Sahife 2 Cenevrede akşam (Baş tarafı birinci sahifede ) olmadığını sordu. Kimse aleyhte söz almadığı için dahili nizamna- me mucibince Türkiyenin Cemiyeti akvama kabulü meselesini tayini esami ile reye koydu. Kâtip muhte- lif devletlerin alfabe sırasile isimle- rini okudukça, her devletin murah- hası “evet,, diye cevap veriyordu. Çıt olmayan salonda, arka arkaya; bazen zayıf, bazen kuvvetli fran- sızca “oui!,, ingilizce “yesl,, sada- ları işitiliyordu. Rey bitti. Hazır bulunan 43 devlet, Türkiyenin kabulüne müttefikan karar ver- mişti. Reis, bu kararı söyledi ve salonda şiddetli bir alkış koptu. Türkiye Cemiyeti akvam azasın- dan olmuştu... Reis, Cemiyeti akvamda Tür- kiyeyi temsil edecek heyeti mu- rahhasanın Hariciye Vekili Tevfik Rüştü, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, Bern elçisi Cemal Hüsnü, M. Meclisi o azasından (Necmeddin Sadık beyler olduğu hakkında hükümetimizden gelen telgrafna- meyi okudu ve bu celesede, Tevfik Rüştü beyin maalesef rahatsızlığına binaen gelemediği için, Türkiyeyi Cemal Hüsnü ve Necmeddin Sadık beylerin temisl edeceklerini beyan etti ve “ salahiyetleri tetkik ko- misyonu , reisine söz verdi. Hükümetten gelen salahiyetname telgrafları okunarak, © usulüne mutabık olduğu beyan edildikten sonra, reis Türkiye murahhaslarının heyeti umumiye azası meyanında yer almalarını rica etti. Cemal Hüsnü ve Necmeddin Sadık beyler, samiin mevkiinden kal karak, bütün azanın alkışları arasında, Türkiyeye ayrılan yerlere gidip oturdular. Reis, M. Hymans, ayağa kalkarak, cidden güzel olan nutkunu okudu ve Cemal Hüsnü bey cevap verdi: Her iki nutuk da çek alkışlandı. Bilhassa, Cemal Hüsnü beyin müteveffa M. Brian- dan bahseden sözleri, M. Herri- ot'yu çok mütehassis ediyor, fransız başvekili, tasvipkâr şekilde başını sallıyordu... Celse dağılınca, tebrikler, teşek- kürler oldu... Bu celseyi hülasa etmek için kısaca diyebilirim ki, hiç bir hükümet, davet üzerine, Cemiyeti akvama bu derece şerefli bir şekilde ( girmemiştir. (Cemiyeti akvam reisinin Türkiye için söy- lediği sözler, her türkün göğsünü iftiharla (Okabartacak (derecede sitayişli ve güzeldi.) Cemiyeti akvama girmek, lâzım- gelen basit şartlara malik her devlet için mümkün ve kolaydır. Bizim için hadise teşkil eden cihet, yalnız Camiyeti akvama girişimiz değil, davelimizin ve kabulümüzün şeklidir. Mustafa Kemal türkiyesi, Cemiyeti akvama lâyık olduğu şerefle davet edilmiş ve şerefle girmiştir. Bu dühule muhteşem çerçeve teşkil eden bütün bu ahval, harici siyasetimizin nasıl dirayet ve kudretle idare edildiğini, Türkiye Cumhuriyetinin, çok kısa bir zamanda, beynelmilel (sahada, kendi kuvvet ve ehemmiyetini dünyaya tanıtacak mevki sahibi olduğunu ve bu siyaseti idare edenlerimize memleketin borçlu bulunduğu şükran vazifesinin ne derece yerinde olduğunu göste- terir. Tevfik Rüştü beyfendi, bu yüksek eserile iftihar edebilir. Cemiyeti oOakvama girişimiz meselesinde, Bern elçimiz Cemal Hüsnü beyin, temsil ettiği devletin şeref (o ve haysiyetini (o herşeyin fevkinde tutarak ve herkese kabul ve tasdik ettirerek, lâzım gelen iptidai temaslarda şuurla, dirayetle hareket ettiğini ve bu hususta kendisine tevdi edilen vazifelerin ifasında daima iyi tesir bırakan bir şekilde muvaffak olduğunu söylemek de hakşinaslıktır... —Z.H. Bu Sahahki Teleraflar Darülfünunda ıslahat Lâyiha teşrinisanide meclise veriliyor, müderrisler fakültelerde çalışacaklar, muavinlikler lâğvedilecek Heyeti vekile Darülfünun ısla- hatile (meşguldür. (o Teşrinisani içtimaında Büyük Millet meclisine tevdi edilecek olan yeni kanun lâyihası profesör Malche'in rapo- runda bazı tadilât icrasından ibaret olacaktır. Kanunun esbabı mucibe lâyı- hasında şimdiki darülfünunun lağ- vı ile yerine milli inkılâbı benim- seyecek ve Türk harsını yeni esaslar odairesinde hazırlaraağa müktedir olacak bir darülfünun teşkili o lüzumundan (o bahsedile- cektir. Bundan başka darülfunun ismi de lağvedilecek ve yerine “Tür üniversitesi,, unvanı kabul edile- cektir. Türkiyede biri Istanbulda, di- geri Ankarada, üçüncüsü de Van veya Diyarnbekirde olmak üzere üç üniversite İeaiie ilecelküir edilecektir. Ancak bu üç müesseseden hepsinin birden faaliyete geçmesi kabil olmadığından evvela mukte- dir profesörü bulunan deler için kürsüler tesis edilecek, üniversite zamanla ve yeni şahsiyetler bu- duktan sonra tamamlanmış ola- caktır. Bu suretle müderris mevçu- du kadar kürsü ihdas edilecektir. Islâhat, en ziyade edebiyat ve tıp fakültelerinde (yapılacaktır. Edebiyat fakültesinde altı, yedi kürsünün lâğvedileceği (o tahmin ediliyor. Yeni teşkilâtla beraber ( Gazi kürsüsü ) namile bir kürsü daha ihdas edilecek, türk tarihi ve türk edebiyatı tarihi büsbütün yeni esaslar ve Şekiller dahilinde oku- tulacaktır. Nİ Tıp fakültesine gelince: Bu fakültede yapılacak ıslahat diğer fakültelerden o ziyade olacaktır. Talebe ile birlikte daimi surette bulunmıyan müderrisler teşkilât harici kalacaklardır. Talebe, derslerin tatbikatını muhtelif hastanelerde görecekler- dir. Tıp fakültesinin ıslahı sıra- sında sıhhiye vekâletinin de mü- talaaları nazarı dikkata alına- caktır. Hukuk Fakültesinde yapılacak ıslahât bazı nazari dersleri daha ameli bir hale ifrağtan ibaret olacaktır. Fen fakültesinin noksan olan laboratuvarları da caktır. Yeni kanun tatbik edilince emin intibabı da tecdit edilecektir. Üniversite de muavinlikler lâğv ve asistanlar ibka edilecektir. Bundan başka mecburi fransızça dersleri de bulunacaktır. Recep bey Salı günü Avrupaya gidiyor Evvelce de yazdığımız vechile, Avrupada bir tetkik seyahati yapacak olan Halk fırkası umumi kâtibi Recep bey salı günü hare- ket edecektir. Recep bey kendisile görüşen gazetecilere demiştir ki: — Salı günü Avrupa'ya gidi- yorum. Memleket için faydalı ola- bilecek mevzular etrafında tetki- katta bulunacağım. Avrupa'nın bir çok şehirlerini dolaşacağım. Şayet fırsat bulabilirsem kısa bir müd- det te tedavim ile meşgul ola- cağım. Belçikada grevler Brüksel, 23 (A. A.) — Borina- ge'da sükün hüküm sürmekte berdevamdır. Maamafih, jandarma Jeamppes'da halka ateş açmağa mecbur olmuştur. Liğge'de kömür madenlerinde heyeti mecmuası itibarile grevci- lerin miktarı artmıştır. Fakat hiç bir hadise vukubulmamıştır. Charleroi kömür madenleri san- tralı (o tarafından verilmiş olan umumi grev emrine tamamile tebaiyet edilmiştir. Bugün de sıcak devam edecek Yeşilköy rasat merkezinden ve- rilen malümata göre bugün sıcak aynı şiddetle devam edecektir. Dün Yeşilköyde en fazla sıcak 28 derece idi. idi. Piç C Ömer 28 mahkümla beraber İzmirden getirildi Dün sabah İzmirden şehrimize 29 mahküm getirilmiştir. Bu mah- kümlar arasında, vaktile Bebekte Validei Hidivi yalısını soyarak kaçarken kendisini yakalamak is- tiyen bekçi ile diğer bir kadını yaralıyan ve yakalandıktan sonra da tevkifhaneden delilik iddiasile bir kolayını bulup kaçan ve en nihayet İzmirde yakayı ele veren piç Ömer namındaki azılı şerir de bulanmaktadır. Gelen mahkümlardan 25 i Üsküdar. 4 ü de Istanbul! hapishanesine konul- muşlardır. Herr Nadolni Yakında Berlinden Ankaraya dönecek Cenevre, 23 (Hususi) — Terki teslihat (o konferansında (oalman baş murahhası Herr ONadolni, konferansın - verdiği (neticeler hakkında hükümete izahat ver- mek için Berline gitmiştir. Herr Nadolni, Berlinden, sefirlik vazifesini deruhde etmek için tekrar Ankaraya dönecektir. Ajanslar kongresi Eylülde Bükreşte bir kongre aktedilecek Eylülde Bükreşte bütün Balkan telgraf ajansları arasında bir içtima aktedilecektir. Anadolu ajansının umumi mü- dürü Muvaffak bey, Balkan ajanslarına çok şayanı dikkat bir Oproje vermiş bir Enter Balkanik telgraf servisi ihdasını teklif etmiştir. Bu projeye nazaran bütün Bal- kan ajansları, kendi memleketleri ahvaline dair haberleri telgrafla Anadolu Ajansına vereceklerdir. Bu haberler Ankara büyük telsiz istasyonu vasıtasile bütün dünyaya bildirilecektir. Bu meyanda Tür- kiyeye ait haberler de telsizle neşredilecektir. Balkan ajansları kongresinde Anadolu Ajansını Muvaffak bey temsil edecektir. Mersindeki Yunan emlâki satılıyor Mersin 23 — Yunanlılara ait olup bedeline nakit makamında gayrı mubadil bonoları kabul edilecek olan emlâkin satışlarına dün Ziraat bankasında başlanmış- tır. Emlâk satışlarına devam edil- mektedir. Bir otomobil parçalandı Vatman Hamit efendinin idare- sindeki Yedikule tramvayı dün Samatyadan geçerken karşıdan gelmekte olan şoför Mustafanın otomobilile müsademe etmiştir. Müsademe şiddetli olmuş, oto- mobil parçalanmıştır. e Nüfusça zayiat olmamıştır. ... Şehrin temizliği Avrupa us usulleri tatbik olunacak Istanbulun temizlik işleri”evvelce nezafeti fenniye müdürlüğü tara- fından idare ediliyordu. Vilâyetle belediyenin tevhidinden sonra neza- fet işleri belediye şubelerine bıra- kılmış merkezdeki temizlik işleri mü- | dürlüğü yalnız temizlik levazımını tedarik etmek, mahalle aralarında toplanan çöplerin denize dükül- mesi gibi umumi işlerle meşgul olmağa başlamıştı. Yeni bütçe ile gene bu teşkilât ipka edilmiştir. Belediye, şehrin temizliğine bir kat daha ehem- miyet vermeğe karar vermiştir. Masraf o bütçesinin mühim bir kısmı nezafet işlerine tahsis edildiği halde gene matlup derecede şehrin temizlenmemiş olması, temizlik işlerinde takip edilen sistem ve usulün bozuk ve kifayetsiz oldu- Şunu meydana çıkarmıştır. Şehri diğer Avrupa memleket- lerinde (tatbik edilen nezafet usullerine göre temizlemek için temizlik işlerine yeni bir şekil vermek istiyor. Belediye riyaseti markezindeki temizlik işleri müdürlüğü bu hu- susta tetkikat yapacaktır. Bu tet- kikat, temizlik işlerinin bundan sonra ne suretle idare edilmesi lâzım geldiğini tayin ve tespit edecektir. Tehlikeli oyuncak Tabancayı kızının elinden alırken ağırca yaralandı Beyoğlunda Eğri sokakta ma- dam Zuri ile kızı altı yaşlarında Hayda dün evde otururlarken Llayda eline geçirdiği bir tabanca ile oynamaya başlamıştır. Bu sırada Madam Zuri kalkarak kızının elinden silâhı almak iste- miş, kız vermemiş ve her ikisi tabancayı çekmeye başlamışlardır. Bu esnada tabanca birdenbire ateş almıştır. Çıkan kurşun Ma- dam Zurinin sol elinin orta parmağını parçalayıp sağ meme- sine geçmiş, memesini de delerek sağ koluna saplanmıştır. Mecruh kadın hastaneye kaldırılmıştır. | ehemmiyet 1932 24 Temmuz |: Terki teslihat konferansı (Baş tarafı birinci sahifede) ağır topların tamamiyle ve bilâ kaydüşart lâğvını ve şimdiden kimyevi ve bakteryolojik harbin katiyen menini ümit etmek hak- kımızdı. Karar, umumi prensiplerin yanı başında rakamları ve katiyetle tavzih edilmiş noktaları ihtiva etseydi ümitlerimizi daha ziyade tatmin etmiş olurdu. Karar layi- hasını hüsnü telâkki ediyoruz. Şu itibarla ki, bu sayede muh- telif devletler aralarında teması tesis edebilecek ve derpiş edilen kararlara bütün devletleri tatmin edecek erkamla sarih noktalar ilâvesini mümkün kılacak olan müzakerelere yol açacaktır. Ümit ederiz ki, bu müzakereler bu sefer daha vasi ve daha cihan- şümul ve dolayısile müfit ve semeredar olacaktır. Türk heyeti murahhasası der- meyan edilen prensiplerin bilfül takibi mevzuu münakaşa olacağı sırada lâyihanın muhtelif nokta- e ları hakkında mütaleasını bildir- mek fırsatını bulacaktır ve şim- dilik (o lâyihanın (o muhteviyatına ıttıla hasıl ettiğini beyan ile iktifa eder. Şu kadar ki,komisyonda derme- yan ettiğimiz tekliflerin çerçevesi dahilinde kalmak ve terki leslihat mesaisini münhasıran teknik saha- sında durmak endişesiyle hareket ettiğimiz için projede münderiç prensiplerin tatbikının ve vaitlerin tahakkukunun tetkiki imkânı hasıl oluncaya kadar gerek serbesti hareketimizi gerek reyimizi mu- hafaza ediyoruz. Buna intizaren projenin (o teslihat mütarekesine mütedair beşinci kısmını kabul edi- yoruz. Bütün milletler için tecavüz silâhlarının ilgasını ve . teslihatın esaslı ve madeletkârane tenzilini tazammun eden ber türlü cezri terki o teslihat sureti hallerinin daima bizim tam ve kâmil tasvi- bimize mazhar olacağını bu vesile ile bir kere daha beyan ederim., ecnebi sanayi amelesi (Baş tarafı birinci sahifede) Türk işçisi yetiştirmektedir. Sa- nayi müdiriyeti diğer fabrikaların da bu tarzda hareket etmesine dikkat edecektir. Eğer, hariçten gelen işçilerin ihtisasları tetkik edilmiyecek olursa, işçi akını daha ziyade artacak, memleketimizde sanayi amelesi buhranı | olacaktır. Halbuki Avrupada olduğu, gibi bizde sanayi amelesi buhranı yoktur, bilâkis fabrikaların, ve sanayi mü- esseselerin adedi gittikçe art- maktadır. Istanbul sanayi mıntakası hari” cinde bulunan yerlerde, mutahas- sıslar meselesine pek o kadar verilmediği o söylen- mektedir. Meselâ ormanları Zingal hasıl i i Ereğli kömür havzasına, hariçten si mutahassıs diye ecnebi işçi geti- rildiği iddia edilmektedir. Iktisat vekâleti bu mıntakalarda, bü gibi hareketlerin önüne geçmek için alâkadar şirket komiserlerinin