MN ———ğ—ğ——ğğ—-,Zğ—ğÇÇğÇ—şğ—ğ—ğ—ş——————————ğ— ri 24 Temmuz 1293 Akşam ., Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA Anadolu'da doktor Çok hürmet ettiğim ve sevdi- ğim tanınmış odoktorlarımızdan bir zat, son “doktor ve Anadolu,, münakaşası üzerine, bana bir mektup göndermiş; diyor ki: “Anadoludaki eski bir talebem- den bugün bir mektup aldım. Cenç doktor, mektubunun sonun- da (bir evlâdın babasına olan tazallimü (kabilinden yazdım. ) diyor... Mektuptan bazı yerlerini size yazıyorum. Benim adımı tasrih etmeden, seveseve okunan müsahabeleri- nizde bundan bahsediniz... Belki bir mevzu olur. Zaten buna müteallik meseleyi de kurcalıyor- sunuz. Benim şahsen, Anadoludaki resmi ve serbes ( etibbanın vaziyetlerine dair hiçbir fikrim yoktur. Günün meselesi olan (Istanbulda kazanamıyan doktor- lar Anadoluya gitsinler) sözü galiba çok teemmüle muhtaç bir dava... Genç doktorun mektupbundan parçalar : $ Memleket serbest tabibi bes- lemiyor. Eski senelerin onda biri derecesinde yetişen doktorlar da mesleğini, ilmini tenmiye için hiç olmazsa istinat edecek bir resmi vazife bulamıyor. $ “.. Tek 45 lira alayımda meselâ bir nüfus memuru kadar, refiki kadar huzur içinde yaş yayım... , İşte meslekdaşlarımız buna hasret kalmışlardır. i $ 18000 nüfuslu bir Uşşak şebrile 147 nüfuslu bir Şitak şehri arasında olması lâzım gelen bir kadro farkı ihtiyacı hissedil- memiş. Ş 339 senesi temmuzunda ser- best olarak bir kazada bulunu- ,uruum. Kurban bayramının 2 nci günü, hükümet tabibi olmadığın- dan, 9 saatlik bir dağ köyüne hayvanla gittim. Yolda hayvandan düştüm. Ve azimet avdet için yalnız 3 lira harcırah aldım. Hali hazırda tekaüt ve muvazzaf etib- badan yarım asırdan beri adli vezaiften dolayı maruz kaldıkları maceralar sorulsa gelecek cevap- larla ciltler dolusu kitaplar vücuda gelecektir. Ş Biçare hükümet tabibi kazada yalnız başına kaldıkça hastalan- dığında, hastalığını bile bile ölmeğe mahküm bir fedaidir. Bu kısa ve beliğ tabloların açı hakıkatten uzak olmadığına şüphe etmiyoruz. (OEvet, (Anadoluda, doktorların şaraiti fenadır. Fakat muallimlerin, avukatların gazeteci- lerin ve sair münevver meslek erbabının vaziyetleri sorulsa, acaba onlarınki güllük gülüstanlık mıdır? Bu vaziyet karşısında yapılacak şey, elbette ki, genç doktorların, muallim, mühendis ve muallim- Odun kömür Belediye şimdiden bazı tedbirler alıyor Belediye iktisat müdürlüğü ge- çende bir mahrukat kooperatifi tesis etmek istemişti. Kooperatif, halkı odun yerine maden kömürü yakmağa alıştırmak için Zonguldak kömür havzasından getirtilecek kömürlerden briket yaptırıp sa- tacaktı. Fakat, soba içinde yakılabile- cek briket imaline bu sene başlanamıyacağı (anlaşıldığından belediye mahrukat kooperatifinin bu sene tesisine imkân buluna- mamıştır. Belediye bunun üzerine mahru- kat işini lâyıkile kontrol etmeğe karar vermiştir. Kışın zabıtai belediye teşkilâtı mahrukat satı- şına karşı seyirci bir vaziyette kalıyordu. Belediye iktisat müdürlüğü bunun sebebini sa- tışlarını (o kontrol oOetmek için belediyenin kâfi mıktarda malü- matla mücehhez olmadığında buluyor. Bu maksatla şimdiden Istanbuldaki Oomahrukat istoku mıktarı, her ay Istanbul piyasa- sına getirilen mabrukatın mıktarı, fiat temevvüçleri, sarfiyatın dere- cesini ve bunların seyirleri mun- tazaman takip edecek, kışın en şiddetli gününde bile Istanbulda ne mıktar mahrukat olduğu anla- şılacaktır. Belediye iktisat müdürlüğü, kışın ibtikârı doğrudan doğruya kendisi takip etmek, zabıtai belediye me- murlarile beraber kendi müra- kipleri vasitasile bu işi tanzim etmek istiyor. Bu suretle fiatlerde gayrıtabii bir yükseklik olduğu takdirde ibtikâr yapan esnafın satışına fiilen müdahale edilecek ve bele- diye, tüccarı tayin edeceği mık- tardan satış yaptırmağa mecbur ettirecektir. Ruhsatsız silâh taşıyor Dün gece Samatya polis mer- kezi tarafından yapılan bir araş- tırmada Hasan, Necati ve Mustafa isminde üç kişide kama ve bıçak- lar, Mustafa ve Ali isimlerinde iki kişide de tabancalar bulun- muştur. lerin, oOAnadolu'dan kaçmaları, Istanbul'da toplaşmaları değildir. (Zaten pek çok münevverlerin, bu meyanda doktorların Anadolu'da, mefküreci gibi çalıştıklarına emi- niz!) Yapılacak şey : Her meslek erbabının kendi çalışma şeraitini Anadolu'da düzeltmek için çalış- masıdır. Bizim söylemek istediği- miz orijinal bir fikir değil, bu kör kör parmağım gözüne beda- hatidir. Anadolu'da şarait fena diye oraya gitmek istememek bittabi terviç edilir şey değildir. (Vâ-Nü) ŞEHİR HABERLERİ Deniz hırsızı Elbiselerle çıkarken hemen yakalandı Kasım paşa polis merkezi bir deniz hırsızını oOcürmü meşhut halinde yakalamıştır. Geçenlerde Kasımpaşada tamir havuzunda bulunan seyrisefain idaresinin Ankara vapuru üçüncü kaptanının kamarasından bir ta- kım elbise ve saire çalmış, polis merkezi şüphe üzerine Necmi isminde bir sabıkalıyı gizlice nazaret altına almıştır. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra evvelki gece Neçmi gene havuzlara giderek bir fırsatını bulup yoklama memuru İsmail efendinin odasına girmiş ve eline geçen elbise ve saireyi toplamıştır. Necmi elinde eşya ile çıkarken memurlar tarafından yakalanmış- tır. Tahkikat neticesinde bir kaç gün evvel vapur kaptanının ka- marasını soyan da Necmi olduğu ve kendisinin daha başka hırsız- lıklarla da alâkadar bulunduğu tesbit edilmiştir. Necmi adliyeye verilecektir. Kızı ölümle tehdit etmiş! Evvelki gün Nuri isminde birisi Sarıyerde Viktorya isminde bir kıza taarruz etmek istemiş ve kızı ölümle tehdit etmiş Vitoryanın bağırması üzerine polisler yetişerek Nariyi yakala- yıp 7inci istintak dairesine teslim etmişlerdir. Kaçak eşya Bir evde heroin, siğara kâğıdı ve esrar bulundu Beyoğlunda Refet isminde biri- nin evinde kaçak eşya bulunduğu ihbar edilmiştir. Zabıta memurları tarafından yapılan araştırmada evde heroin, esrar ve kaçak sigara kâğıtları bulunmuştur. Kaçak eşya müsadere edilerek Refet hakkında tahkikata baş- lanmıştır. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş GAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » $ 800 » 1AYLIK 150 » — « may” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Rebiülevvel 20 — Ruzuhızır: 80 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 77 94 446 844 12 1,53 Va, 2,41 4,48 12,20 16,18 19,33 21,28 — << Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk oskağı 13 No. Şekerler Bu güden itibaren ihraç edilecek Şeker hakkındaki talimatname yalnız, Haydarpaşa gümrük baş müdüriyetinden bildirilmiştir. Dün tatil olduğu için, bu talimatname Istanbul baş müdüriyetine tebliğ edilmemiştir. Bu gün tebliğine intizar edilmektedir. Evvelce de yazdığımız gibi, güm- müklerde 1500 ton şeker vardır. Anadoluda bir çok şeker tacirleri, Istanbul piyasasından, şeker, çay, kahve almak için, buraya gelmek- tedirler. Yiyecek maddeleri açıkta teşhir edilmiyecek Yağ, peynir, yoğurt ve saire gibi toz ve mikropları kolayca mas edebilecek yiyeceğe ait me- vadın açıkta teşhir edilmemesi emredildiği halde hâlâ bazı dük- kânların bunları bir cam arkasında teşhir etmiyerek toz ve toprağa maruz bir halde açıkta bıraktıkları görülüyor. Belediye, bu kabil yiyecek maddelerini cam altında teşhir etmiyen satıcıları şiddetle tecziye etmek üzere umumi bir teftiş yapacaktır. Tenezzühler Mahiyeti şüpheli tenez- zühlere izin verilmiyecek Mevsim münasebetlie şu gün- lerde sıksık tenezzühler tertip edilmektedir. Bu tenezzühler için usulen ovilâyetten ve polisten müsaade almak icap eder. Bu defa görülen lüzum üzerine bu gibi tenezzühlerde mürettip- lerin kimler olduğu ve tenezzüh- lerin ne şekilde yapılacağı iyice tetkik edilerek mahiyeti şüpheli görülen (o tenezzühlere (o katiyen müsaade verilmemesi (zabıtaya bildirilmiştir. Petrol ve benzin fiatleri Petrol ve benzin kumpanyaları, petrol ve benzin fiatleri hakkında bir karar vermek için, birkaç güne kadar bir ictima aktede- deceklerdir. Piyasada çıkan riva- yetlere göre bu ictima netice- sinde fiatlerin tekrar artacağı söylenmektedir. Diğer taraftan verilen malümata göre, petrol kumpanyaları, Suriye ve Yunanis- tanda biribirlerile rakabet etmek- tedirler. Buralarda petrol ve ben- zin fiati, bizdekinden daha ucuz- dur. İ EEir çırpada İ Komşunun 30 günü Tam karşımızda aylıklı bir adam oturuyor. Vakıa tecessüs bizde ayıp sayılır, amma artık pek burun buruna oturduğumuz için komşumun hayatını çok iyi biliyorum. Ne fevkalâde bir ya- şayışı var.. Ne fevkalâde... Ayın ilk günü... Küçük mah- dum bey-12- 13 yaşlarında - iki dirhem bir çekirdek giyinmiş olduğu halde evden fırlıyor. Beş dakika sonra koskocaman bir taksinin içinde kapıya dayanıyor. Otomo- bil içinde mahtum bey olduğu halde kapının önünde bir hayli bekliyor.. Mahtum, peder ve vali- desini ikaz maksadile şoförün yanında şımarık şımarık bir kaç kere korna çalıyor ve bu suretle otomobilin şanını bütün mahalleye ilân ediyor... Neden sonra evdeki- ler çıkıyorlar... Beyin melonundan iskarpinlerine kadar her şeyi pırıl pırıl. Hanım'da aynı tarzda gi- yinmiş.. Ayın ikinci günü komşunun evi işlek bir otel haline geliyor... Pençereler | açılmış.. Sabahtan beri sokaktan geçen karpuz ka- vun arabaları durdurtuluyor.. 8 -9 karpuz kavun alınıyor. İleride pahalılığı ile meşhur büyük lo- kantanın garsonu beyazlar ve beyazlıklar içinde komşunun evine 5 - 6 tepsi getiriyor. Karşıki evin penceresinden taşan neşeli kah- kahalarla ekseriya gece yarılarına kadar uyumak kabil olamıyor... Ayın üçüncü günü bey muhak- kak evde yoktur. Sakın yanılıp ta akşam olunca beyin evine döne- ceğini ümit etmeyin. Ancak sabaha karşı evin önüne bir otomobil dayanır bey, iki kolunda iki arkadaşı caddenin sağlı sollu duvarlarını derağuş etmek ister gibi sallana sallana ilerler.. Sabahtan öğleye kadar karşı- mızda kıyametler kopar... Hanr- mın ciyak ciyak bağırmasını işitiriz.. Ertesi günü eczacının dükkânındaki küçük çocuk kom- şunun evine koca koca maden suyu şişelerini taşır... Bundan sonra bizim komşu da nispeten ucuz eğlencelere rağbet artıyor.. (Meselâ bunlara bir şinema merakıdır ariz oluyor. Ayın onuna kadar hiç bir filmi kaçırmıyorlar... Maamafih beyin gene sabaha karşı arkadaşlarının kolunda - fakat bu sefer otomo- bilsiz - duvarları deraguş ederek geldiği oluyor... Ayın on beşinden sonra kom- şum alış veriş ettiği bakkalı değiştiriyor . Köşedeki kazıkçı fakat veresiye veren bakkalın çırağı her gün onlara öte beri getiriyor. Ve hizmetçi para yerine pencereden (bakkalın çırağına küçük bir defter atıyor. Bu bak- kalın çıraği eve gidip gelmeğe başlayalıdan beri bey de artık her akşam üzeri erkenden geliyor. Onların hayatının ea sakin za- manı da bu.. Ayın yirmi sekizinden sonra komşumun kapısına yalnız bir kişi dayanıyor: Eskici.. işte komşumun yaşayışının bir aylık takvimi budur.. Hikmet Feridun M.— A.B, — Oğlum, gel sen beni dinle de hazır mektebin tatilken boşvakitten istifade etl.. > & ME İREA Amca Beye göre... « Eline süpürge almasını... | .we Sofra hazırlamasını... sw Ütü yapmasını öğren! — — Bunların bana ne lüzumu var Amca bey? A. B. — Allah allaaaaah!,. Ömrünün sonuna kadar böyle bekâr kalamazsına oğlum!