Yunanlıları türkler aleyhine kışkırtan papaz Menekşepulos e ya. bütün propagandaları oyunanlıların Türkiye medeniyetin, adaletin ve hürriyetin ışığını senil esası üzerine bina edilmişti. Halbuki palikaryaların me- deniyet, adalet ve hürriyet anlayışlarının ne SM bü- tün' çıplaklığıyla meydana çıkmıştı. Şimdi ne yapılacak- t1? Üstelik tamir Olayları bütün Türkiyeyi ayağa kaldır- mış, Mustafa Kemal 19 Mayısta Samsuna çıkmış ve türk milleti küllerinden sıyrılmıştı. rede yunanlıların kendi aralarındaki temasları çok ili çekici) İstanbuldaki yunan yüksek komiseri Kanelopulosun 22 Mayıs 1919da Paristeki Politise (o gönderdiği telgraf şöyle başlıyordu : "İzmirin işgaliyle başlayan kaynaşma Osmanlı İm- paratorluğunun parçalanmasının kati olduğu yolundaki haberlerin yayılması ve yayınlanması ile büsbütün art- mıştır. Mitingler, tehditler, matem alâmeti olarak cami- lerin, dükkânların kapanması tarzında Büyük Devletleri tesir altında bırakacağı ve kaynaşmayı devam ettireceği sanılan her çareye Hükümet tarafından Başvurulmakta- dır. Bunun, Büyük Devletlerin kararını değiştireceği Ümit edilmektedir. Basın tehditlerle doludur. Hükümet elin- deki organlarla, bu kampanyaya dini bir mahiyet dirmekte ve Müttefiklerin kararının İslâmiyet aleyhinde olduğu havasını estirmeye çalışmaktadır AKİS /20 27 Mayısta Politis hem bu telgrafı, hem de Kane- lopulosun gene İstanbuldan gönderdiği ve "İzmirin iş- gali üzerine Hükümet ile Jöntürkler arasındaki gerginlik yumuşamıştır" diyen telgrafını Kaklamanosa gönderiyor- du. Politis Ferit Paşanın yeni kabinesinin Jöntürkler ta- rafından beğenildiğini de eklemekteydi. 30 Mayısta, İs- tanbuldaki kargaşalığın artmakta olduğu teyit ediliyordu. 5 Haziranda ise Kanelopulos oOOsmanlı Hükümetinin müstevli kuvvetlere karşı türk halkının ayaklanmasını desteklediğini bildiriyordu. Telgrafta Hükümetin Jöntürk- lerle gizlice anlaşmak niyetinden de bahsediliyordu. 20 Haziranda Kaklamanos Times'da çıkan şu haberi Pa- rise heyecanla aksettiriyordu: "Yedek subayların yunan işgaline karşı mukavemet hareketini Oo teşkilâtlandırmak üzere İstanbuldan gizlice ayrılmakta oldukları anlaşılmak- tadır." Yunanlılar için vaziyet I 9 I 9 Haziranının ortasından itibaren daha da vahimleşti. Politis Londradaki elçisine 20 Haziranda şu telgrafı gönderiyordu : "Bahis konusu olan münferit-mukavemet hareketle- ri değil, türk makamları tarafından hazırlanıp o tatbike konulan ciddi bir savaş plânıdır. Başbakan Venizelos bu konuda Müttefiklerarası Yüksek Konseyin dikkatini ikin- ci defa olarak çekti..." 2 aziranda ise Venizelos Atmadaki Başbakan Yar- dımcısı Ke şu haberi bildiriyordu: "Küçük Asya- daki yunan işgal kuvvetleri k nı General N'idere t m t serbestisi verdim!" Venizelos bu üt- tefiklerin tasvibiyle Anadoludaki mukavemeti kırmak in vermişti nı gün Polit klamanosa acele bir telgraf çekmekte ve türklere gözdağı verip ta z hare- ketlerini önle için ingiliz hükümetini na irlik- tesine şunları söylemiştir: Mukavemet hareketini onlar o teşkilâtlandırmaktadırlar. Hem kuvvetlidirler, hem paraları vardır, hem de iyi. teş- kilâtlanmışlardır. İdareciler arasında Talat bey ve En- ver Paşa vardır. Barutu ateşleyen İzmirin işgali olmuş- tur. Hükümet, ittihatçıların hareketleri karşısında âciz durumdadır." Fakat, yunanlıların kendi aralarındaki haberleşmele- ri. Müttefiklerin İstanbul ükümetinin bu tutumuna inanmadığını göstermektedir. Yunan Hükümetinin İstan- buldaki Müttefiklerarası Heyet nezdine gönderdiği tem- silcisi Albay Kateçakisin bildirdiği şudur: Sadrazam ve bir çok Osmanlı Nazırı Anadoluya geçerek o mukavemet hareketine katılacaklardır! Bütün bu haberler karşısında derin bir endişeye dü- şen Venizelos nihayet 10 Temmuzda Barış Konferansı Başkanı Clemenceau'ya müracaat etti ve şunları bildirdi: Türkiyenin askeri hazırlıkları öyle bir genişlik kazan- mıştır ki bütün doğuda harbin yeniden alevlenmesi ve Şark Meselesinin halline imkân vermemesi ihtimali be- lirmiştir. Türklerin seferber hale getirdikleri asker mik- tarı yakında 300 bini bulacaktır. İtalyanlarla türkler ara- sında temaslar başlamıştır. İzmire çıkmakla kendilerini nasıl bir kapana Kıstır- dıklarım anlamaya başlayan yunanlıların bundan sonraki gayretleri gelecek haftaki yazının konusudur.