Adam doğru söylüyor ! Kudret sahiplerinin "Gitmem de, gitmem!", "Sabık olmam da, olmam!" demesine alışmış bir siyaset çevresinde İsmet İnönünün "Benim gö rüşüm budur. Kabul ederseniz kalırım, kabul etmezseniz kendinize baş- kasını bulursunuz!" demesi yadırganıyor. İnönü partisinin Kurultayında veya Hükümetine güven oyu vermiş Mecliste böyle bir söz söyledi mi o çevrenin mensupları feryadı basıyorlar: "Ooo, baskı yapıyor! oTehdit ediyor! Bu şantajdır! Hâlâ kendini Milli Şef sanıyor!" Son feryatlar, İnönü "Vergi tasarıl arını Meclis kabul etmezse bunu güvensizlik ifadesi sayar ve istifa ederim" dediği için koparılmıştır. Fer- yadı en yüksek perdeden koparanlar dahil, herkes bunun bir "kuru sıkı tehdit" olmadığım ve tasarıların kanunlaşması reddedildiği takdirde İnö- ektedir. nünün hükümeti bırakacağını bilm. Ama bunda şaşacak, bağ ağıracak, alınacak ne vardır ki?. Medeni her memlekette olgun her devlet adamının hareket tarzı ancak bu olabilir. Bir insan siyaset alanında inandığı bir fikri gerçekleştirmek için görev Bu i imkân kendisine tanınırsa iş başında alınırsa "Allahaısmarladık" der kalır, bu elinden T ve imkânı temin etmek için kendi başıma çalışır. Parti lideri olacaksın. Kurultay senin politikanın aksine karar alacak ve sen parti lideri olarak kalacaksın! Başbakan olacaksın, hükü- met işlerini yürütmek için El gördüğün tasardan Meclis reddedecek ve aksın! sen Başbakanlıkta oi Buna devlet olani değil, olsa olsa yüzsüzlük denir! fusun 1 bölü 3 ü ise ortalama 10 dö- nüm arazi üzerinde tarım yapmakta- dır ki bu kadar küçük bir isletmeyle ailenin geçimini asgari standartlarda ke elenşmii imkânsız olduğu açık- Öte yandan bu normal ünitelerin altındaki araziler de ekonomik bir iş- letmeye büsbütün mâni olacak a ufalanmış, parçalanmıştır. 1950 s; mına göre bir çiftçi ailesine düşen sizi yaklaşık olarak 7 parçadır. Tarım nüfu sunu teşkil eden ailelerin yüzde 5,4 ü tek parçaya, yüzde 10,4 ü iki parça araziye sahiptirler. Geriye kalan yüz- de 84 ise tarımsal faaliyetlerini 3 veya daha fazla, parça arazi üzerinde yapmaktadırlar. Böyle bir toprak da- ğılımı ise herşeyden önce her türlü ta rım reformu hareketlerini, (sulama, tohum, eğitim ve makineleşme gibi tek- sifi tarım tedbirlerini imkânsız kıl- maktadır Diğer sebepler R eformun diğer başlıca osebeple- rini ise sosyal, hukuki ve idari zor- lamalar teşkil etmektedir. Plânlamacılara göre köyden şehi- re alanın nedenlerini, şehirlerin iş ve sosyal hayat gibi çekici faktörlerin- den çok, köylerdeki işsizlikte aramak gerekir. Büyük şehirlerden bağlıyarak küçük şehirler ve kasabaların etrafın- da doğan gecekondu kuşakları bunun başlıca delilini teşkil etmektedir. Bu sebeple toprak mülkiyetini yeniden dü- zenlemek, sosyal adalet ilkelerine pa- ralel olarak az topraklı veya toprak- AKİS/24 sız çiftçiyi, emeğini e gi büyüklükte bir toprak sahibi mak gerekmektedir. Böylece toprak mülkiyetindeki aşı- rı dengesizlik, servet ve gelir dağılı- şındaki eşitsizlik, özellikle köylerdeki sosyal farklılaşmalar önlenmiş olabi- lecektir. Ekonomik gelişmede nüfus ar- tışını ve mevcut işsizliği ortadan kal- dıracak tarım dışı sektörlerdeki faa- liyetler tamamlanmadıkça, tarımdaki fazla nüfusun düzensiz bir şekilde şeb- re akmasına engel olacak tek çare toprak reformu olacaktır. .. Türkiyede arazi ile ilgili hukuki düzen Osmanlı devrinden intikal et- miş ve Medeni Kanunun getirdiği bir- kaç yenilik ise ya belirli bazı sahaları kapsamış yahut ta uygulama imkânı bulamamıştır. Yılda 4 milyonu bulan adli dâvaların yarısı gayri menkul mallar ve özellikle arazi ihtilâfların- dan doğmaktadır. ve âdetlere göre kiracılık ve ortakçılık bazı bölgelerde bâlâ devam etmektedir. 1952 yılı oanketine göre bunların sayıları 81 bin ailedir. Tarihte olduğu gibi bugün de bü- yük toprak sahipleri, arazilerini bir yavaş yavaş ortadan kalkmakta ise de özellikle bazı bölge- lerde — Doğu Anadolu ve Çukurova — hâlâ bu zihniyetin kalıntılarına rast- lanmaktadır. - Demokratik nizam ve Anayasa ilkelerinin ışığı altında bu gibi davranışların (o önlenebilmesi için de yegâne çıkar yol toprak reformu- dur. İki el bir baş için R eform Hükümetinin genç T rım Bakanı Turhan Şahin, daha henüz bakanlık koltuğuna oturmadan önce İsmet İnönünün «Kabinenin çok büyük bir yükünü omuzlarına yüklü- orum. Hazır mısın?» sorusunu «Evet Paşanı.." diyerek cevaplandırmıştı. Şa- hin simdi Toprak Reformu meselesinin üzerine eğilmiş ve olağan üstü bir gay- retle çalışmaya başlamış bulunmakta- dır. Genç Bakan, önce kendinden evvel- ki Bakanların, —Cavit Oral ve Meh-