Bundan hemen hemen tam 14 yıl önce, 1954 yılının bir Şubat gü- nü, Ankara'daki Rüzgârlı Sokak ü- zerindeki matbaaların birinde 30 yaşında bir adam, baskıdan çıkmış bir dergiyi memnunsuzluk okunan gözlerle süzüyor ve şöyle diyordu: "— Olmadı!" Bu adam Metin Toker'di. Bu dergi AKİS'ti. Üç kişi, buldukları bütün parayı bir dergiye yatırmış- lardı. Bu dergiyi çıkarmak için ara- larından gazeteci olana, Metin To- ker'e yetki tanımışlardı. Dergi ha- zırlanmıştı. Basılmıştı. Şimdi Me- tin Toker "Olmadı!" diyordu. Son- ra, ilâve etti: — Bu, yavrukurt gibi bir şey olmuş. Yeniden başlamalıyız.." AKİS'in hikâyesi böyle başladı. O olaydan 14 yıl sonra, aynı Rüz- gârlı Sokakta, bu sefer 44 yaşına gelmiş bir Metin Toker, odasına topladığı AKİS mensuplarına dergi hakında aynı hükmü söylüyordu: "— Olmuyor. AKİS'i kapataca- $ız.." Metih Toker'i tanıyanlar, o bu- nu söylerken kafasında "Yeniden 16 başlamalıyız.." diye düşünmekte ol- duğundan şüphe etmediler. Ama A- KİS'in, bu yılın sonunda son sayı- sını çıkartarak yayınını tatil edece- ceğini ilân etmesi bütün Türkiye'- de hem derin bir. tesir yarattı, hem de çok kimsede hüzün yarattı. A- KİS'i sevenler ve AKİS'i sevme- yenler arasında.. AKİS, bütün dünyada "büyük endüstri" haline gelmiş olan bası- nın şartlarına uyan meşhur gazete ve dergilere, yani o kapılarını eski şekillerinin ve şartlarının üzerine kapatan gazete ve dergilere bir ye- ni ilâveyi teşkil ediyordu. Üçlü Mir başlangıç A KİS 1953 yılının kışında, Anka- ra'da, üç kişi arasında plânlandı. Bunların biri gazeteciydi. Yayılmış bir şöhreti ve on yıllık meslek tec- rübesi vardı. Metin Toker'di. İkin- cisi, işadamlığını mesleğine tercih eden bir avukat. Metin Toker'in Galatasaray'dan sınıf arkadaşı O k - tay Türegün'dü Üçüncüsü ise, Mec- liste mütercim olarak çalışan, biraz parası, biraz tanıdığı bulunan genç ve güzel bir kızdı: Tülya Nemluk. Fikir Metin Toker'in oldu. Öteki ikisi onda istikbal gördüler ve ka- tıldılar. O tarihte Türkiye'de, Amerika'- nın Time'ı tertibinde, ciddi bir si- yasi aktüalite dergisi henüz çıkma- mıştı. Bunun, çıktığı takdirde, bir şansı olacağına da inanan azdı. Fa- kat Metin Toker ile arkadaşları Türk basınında böyle bir yerin boş olduğu kanatindeydiler. Çıkaracak- ları dergi iyi çıkarsa rağbet göre- cekti.. Büyük mesele, sermaye mesele- siydi. Metin Toker çalıştığı gazete- den 600 lira aylık alıyordu ve onun- la geçiniyordu. Ortakları gerekli parayı biraraya getirecek ha,lde de- ğillerdi, ama tanıdıkları aracılığıyla bir banka kredisi (o sağlayacak du- rumdaydılar. Nitekim, sermaye ola- rak, her biri tarafından 5 bin lirası tekeffül edilmiş bir banka kredisi 1954 başında bulundu. Şimdi, kolan sıvamak gereki- yordu. Bunu bilhassa Metin Toker yaptı. Şubatta yayınlanacak olan derginin ilânları verildi, kapak ve AKİS