KIBRIS OLAYLARI Türk Alayının artık bir görevi kalma- mıştı. Lefkoşe-Girne yolu üzerinde ne işi vardı? Makarios mesajına ultima- tom havası veriyor ve bir de mühlet koyuyordu : I Nisan Çarşamba gece yarısı! Başbakan İnönü Papaza, Türk a- ayan. yerinden Oo kımıldamayacağını bildi Malta ikinci notasını üç gün sonra verdi. Papaz, Kıbrısın Türkiye ve Yunanistanla olan 1960 tarihli it- tifak andlaşmasını tek taraflı olarak feshettiğini bildiriyordu. Aynı mealde bir muhtıra Yunanistan Başbakanına da gönderilmişti ama, Papandreu için bu bir sürpriz teşkil etmedi. Makarios ve Atina bir süredir, oyunu danışık- lı olarak oynamaktaydılar. Başbakan İnönü ikinci notaya da cevabını geciktirmedi: — İttifak ant- laşmaları Türkiye rl yerin- de sapasağlam duruyordu. Bu, İsmet ann meşhur "Hay- di canım, sen de!" sinin diplomatik lisana tercümesiydi. Bir gece Ziyaretçisi İse. hadiselerin bu safhada bulun- duğu bu haftanın başındadır ki Ati- nada ilgi çekici bir ziyaret (yapıldı. Türkiyenin Atinadaki (OBüyük Elçisi Nedim Veysel İlkin Yunan Dışişleri Bakanı Stavros Kostopulosun O evine gittiği zaman, saat gecenin tam üçüy- dü Başlangıçta, Kostopulosa Türk El- çisinin kendisini görmek istediği bil- dirildiğinde. (o Yunan Dışişleri Bakanı saatin çok geç olduğunu ileri sürmüş ve İlkinle sabah olsun öyle görüşe- bileceğini söylemişti ama, Büyük Elçi görüşmenin hemen yapılmasında israr "peki" demekten başka çare bulamamıştı. Anlaşılan, Türk Büyük e söylenecek çok önemli süs- leri 1. Gerçekten Kostopulos, evinin bah- çe kapısında karşıladığı İlkinle Kar- şı karşıya gelir gelmez Büyük Elçi- nin neden derhal görüşmek için ısrar ettiğini çok iyi anladı, rıs rumlarının Adadaki türk birliğine saldırmak Ooüzere hazırlıklar (o yaptığı söyleniyordu. Böyle bir saldırının söy- lentisinden obile hiç hoşlanmayan Türk Hükümeti, tikinin sabaha karşı saat üçte Kostopulasa verdiği notada, bu konudaki görüşünü yunan hükü- metine hiç bir tereddüte yer bırak- mayan bir kesinlikle ortaya koyuyor- du : Eğer Kıbrıstaki türk birliğine bir saldırı yapılacak olursa, bu Türkiy AKİS/8 Dayı! gürkiyede çok kimse, oPapa- sın küstahlığına ve cüretine bakıyor, bakıyor da, dudağını vi kendi kendine soruyor : — Kime sırtını o dayamış bu adam.?” Yunanistan mı. ugünkü dünyada, ameri- kan menfaatinin doğrudan doğ- ruya bulaşmadığı yerlerde on- dan sağlam dayı sırtı mı var? ye yapılmış bir saldın kabul edilecek ve derhal mukabelede bulunulacaktı. Türkiyenin bu konudaki kesin gö- rüşünü öğrenen (o Kostopulos kemküm etmekten başka bir cevap ve- remedi. Yunan Dışişleri Bakanı Kıb- rıs rumlarınm Adadaki Türk Alayına saldıracaklarını oummuyordu, çünkü Yunanistana bu konuda hiçbir bilgi Rauf Denktaş Devlet adamlığı imtihanı e Maamafih durumu öğ- enecek ve neticeyi bildirecekti. Ma- İsriosim ittifak andlaşmasını fesih Ha- rarına dair de Yunanistan henüz tâv- rını ve tutumunu tesbit etmemişti. Türkiyeye o konuda da bilgi verilecek- ti. Anavatana giden yol Kıs anlaşmazlığını "yeniden teh- likeli bir şekilde alevlendiren ve A- da rumlarının türk birliğine saldırma- ya hazırlandıkları söylentilerinin çık- masına vesile olan olaylar, hep, geçen Noelde iki topluluk arasında silâhın çatışma başlar başlamaz türkler tara- fından tutulan oGirne-Lefkoşe oyola yüzünden patlak verdi. Adanın kuze- yindeki türk kesiminin içinden geçen bu yoldan, işin doğrusu istenirse, türk- ler kuş bile uçulmuyorlardı. £ Adaya bir türk çıkarması yapılırsa çıkan bir- liklerin bu yoldan rahatça Lefkoşeye kadar ineceklerinden korkan Makarios, Birleşmiş Milletler kuvvetleri Adaya gelir gelmez onlardan ısrarla bu yolun açılmasını istemeye (o başladı. Kıbrıs türkleri ise ,buna karşılık, yalnız Gir- rumların nı zamanda açılması gerektiğini ileri sürüyorlar, bundan başka yalnız ram- ların deneti altında bulunan Lefkoşe hava alanınında ( Birleşmiş Milletler kuvetinin deneti altına bırakılmasını istiyorlardı. Tabii, ömrü nalıncı kese- ri gibi kendine yontmakla geçmiş Ma- kariosun bu türk isteklerine (oOhemen "Peki" demesi beklenemezdi. İşin aslına bakılırsa, Girne - Lef- koşe yolu yalnız Ada türklerinin kont- rolunda olsa, rum çetecileri çoktan bu yola saldırır, ele geçirmek ( isterlerdi ama Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs a- rasında 1960 yılında imzalanan sa- vunma andlaşması gereğince (oOAdada bulunan türk birliği de iki topluluk arasında çatışma başlar başlamaz gar- nizondan çıkarak bu yol üzerinde mev- zi almıştı." Sol ,elle sağ kulak Miş geçirmek; "istediği bu oldan alamayıncadır ki diplomatik kanal"a başvurmayı gene daha faydalı buldu. Diplomatik kanal- da karşısına Türk Alayı değil, bir kıs- mı Türkiyenin müttefiki veya dostu olan memleketlerin politikacıları çıkı- sa. Sen itildal göster, basiret göster.." demiyorlar mıydı? Ve Makarios hep, bu sayede ileriye doğru adımlar at- mıyor muydu? Gene şansını o saha- da denemek için Makarios, durumun yarattığı fırsattan faydalanmak iste -