Bana dokunamazsınız! A Ma, 1968 modasının en büyük ö- zelliği ve yeniliği ne kravatlar, ne kasketler ne her tip pantolon* lar, hattâ ne de, dizde biten, don- vâri kıyafetlerdir. Modayı altüst e- decek yeni moda, "zırh" kıyafetler- dir. Bu konuda en iddialı terzi, Pa- co Rabanne'dir. Rabanne, XXI. yüz- yılım kadını için çalıştığını ve bu kadının bir amazon olacağını söy- lemektedir. Ama, Rabanne'nin orta- ya attığı bu dövülmüş demirden e muhtelif madenlerden yapılmış Hk dizlerin çok üstünde biten zırh elbiseler, XXI. yüzyılı bekle- meden satışa çıkmış ve derhal müşterisini bulmuştur. Zaten demir, sadece elbise ola- rak değil, dövülmüş, ince şekliyle aksesuar olarak da çok. Gainsbourg'un, "Benim, demirden kombinezonumu, maden tozundan yapılmış elbisemi çıkar, a ,yak- laş" diyen şarkısı, beklemeden gerçek olma gibidir. Bunlar, çok kısa, dümdüz, gömlek biçimi kıyafetlerdir; dore ve gümüş karışımı madenlerden yapılmakta- dır. Demir elbiseli kadın, bu kıya- feti İle, her ne kadar, "Bana doku- namazsın!" demekteyse de, şifon elbiseli kadından daha çekici ve değişik olduğu iddiası içindedir. Bu, zırh elbiselerin etek boyundan anlaşılmaktadır. Kıyafette salata zevki Tezi Sevim, bu konudaki görüşü- nü şu sözlerle anlattı: — Aslına bakarsanız, dün, bu- gün, yarın birleşmiştir. Ortaya, de- gişik, tamamiyle özgür, yakışmak ve yakıştırmaktan Ötede kural tanı- mayan bir moda çıkmıştır. Kurutu düzeni seçenler, klâsik giyimi ter- cih ettiklerini söylerler. ysa dünün modemi bugünün klâsiğidir. 1914'te trençkot modasını benimse- yen büyükannelerimiz, hattâ anne- lerimiz, Marlene Dietrich'in kıya- fetini çok ileri, aşırı bulup birkaç ay sonra onu taklit edenler, ileri modanın, zamanında Öncüleri ol- muş kimselerdir. Bugün herkesin klâsiğe yakın bulduğu meşhur "chanel" tayyörleri, zamanının modem, yâni aşın kıyafetleriydi. Hele Schiaparelli' nin jerse kumaşı kullanmaya cüret etmesi, fırtınalar yaratmıştı. Aslında 1967 - 1968 modası, dü- nü, bugünü ve yarını salata halin- AKİS de kullanmakta, yeni kumaşları, vinileksi, suni derileri, sahici deri- leri, uzunu, kısayı, biraraya getir- mekte, giyimi yeni bir modern sa- nat haline sokmaktadır. Herşeyin pratiği, yenisi, kullanışlısı, esprilisi güzeldir. Örneğin, Paco Rabanne'- nin demir elbiseleri, siyah vinileks- ten yapılmış kısacık twiggy tipi takma Saç, feza kıyafetleri, kasket- EE pantalonlar vardır ama, Saint urent, bu en yeni kıyafetlerinin içine 'La Reine Christine' tipini sok- muş ve onun kıyafetlerini aynen kopye etmiştir. Demode olmuş bir eski moda, yeniden O kullanılmayı başlanan bir klâsik de modada mo- Ni rn sıfatım bu yüzden taşır. Örne- , Nina Ricci, ilhamını 'My Fair ady kıyafetinden almıştır. İşte, romantik devirden ilham alan kıyafetler sonucudur ki bu yıl, MODERN HAYAT kuru gibi görünen, aslında çok ka- dınsı teferruatla süslenmiş olan pantalonlu takımlar yanında eti jabolu, dantelli siyah kadife yörler, gene dantelli, fırfırlı küçük siyah roblar çok modadır. Bunlar daha şimdiden tutunmuş, İstanbul ve Beyoğlu'nun hâzır elbiseci vit- rinlerini doldurmaya, büyük rağ- bet görmeye başlamıştır. Moda, unutulanı sandıktan çıka- rır, klâsiği modern yazar. Modern de birkaç yıl sonra klâsikleşir. De- vamlı değişiklik, ( ileri-geri gidiş, içinde yeniliktir. Mini etekli gelin- lik bugün büyük yenilik sayılmak- tadır. Oysa. yarın, klâsik olabilir. Çünkü ekonomiktir." Uzun sözün kısası u yıl, kemer yılıdır. Kemer, kalça üstünde, göğüs altında olduğu MİNİ - ETEKLİ GELİN Söz de kısa, etek de!.. 23