BLCE Der çef gnT YURTTA OLUP BİTENLER Üzere üç dilden dua okudu. Yemekte sinema kruı Skouras, tatlı bir konuş- ma yap Amertka seyahati bu süretle son buldu. Erken seçimler q eyahatin ikinci kısmının organi- K" zatörü Zorlu idi ve kabul etmek lâaım ki bir Başbakana, iş adamı programı hazırlıyarak, Zorlu, kötü bır organizasyon yapmıştı. Seyahatin maddi bilânçosuna ge- Hnce, pek bir “ey yoktu. Belki bâzı iş adamları -Sheranton otelleri şirketi gibi- Türkiyeye bir miktar hususi ser- maye getireceklerdi. Hükümetten hü- kümete yapılan yardımlarda bir artış yoktu. Bilâkis I. C. A. yardımı 100 milyondan 80 milyona azaltılacaktı. Maamafih, Türkiyede Orta menzııli N füze üslerinin kurulması, muüunza yardım pa.zarlıklarına girişmeye im- kân veriy Yardım lşı. “İnönünün yaz başından beri özlenen tok özlü nutuklarında da, bahis Mmevzuu edilince, 1980 baha- rında erken seçimlere gidilmesi ihti- malini akla getirdi. Bu henüz Giresun lımanmın açılması gibi, bin defa karar hta âzı demokratlar ile Radyo anetesıni telâşlandıı'dı ve “kim de- nu, daha seç yok” demeye başladılar. Onların da banz korkula- rına râağmen, bildikleri hiç bir şey yoktu. Bilinen tek şey, C. H, P. nin ve mrilletin biran evvel seçimlere gitme- yi istedikleri idi. Köşkte akşam yemeği (Kapaktaki politikacı) ende bıraktığımız Perşembe gece- saat 8 e doğru 28488 numaralı teıefon çaldı. TTelefonu açan orta boy- lu, efendı çehreh adam “Sıtkı Yırca- h, buyrun” dedi ve devam etti: “Evet, benina efeııdım Peki, peki... Hemen geliyorum”. Yırcalılar o gece “Ajans Türk”ün sahibi şair Necdet Evliyagilin -ki Sıt- kı Yırcalının şiir kıtaplarının tâbi ve nâşiridir- 14 Mayıs — mahallesindeki yeni evinde verdiği ziyafete dâvetliy- diler. Yırcalılar tam evden gıkmak Üzereyken telefon çalmıştı. Telefon Cankaya Köşkünden geliyordu ve Sa- Cumhurbaşkanının o gece Sıtkı Yırcalıyı akşam yemeğine beklediğini bildiriyordu. Yapacak hiç bir şey yok- tu. Bir taksiye atlıyan Balıkesir mil- letvekili ve D. P. Genel İdare Kurulu Üyesi, 14 Mayıs mahallesi yerine Çan- kayanın yolunu tuttu. Bu işe de tabii en çok eğlenceli bir geceden mahrum kalan muhterem Piraye Yırcalı üÜzül- dü. Çankayada deı'haı huzura kabul e- dilen Yırcalı, yın Cumhurbaşkanı- run önünde bir bülten görünce biraz aqııdı Bülten o gün Ajans Türkte Yırcalının huzurunda kaleme alınmış- ti ve Balıkesir milletvekilinin Mec- ls Başkanlığına adaylığını koyacağı- [ Bu Ne Sadakattır! I; aşbakan Menderesin son ıeşahntlnde Amerikaya ayak b'ıstığınü Newv York Times'tn muhabiri Dana Adams Schnıidt'e verdiği mülâ- kat, Anadolu Aajnsı tarafından günü gününe bildirildi ve gnıelelerlmlub yer aldı. Fakat, aradan birkaç gün geçip New York Times'ın Menderesin mülâkatının çıktığı nüshası Türklyeye gelince, Anadolu Ajansının mülâ- katı Türk basınına “sansür” ederek verdiği hayretle görüldü. Hayret, Anadolu Ajansının haberleri sadakatla verdiğine inanılmasından değli, meşhur tahrifçilik itiyadından Başbakanın bir mülâkatı bahis mevzau olduğu zaman bile vazgeçilememesinden ileri geliyordu. Meselâ New York Times'te çıkan mülükattaki şu cümle, Anadolu Ajansının bültenindeki metinde yoktu: “İzmirdeki Amerikan Koleji mezunlarından olan Menderes 60 yaşın- dadır. Suallere İngilizce cevap verdi. Sözleri arada sırada Dişişleri Bakanı Fatin Rüştlüi Zorlu tarafından kesildi. Hâlen Türkiyenin kuvvetk adamı sayılan ve otoriter karakteri Kemal Atantürkünkini hatırlatan bir reji- min başında bulunan Menderes hususi teşebbüs, basın ve söz htirriyeti vaadeden bir seçim kampanyasından sonra 1950 da iktidara geldi”. olu Ajansı, ihtimali, bu basın ve söz hürriyeti vaadlarının ve şim- diki rejimin müzik ifadesiyle “otoriter” karakterinin hutırlatılmasından ve Amerikan başınının Güney Amerika diktatörleri hakkında kullanmak itiyadında oldukları “strong man — kuvvetli ndam” tâbirinin zikredil- mesinden haşlanmamnış olacak ki New York Tlmes'ın yazısının bu kısmı- nı metinden çıkarmayı uygun bulmuştur. Fakat, Anadolu Ajansının mü- lâkattan çıkardığı ikinci kısım için bir makul sebep bulmaya imkân yok- kısımda Menderes, Türk - Amerikan dostluğundan ve İzmirdeki doı iz kaçakçılığından yakalanan Amerikalı çavuşlardan bahsetmektedir. New York Times'te neşredilip te Anadolu Ajansı bülteninde yer almayan bu pasaj şudur: “Menderes, İzinirdeki döviz kaçakçılığından dolayı hâlen muha.ke- me edilen Amerikan askerleri hâdisesinin kominist propagan fından istismarını üzüntüyle karşıladımnı belirtti. Bâzı Amerlkalılxr. S- nıkların polis tarafından döğüldüğünü iddia etmiştir. Amerikan askeri heyetinin tahkikatı köfü muamele tddialarının yanlış olduğunu ortaya çıkarmıştır. Menderes, bu şayiaların devamını Türk - Amerikan dostluğu- u bozmak gayesini güden Sovyet gayretlerine atfetmektedir”. Gi e bu yolda propagandaya başladı- ğını bıldınyordu Gazeteler için hazır- lanan bülten demek ki çabucak Köşke ulaşmıştı. Yırcalının — şaşkınlığı bu yüzdendi. Aslında ortada şaşılacak bir şey yoktu. Ajans Türk matbhaasın- da yazılan bültenden bir nüsha da İz- mirdeki Yeni Asır gazetesinin Ankara muhabiri olan Balıkesir milletvekili Mekki Sait Esene verilmişti. Mekki Sait, görülmemiş bir sür'atle haberi D. P. Grup Başkanı Âtıf Benderlioğlu- na ulaştırmıştı Benderlioğlu, bülteni görmek istemiş, bunun Üzerine Yeni Asırın Ankara muhabiri, her gazete- cinin kolay kolay yapamıyacağı bir fedakârlık ve sadaka le bültenı par- tisinin Grup Başkanına vermişti. Ben- derlioğlu da bülteni dâvet olunduğu Köşke götürmüştü O akşam Köşkteki konuşmalar, havadaf sudan sohbetlerin büyük yer tutmasına rağmen, tabii ki Yırcalının Meclis Başkanlığına adaylığını koy- ması mevzuu etrafında döndü. Sayın Cumhurbaşkanı son derece mültefitti Ve sureti katiyede Yırcalının teşebbü- süne muhalif olduğunu 'belli eden bir harekette bulunmadı. Hava mülâyim- di. . Nitekim Yırcalı, taksi ile geldiği Köşkten kırmızı plâkalı bir araba ile döndü... Yırcalının hazırlığı ırcalı, Meclisin açılmasının yaklaş- tığı gu günlerde, Başkanlık ttin büyük bir mücadelenin yapılacağını tecrübeyle biliyordu. Grup, ekseriyeti Koraltanı değiştirmeye kararlıydı. Meselâ yozgat milletvekili Ömer Lüt- fi Erzurumluoğlu, daha Ağustos ayı ortalarında, Koraltanın bu yıl seçile- miyeceğini hem de Grup Başkanı Atıf Benderlioğlunun önünde Bsöyliye - yordu. Hele Menderese sadakatla | v!l- nen Zonguldak milletvekili Suat Ba- şolun kehaneti çok daha entereg_aışdı Başol, Viscount'ta Ankaradan bula giderken yâ.renllk ettlği bir p Zzeteciye şunu “Koraltan ge- çen yıl da başkanlığı secilemıy!cnştı Seçilmesine sebep, Şem'i Ergini des- tekliyenler arasında grup ekseri nin sempatik bulmadığı kimsel mevcudiyeti idi. Bu sebeple ben j)tl tün gücümle Koraltanın kazanması i- çin çalıştım. Arkadaşlar bana orta re- is dedikleri için ne de olsa biraz sö— züm geçer... Ama bu sefer du! öy- le değil. Koraltan imkânı yok, seçi- lemiyecektir.” : Yırcalı, bu cereyanlardan elbette ki haberdardı. Yalnız Burhanettin O- nat ve Şem'i Ergin tecrülbelerinden ağzı yanmış grubun bu sefer belli be- Nirsiz bir adama İtimat etmiyeceğini biliyordu. Yırcalı, yaylacı olsun olma- davramşlanyla sevilen bir adamdı. O- A4EİS, 80 -EEKİM ya5s ei ai < « WT P