wT büyük devletlerin hürmet ettiklerini Böyledikleri yüksek prensiplere uy- gun olmak şöyle dursun bilâkis teh- git, şantaj ve küfürler ortasında ka- bul edilmişlerdir. Makarios'un Lond- rada karşılaştığı amansız muamma yüzünden yaşadığı tarifsiz dramı ya- kından bilenler, cefakâr Başpiskopo- sun tam bir vicdan hürriyeti ile hare- ket ettiğini kabul etmezler. Makarios ya meş'um Aanlaşmaları imzalamak yahut da sevgili cemaatının İngiliz- ler ve Türkler tarafından imha edil- diğini ve Kıbrısın da taksim olduğu- nu görmek gibi amansız bir muam- ma ile karşı karşıya getirilmişti. Ma- karios, sadece, anlaşmaları reddet- menin doğuracağı neticeleri müdrik olarak hareket etmiştir. Başpiskopos, Lancester House'da bazı maddele değiştirmek için mücadele ederken sorulan suallere evet veya hayır şek- linde tek bir kelime ile cevap vermeğe davet ediliyordu. Eğer bu vicdan hür- riyeti demekse, kelimeler mânasını kaybetmiş demektir. aşmalar imzalanmıştır ve im- zalar geri çekilmiyecektir. Şimdi ya- pılacak iş, anlaşmaların tatbiki ve düzgün bir şekilde çalışmasıdır. Bu işte de, anlaşmaları akıl edenler ve kaleme alanlar mes'uliyetten kaça- Mmazlar Eğer mucizelerin hakikat ol- masını görmek istiyorlarsa, muhtelif komisyonların işine sistemli bir şe- kilde mâni olan çevreler Üzerinde nü- fuzlarını kullanmalı ve Kıbrıs halkı- muazzam bir çoğunluğunu azın- liğın iradesine boyun eğdirmek gaye- siyle ileri sürülen kabul edilemiyecek taleplere bir son vermelidirler. Bir Kıbrıslı Türk lideri, anlaşmaları bir otomobile benzetmiş ve bu otomobilde direksiyonun Makarios'un elinde fren- lerin ise Dr. Küçükün elinde olacağını söylemişti. Böyle bir şey çoğunluğun azınlığa boyun eğmesi demektir ki buna tahammül edilmiyecektir.” akarios'un neşir organına göre, Türk azınlığına bazı garantilerin ta- nınması dahi, azınlığın çoğunluğa ga- debe çalmasıdır İşte Kıbrıs fethi böyle bir fetihtir. ve azınlığın haklarına et edilse dahi -ki çok şüphelidir- Kıbrıstaki Türk azınlığı, İngiliz hâkimiyetinden doktor ve ebe getirilmesini hususunda almış oldukları karar ta- mamen siyasi bir mahiyet taşımakta- dır. İlim adamlarına ihtiyaç olduğu iddiası bir bahanedir. Hakik! maksat yubıneılann Kıbrısa gelip yerleşmesi- en kanunu ihlâl etmektir. l başka bir sahada eksiklikler keşfedilecek ve bu eksikliklerin gi- derilmesi için başka kimselerin Adaya gelmesi istenecektir. Her şey- den evvel dikkat edilmesi lâzım gelen şey kanunların ihlâline başlanmama- sıdır. Çünkü başladıktan sonra dur- durulması zor olur. Tıbbt hizmetler- de bulunmak için doktorların muvak- AKİS, $0 HBEKİM 1958 aşbakan Adnan Menderes, gö- rüşlennl Amerikan halk efkârı- na duyurmakla meşgul olduğu bir sırada Amerikan Temsilciler Mec- lisinde Muhalefete ayrılan sıralar da oturan bir temsilci de Türkiyede bulunmaktadır. Yakışıklı, kır saç- h ve gözlüklü Temsilci Richard E. Lankford (Maryland - Demokrat Parti), Türkiyeyi Edirneden Kar- sa kadar dolaşmış ve Ordu birlikle- rimizi ziyaret etmiştir. Bu ziyaret- lerin sebebi nedir? Ciddi A. P. a- jansının bu hususta verdiği bilgi ur: “Temsilci Richard E. Lank- ford (Marliyland - Demokrat) Tür- kiyeye Amerikan askeri yardımı- nı tek başına tahkik etmek maksadıyla Pazar günü Trakyaya hareket etti. grama göre, Babasski ve Edirne birliklerini ziyaret edecek gece İstanbula dönecek- Temsilci — Cumartesi ye gelmiştir. Yakışıklı ve gözlüklü Kongre Üyesi Paz günü Bogaz sa.hlllerınl ve Türk Deniz Akademi- Bi ile Marmarada bir de- niz Üssünü dolaşacaktır. Salı günü Ankaraya gidecektir. 14 ve 15 Ekim günle- ri Rus hududu civarında rs ve Erzurum bölge- lerini ziyaret edecektir. Erzurum mükemmel Ücüncü Ordunun Karar- gâhıdır. 19 Ekimde Güney Do,; Güney Türkiye sünü Ve Karadeniz sahilinde Sam- sun ve Trabzon limanlarını dolaşa- K caktır. Muhalif Temsilci Mr. Lankford'- ede Amerikan askeri yardımının iyi kullanılıp kullanıl- madığı hus a etraflı birtah- kikat yaptığı âşikârdır. Kongre rede bu yardımların ıyi kull lma- dığı hususunda cerey! Ü- nakaşalar Üzerine, muhalu millet- vekm lsln içyüzünü görüp anlama.k maksadıyla işi mahallinde kik”e mişür. kan Hükümetinin “muha- lif milletvekili"ne tahkikatını ya- | pabilmesi için gösterdiği kolaylık- kat bir zaman için Kıbrısa gelmeleri ma.kuldür ve hunun için müsaade ve- rilebilir. Fakat bu doktorların daimi TAHKİKAT j “tah-, lar, sayısızdır. Bir defa Mr. Lank- ford, Türkiyeye gelirken Amerikan Kuvvetlerinin Des Moine€s kruva- zöründen faydalanmıştır. Türkiye- de vazifeli Amerikan generalleri vi diplomatları, m if milletvekili- nin tahkikatını dilediği gibi yapa- bilmesi için kendisine bütün kolay- lıkları göstermişlerdir. Türk res- arı da, dost ve müttefik merikanın muhalefete mensup milletvekili Mr. Lankford'a tahki- katını kolayca yürütmesi için yar- dımcı olmuşlardır. Bu sayede Mr. Lankford, Editneden Karsa, Ada- nadan Trabzona kadar bütün yurt- ta ordu birliklerimizi ziyaret etmek ve ellerindeki Amerikan yardımıy- bulmuştur. : Mr. Lankford, bu ziyaret- çleri sırasında — lüzum gördüğü hususlarda sualler sormuş kendisine riyle görmek fırsatını kürlerini bildirmesi bek- lenmelidir. et edecekleri duyulur duyulmaz, adı Ajal una memur edilerek neşrolunan muhalif mil- letvekillerinin tahri yetkisine sahlp olmadıklan yoıundak “huku- ki” sü 'hele bir buna teşe büs etslnler"le başlıyan tehditleri lk henüz unutmamıştır. gösterilmiştir ve bu memleketin iki muhalif milletvekilinden bu kolay- hklar esirgenmiştir! Kolaylık ne kelime, Türkiye Büyük Millet Mec- lisinin iki Üyesinin canlarını Dev- letln inzibat kuvvetleri koruma- ötir... Boşuna dememişler: “Biz bize olarak Adaya yerleşmelerine müsade edilemez” diyecek kadar ileri gidebil- mektedir. öi eee