6 Nisan 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

6 Nisan 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Türkiye Yol Ağızında Amerika Kıbrıs Meselesinin Türkiye,için önemini tam anlıyor mu, bilmiyoruz. Biz Kıbrıs politikamın a- merikalılarla, görüş birliği içinde idare ettik. Amerika- nmn' sadık bir müttefiki olarak, asin başından itibaren her hareketimizi ve her niyetimizi Washington Hükü- metine söyledik, onu biç bir sürprizle karşı karşıya bi- rakmadık. İngiltereyi ve Yunanistanı, teminattı devlet ler me göreve çağırdığ bunu Amerikaya oli- dirdik. Amerikanın tavsiyelerini dikkatle kaale aldık. Bir anglo-amerikan teklifi getirildiğinde, görüşümüze uyma yan önemli noktaları olduğu halde mutabakatımın bil- dirdik. Makariosun bunu kabule yanaşmayacağından e- min bulanmamıza rağmen Mr. Ball'un teşebbüslerini sa- bırla bekledik. Nihayet, Amerikanın ısrarıyla ve bir 'iyi netice alınacağı" yolundaki teminatını ciddi söz kabul ederek meselenin Birleşmiş Milletlere götürülme- sine rıza gösterdik. Mevcut andlaşmaların bize en sarb şekilde müdahale hakkı verdiği anlarda bile Washington Hükümetinin telkinlerini dinledik, dönüşü olmayan adını ları atmaktan kaçındık. Daima sabırlı, ihtiyatlı ve yu- muşak başlı davrandık. Bu tutumumuzu çeşitli sebeplere yoranlar vardır ve Amerikanın yardımına muhtaç bulunduğumuzdan dolayı boynumuzun bükük olduğu inancı amerikanlar arasında dahi mevcuttur. Başkan Johanson'a yalan olduğu ifade edilen eksantrik gazeteci Drew Pearson 4 Şubat ve 8 Mart tarihlerinde iki defa, Washington Post'ta bunu belirten yanlar yazmıştır. Bu yazılarda söylenen fikir şudur: '"Ke- sersin yardımı türklere. akılları başlarına gelir! Bak, Kıb- rıs üzerinde bir iddiaları a mı?. Muma dönerler, mu- ma!" Amerikalılara karşı s. vranışımızın sebebini Türkiyenin içinde de böyle bir endişeye bağlayanlar mev - cuttur. Türkiyenin şu anda Amerikanın yardımına İz muhtaç bulunduğu doğrudur. Yiyecek ekmeğimizin dayı Amerikadan gelmektedir. Kalkınmamız için hin rikanın bizi elimizden tutması (gerekmektedir. Ameri- kan yardımının kesilmesi Türkiyenin tarifsiz zorluk ve sıkıntı içinde kalması demektir. Bir yandan gırtlağımı- za kadar çıkmış borçlarımız, diğer taraftan açık veren tediye muvazenemiz bizi dostlarımıza avuç açan bir memleket haline getirmiştir. Bu dostlarımızın başında Amerika vardır. Ama Amerika bire Kıbrıs konusunda, haksız olduğu- muzu, tecavüz emelleri beslediğimizi, mesele çıkarmak istediğimizi, onun için aklımızı b almamız gere- tiğini, aksi halde yardımı keseceğini söylememiştir. A- marikanın Washington'daki sorumlularının ve buradaki temsilcilerinin bize daima söyledikleri şu olmuştur: Ta - mamile haklı bulunuyorsunuz, Sizinle beraberle. rn duğunuz prensipler bizim de prensiplerimizdir. birlikte, kuvvet kullanmanıza lüzum kalmaksızın rıya ulaştırmamız kabildir. Bize güveniniz ve davranınız. Adaya bir çıkartma yanmanızı iste Bunun ne netice vereceğini kimse kestiremez. zum bulunmadığına in v ln uğramaması için elinden gelen her şeyi - gi itidalli Bizim, Kıbrıs politikamın Amerika ya göre ayarla- Metin TOKER mamızın tek sebebi budur. Türkiyenin dost eline baka- cak hale gelmesi bir on senenin sonucudur. Ama Tür- kiyenin böyle bir halde devralınması ilk defa başımıza gelmemektedir. Lozanda isteklerimizi vermek zorunda kalan Lord Curzon'un genç İsmet Paşaya söylediği sra her türkün kulağındadır. Tecrübeli ingiliz, toy türk de- legesine "Geleceksinizi Boynunuzu bükerek gelecek ve bizden yardım dileneceksiniz... O zaman, şimdi kabul et- mediğiniz her şeyi size, bakın nasıl kabul ettirteceğiz" demiştir, Genç İsmet Paşa "Gelirsek, kabul ettirtmemez- tik etmeyiniz!-” cevabını vermiştir. Türkiye çeyrek asır her şeyini kendi imkanlarıyla sağlamış ve bu imkanlarla yepyeni bir vatan, yepyeni bir toplum yaratmıştır. Türkiye çeyrek asır hiç kimsenin ayağına gitmemiştir. Böyle bir devri biz tekrar oyaşa- yabiliriz. Amerikalı sorumluların yardım ei baskısı al a tında Türkiyeye her hangi bir şey Yi veya hevesi içinde olduklarına hiç bir belirti yoktur. Bi Biz böyle bir şüphe yone Tam aksine, bilim inancı- mız. Amel ize söylediklerinde tamamile samimi olduğudur ve gerçekten elinden geleni yaptığıdır. Ama bugünkü dünyada Amerikanın elinden' gelen nedir? Şu ği Türkiye olarak bunun cevabını bekleme safhasın- dayız. Cevabın ne olduğunu göreceğiz. Biz göreceğiz. dünya görecektir. Hadise bu bakımdan türk-amerikan münasebetlerinin seviyesini çok asan bir önem kazan- mıştır. Türk toplumundaki gelişmeleri takip eden herkes açık açık görmektedir ki bugün türk aydını, dünyada mevcut sistemlerin - amerikalıların sevdikleri tabirleriyle- “effidency - tesirllik” i konusunda vahim bir şüphecelik içindedir. Komünizmin halen bir cazibe merkezi teşkil ettiği söylenemez. Ama içerdeki, partili demokrasiye karşı vasiyet alarak emi otoriter idaresi ve dışar- daki. bloklara karşı mi Gaulle tarzı" nın itibar sahibi olduğu bilinm tutumun benimsenmesi için Fransanın imkânlarına malik olmanın şart bulunmadığı hususunda yakınlarımızda ör- nekler de vardır, Kibrisin, türk halkı için ne derece hayati bir önem kazandığı bilinmelidir., O konuda uğranılacak bir hayal kırıklığı dünyanın bu "bölgesindeki il statükoya ina- nılmaz derecede tesir edecektir. Türkiyedeki yeni kuvvetler eskimiş bir sistemin a, tesirililik" i, - daha doğrusu tesirsizliği - bahsinde aradıkları kesin delili ele geçirmiş olacaklar ve bu delil kalbi buruk tüvit halkı tarafından haklı bir itibar görecektir. Sırtını baş ka dayılara dayamış Makariosun küstah ve şımarık dav- ranıştan her va bu milletin içine biraz daha fazla o- turmaktadır. Buna dikkat etmek lâzımdır. Türk milleti böyle anlarda bütün maddi hesaplan kenara iten ve his- va alevli, yepyeni hayat tarzına başlayabilen bir millet- Ame rika ya güvendiği için bak etmediği bir cezayı gördüğünden Türkiyenin de arabasının ipini amerikan yıldızından çözmesi - hiç kimse şüphe etmesin, çözecek- tir - dünyada tesir uyandırmayacak sanılıyorsa (o yanılı- nıyor demektir. Bu gerçeği Amerika cesaretle görmelidir. AKİS/7

Bu sayıdan diğer sayfalar: