KIBRIS OLAYLARI Birleşmiş Milletler askeri Kıbrısta vazife başında Devralman nöbet diğeri de aynı şeyi ileri sürebilme- lidir. Makariosla sele nin Ada Türklerini Rum topluluğunun ta- hakkümü altına, koymaya, hiç mi hiç yetkileri yoktur. Bütün bunlara ek olarak, Kıbrıs üzerinde yalnız z Ada Türklerinin de gil. Türkiyenin de inkar kabul mez hakları vardır. e Tıpkı Alan di Adaları üzerindeki Fin haklari gi- Bir kere Kıbrıs Die önemli- nuş ve bir parçasından başka birşey değil- dir. Mavi berelilerin çilesi Tüomiaja'nın Kıbrataki (o görevini ey mi için gerekli ikinci ize de Adaya gönderilen Millet- EE. | barış e tinin çatışmala- rı önlemekte ve kaba kuvvetin hak- kı ve haklıyı ezmesine engel olmak- ta etkili olabilmesidir. Güvenlik Meclisinin 4 Mart ka- rarıyla kurulan bu kuvvet, oOuzun bir gecikmeden sonra nihayet iyi kötü kurulabilmiştir. Alman haber- lere bakılırsa, bu kuvvetin öncüsü olarak Adaya gelen Kanada asker- leri bu haftanın başında vx de başlamışlardır. Fakat - mazlar. munda şu sırada görülen” dmmumlağa rağmen, AKİS/22 çözümü güç büyük güçlü ir kar- şı karşıya bulunmaktadırlar Bir kere, Güvenlik Meclisi bu askerleri Adadadaki sükün ve güven- liği korumakla (o görevlendirdiği hal- de, (o Kıbrıslı Rumlar mavi bere- lileri kendi amaçlarını gerçekleştir- mek için kullanmaya Gaığnakta- dırlar. Kıbrıs Rumlarına göre Ada nın meşru idaresini kendileri tem- sil etmektedir ve mavi bereliler bu idarenin emri altına (ogirmelidirler. Hiç değilse bu idareyle işbirliği yap- malıdırlar. Mesela kurulan barikat- ların kaldırılıp (o ulaşım yollarının a- çılması mı? mi Milletler kuv- vetleri (o hemi harekete (o geçerek Adanın kuzeyindeki Türk kesimle- rinde Türkler . tarafından tutulan yolları onların elinden ku e dır. Adanın diğer kesimlerinde Rum lar tarafından o tutulan yollar ise, Rum Hükümet tarafından zaman- la, işler olağan düzene girince nasıl olsa açılacaktır! Rumların nalıncı okeseri gibi hep kendilerine yontan mantıkları, sivillerin (oOoelindeki o silahların top- lanması meselesinde de aynı şekil- de işlemektedir. Sivillerin elindeki silâhlar toplanmadan Adada sükü- net ve güvenliğin geri dönmeveceği açık bir gerçektir ama, Ke istediği silâhsızlanma, ürk lerin e. işleyecek ir kz lanm ünkü politikacı Papaz eli silâhlı bütün Rumları polis kis- vesine sokarak oORumların silâh taşı- malarına (hukuki bir yön vermeye çalışmıştır. e Şimdi, aklı sıra, eli si- lâhlı Rumlar polis sayıldığı için on- ların ellerindeki otomatik silâhlara dokunulmayacak, buna karşılık bü- tün suçları kendilerini korumaktan ibaret olan Türklerin ellerindeki ta- bancalar ve çifteler (toplanacaktır. Makarios idaresi bu kafayla gittik- çe, silâhların toplanması meselesi mavi berelilerin obaşını ağrıtan en önemli meselelerden biri olacaktır. vi berelileri oOgüç durumda bırakacak durumlardan biri de, hiç eğer çarpışma yeniden çıkacaktır. çarpışmadan büyük bir dikkatle ka- çınmaktadır, fakat Rum çetecileri- nin bu dikkati ne kadar devam ede- cektir, bilinemez, İşte o gaman mavi bereliler silâh kullanacaklar mıdır? Kullanırlarsa Okimin yanında yer alacaklardır? Bütün bu sorular, şimdi, karşılıksız ortada durmakta- dırlar. Akıl için yol birdir K endisini yakından tanıyan herke- sin çok akıllı bir politikacı oldu- gu noktasında birleştiği (oTuomioja. şu satırların yazıldığı osırada New temasları tamamlamıştır ve görevine başlamak üzere Kıbrısa ayak bas- mak üzeredir. New York'tan bildiril- diğine göre, Finli (oarabulucu bu haftanın ilk gününde Türkiyenin Birleşmiş oMilletlerdeki daimi tem- silcisi (o Orhan Eralple uzun bir gö- rüşme yapmış. Salı günü de sıra- sıyla İngiliz |, grsilcisi Sir Patrick Dean, Yuna temsilcisi Bitsios ve Kabrıs Dışişleri Spiros Kipriyanu ile konuşmuştur. Bilindiği gibi, Kipriyanu, Birleşmiş Milletler kuvvetinin görev ve yetki- leri konusunda U Thant'la görüşme- ler yapmak üzere New York'ta bu- lunmaktadır, İlgili devletlerin Birleşmiş Mil- letlerdeki temsilcilerinin Tuomioja- ya neler söylediklerini fazla usun gröüşlü oOolmaya voktur. Rum ve Yunan temsilcileri Zürih ve Londra andlaşmalarının basit çoğunluk ilkesine göre değiş- tirilerek Türklerin herhangi bir ola- gan azınlık gibi yaşayacağı yeni bir devlet düzeninin (okurulmasını iste- mektedirler. Buna kargılık Türkiye