Yunanlıların yaraladıkları bir türk : ler eklenince bütün dünya hadisenin müsebbiplerini te- linde birleşti. İzmire çıkan yunan birliklerinin komutanları 15-16 Mayıs hadiselerini önce Venizelostan bile sakladılar. Ve- nizelos olanları Parise gelen haberlerden öğrendi ve ok yaydan çıkmış olduğundan Mazarakis adlı bir albayı ha- diseyi mahallinde tetkik etmek için İzmire yolladı, Ma- a Venizelosa verdiği raporla 15 Mayısta İzmire nan kuvvetleri komutanının verdiği rapor ara- sındaki fark gerçeklerin Yunan Başbakanından gizlenmiş bulunduğunu açıkça göstermektedir. Yunan Dışişleri Bı- kanı Politis komutanın raporunu hemen Londradaki Yu- nan Elçisi Kaklamanosa göndermiş, o da bunu, elinde bulundurduğu Reuter Ajansı YABİRMİŞİR ve sanki gerçek- ler öyleymiş gibi yayınlatmıştır. Raporda "karışıklıklar"ın bütün sorumluluğu türke- lere yüklenmekte, yunanlıların hiç bir sunda bahse- dilmemekte, hele türk esirlerin öldürülmesi ağıza, bile alınmamaktadır. Bildirildiğine göre Bİ z lılara saldırmışlar, yunanlılar da kendilerini savunarak "silahlı türk Asileri bertaraf etmişler"dir. (AKİS'in notu: u izah tarzıyla bugün Kıbrıstaki hadiselerin Makarios tarafından izah tarzı arasında tam bir benzerlik bulun- duğu gözden kaçmamaktadır.) Fakat Albay Mazarakisin Venizelosa (28 Temmuz 1919'da, hadiseleri yerinde tetkik ettikten sonra verdiği rapor bambaşka gerçekleri gözler önüne sermektedir. Yunanlılar İtiraf ediyorlar My de nihayet bir yunanlıdır ve kendi taraflarını hiç tutmamak elinden gelmemektedir. Nitekim bir ta- rafsız Tahkikat Komisyonu yunanlı albayın açıkladığı gerçeklerden de acıklı gerçekleri bulup ortaya çıkarmış- tır. Ama Mazarakisin raporu gene de son derece ilgi çe- kicidir: AKİS 20/33 Mustafa Hilmi "Hiç bir şüpheye mahal yoktur ki türk askerleri ile türk halkı ve silâhsız esirler bilhassa işgalin birinci ve ikinci günü şiddet hareketlerine maruz bırakılmışlardır. Uzun süre, sadece silâhlı çatışmadan bahseden İzmirde- ki yunan askeri makamları tarafından hiç bir tahkikat yapılmamış, hadiseler hakkında hiç bir ciddi rapor yazıl- mamıştır. Çatışmaların sebepleri hakkındaki bilgiler de- gişiktir, zira herkes suçu karşı tarafa atmaya çalışmakta- dır. Bizce en doğru izah tarzı aşağıdaki izah tarzıdır: Bazı türk fanatikleri yunan ordusuna ateş açmışlardır. Bunun üzerine türklerin katliamına girişilmiştir. Birinci günkü ölü adedi teşhis edilmiş yüz ölüdür. Bunların 15-20si yakalanmış ve rıhtıma ma esirlerdir." Mazarakis türk esirlerin galeyana gelmiş rum halkı tarafından linç edilmiş olduklarını ' linç kelimesini Kut- lanarak kabul etmekte, sadece ölü adedinin türkler ve yabancılar tarafından iddia edildiği gibi yüzlerce olma- yıp sadece yüz olduğunu ileri sürmektedir, venizelosun tahkikat için gönderdiği yunanlı albay şunları ilâve et- mektedir "15 Mayıs hadiseleri üzerine o gün 74 kişi tevkif edi- lip yargılanmıştır. Bunlardan üçü kurşuna dizilmeye, dört tanesi ebedi küreğe, iki tanesi küreğe, on iki fesi asıl- maya, ellilüç tanesi de hapis cezalarına çarptırılmıştır. Bunlardan 48 tanesi rum ve yunanlı, 13 tanesi türk, 12 tanesi ermeni, biri de yahudidir. Aynı, sebepten dolayı ba- len hapiste olup yargılanmayı bekleyen ondan fazla kim- se vardır." Aynı zamanda yunan çıkartma tümeninin komutanı olan Albay Zafiryu hadiselerin başlıca sorumlusu olarak ” şiddet areletierii .gizlediğinden dolayı komutanlık- an çekilip vekâlet emrine alınmış, iki yunan subayı da cezalandırlMışLIr, Bu hadise dünya gazetelerinde bir anda büyük yer m Buna karşı Venizelosun gayretlerini gelecek haf- TECEĞİZ.