve mikdarda meyvi, alınamadığı takdirde, bunları aşi ile ıslah ederek güzel, nefis ve rilkdarca fazla meyva almak kabildir. Böyle öldükça büyümüş, yaşlanmış ağaçlara tatbik olunan aşı sistemi şun- lardır: Yarma kalem aşım, bindirme veya kâk- ma aşı, Yanâıştırma âşı sistemilefiğir. Yarma kalem aşısının nasıl yapıldığını bundan evvelki yazımızla esaslı bir ge- kilde izah etmiş olmakla beraber bu mü- nasebetle, resimler Üzerinde bir daha Jİ rakamlı ağacın gövde dah, keskin bir testere ile kesllerek aşı bıçağı ile perdahlandıktan sonra, aşı bal- tasile kalemin adedine göre yarıklar ya- pılır ve bu yarığın içerisine 2 S“gözlü külemler, eski kamış kalemler tarzında yontularak ağacın yarığı içerisine yerleş- #t, hastalıklı olmaması, zedelenmemiş bu- Junması lazımdır. Gerek yarma kalem aşıları ve gerek kakma veya kama ayları, ağaçlar aşılandıktan İ sonra, kuşların, bilbassa kargaların aşıla- me, Gizli kapaklı yeri kâlmadı ki zâ- ten... İşte malüm: Herif kuzara öldü... Bu macera yılan masalı gibi uzayıp hayatıma mı sürecek?.. — Mazi öyle kolay kolay silinmez, Mezinin kötü taraflarını da ko- tarıp kolarıp tazelemek sana düşmez. Şimdi Işin elddi taraflarına gelelim. Evvelce nasıl karar verdikse öylece devam ederiz. Feriha'yı alman için sa- na yardım ettim, Vahid beyi kandır- dım, İşte izdivac oluyor, Şimdi sen d& bana vaadettiğin parayı vereceksin. Gelçinad etme, Bir sened imzala, — İmzamın bir kıymeti varsa... İm- zelamam! : — Şimdi artık imzanın tabii kıy- meti var: Vahid beyin damadı olduk- tan sonra... Hem Peymana verdiğim paralar da senin hesabınadır. Sonra bütün yol masrafların... — Gözüm! Ortaktık, ortak! — İyi ya, ortaksak, masrafta da, parada da ortak! Para!., İşte, Atiye'nin ilâhesi, mabudu buy- du... Âdeta isteri buhranları tutmuş gi- bi, kolları bacakları gerildi, ağzı bur- nu çarpılarak bağırmağı başladı: 5 - 20 tavukluk bir kümes nasıl olmahdır? Kişantaş B. Tarık; Heybelideki © köş- künüzde— yaptır. mak istediğiniz 15- 20 tavukluk bir kü- mesi, resmizi der- sade ve basit bir kümestir. Bunun zemi- ni ya tahladandır örülmüştür. İki kapısı vardır. Biri küçük, tavukla rın girmesi için, diğeri de büyük kapı olup insanların girmesine hizmet eder, Kümesin pencereleri tel kafes örgüsile © İç tarafında da örülmüş, kaplanmıştır, tahta kapak veya kepenkler vardır, ki, kis şın bunların örtülmesi lâzimdir. Küme #in içerisine bittabi folluk ve tümeklerin de yapılması zaruridir, “Tünekler, tavuklar birbirlerini taciz ei- f iyecek şekilde, 35 - 40 santim aralık- Ö larla yapılmalıdır, Bunlar, kümesin yan boyunda olursa. kâfidir. Kümesin eb'adı: 28-3 boy. 150 - 2 genişliğinde 2 - 25 Irtitamda olursa kâfidir. Kümes" sin ön tarafı arkasından daha yüksek © olması lüzemdir. Kümesin üstü, ya ziftli muşamba ile ve yahnt' âdi kiremit yeya Argusz taş lâv. hasile örtülmelidir. Tavukların dişariya çıkmasi mümkün © değilse,. o vakdirde kümesin önünde, ia- © vukların gezinecekleri kadar, kafes telleri ie ayrılmış bir yer yapmak İlizmdir. Ge- © zinecek 'yerler kümesin 2 - 3 misli olut- sa kâfidir. Kümesin iç taralına suluk ve bilderin temizlenmesi için de bir tahta sandığa kül ile karışık kükürd çiçeği ko- © mak faydalıdır. On, on beş sual sorarak, zarf içe- risine bir de pul leffederek mektup- (Ja cevap istiyen o okuyucularımıza, tahiriren cevap vermek imkân hari- cinde olduğu gibi, gazetemiz mari- fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına yani, aşılanan kısma birer mahfazahi yapmak, aşıları bu suretle muhafaf wlu- na almak çok lâzımdır. yanmızla izah edeceğiz. Bu aşıda da: Armud, yabani armud, Muşmula, ayva Üzerine uşılarar. Elma yabani elma Üzerine, şeflali anaç Bunu diğer bir olarak, badem, erik, zerdali üzerine, be- yaz kuş kirazı İdris üzerine, vişne kiras üzerine aşılanır. Sus! - dedi, - Bağırma... Gel ko- nuşalım... — Evvelâ şunu söyle: Parayı verme- ge razı mısın? — Konuşalım dedim ya... Bir kere sorarım sana: Neye apartımanın ya- risıni sana veriyormuşum?... Sen de ahid beyin Karısı oluyorsun. Hem de kocan olacak adam evlenirken sana da bir irad hediye edecek... Bunuda kendin söylemiştin... Evvelâ şunu an- lat: Ne veriyor sana? — Hiç, — Nasıl hiç? Beni kandırmağa ça- — Sahi hiç Yalan söyledim. Unvan ettim, —'Hayır, hayır. Ben kanmam. — Vallahi billâhi doğru söylüyo- rum, Bütün mukaddesatım üzerine yemin ederek. — Sende mukaddesat namına ne kalmıştır ki?.. — Hayatım..: Ayol, hayatım... Ben yaşamağı çok severim... Hele şimdi... Tam zengin olmak üzereyken ölmeği hiç istemiyorum. — Demek Vahid bey?.. — Anlıyacağın bir şey varsa metelik ve yahut tuğla ile