a gaa w —- ——— p, İstanbul Edebi Heyet dâvâsı İ şî"luc bulunduğumz ayın baş! Üyelerden biri Sabri Esat Siyavuşgil, diğeri ise Asüde Zeybekoğlu idi. İs- tifalara sebep olan hâdise aslında E- debi Heyetin diğer Üyelerini de tedir- gin etmemiş, hattâ smırlendirmemiş , MÜ- a © z B z a Ü £ z A © 2 © M a © 5 n go a © Ğ hassıs rejisörün adı Mul;s'm Ertuğ- olduğu kuvvet- herhangi bir söz sahibi olmalarına im- kân bırakılmamıştı. İşte Heyet Üye- lerini tedirgin eden hattâ sinirlendi- ren ve eserin temsiline başlandıktan sonra da ikisinin Belediye Başkanlı- gına istifalarını vermesine sebep olan durum bu hiçe sayılmanın bir netice- sin Ertuğrulun ötedenberi Edebi He- yetlere fazla güvendiği, onlarm ka- nemezdi. Gereküği nde gibi bir tutuma gittiği Tiyatrosunun bu en tecrübeli sanat adamı böyle bir tutuma gitmekte haksız da değildi Günün birinde tutsa da bir edebi heye- tin heyet calışmasına fazlaca bel bağ- Ia: îa. mevsim başında oyna! eser tehlikesiyle karşı karşıya kalabıleceğini çok iyi bilirdi. Zira ede- bi Heyet azalarının en fazla çalışma- ları gerektiğı yaz ayları nda onların ya uzun seyahatlere çıkmış vi say- fıyelerde istirahata çekilmiş oldukları dü. Yaz avları sahne sanat- ebi Heyet azalarının da taüle girdıkleri bir devirdi. Hal- buki bir tiyatro, mevsime girmeden en aşağı bir ay evvel elinde hazırlan- rtuvarı bulmak olacağını bilmezse yapılacak şey tek oyu kulanmaktan ibaretti İstanhul Şehir Tiyatroları Edebi ta tutulabıleceklenne inananların 23 Sabri Esat Siyavuşgil Ne gam!. zünde zaten toptan müstafi sayılan bir Edebi Heyetten iki kişinin eksil- mesinin fazla bir telâşa scbebiyet verdiği söylenemez. Yıldız Kenter Tutluğu altın oluyor! Kenter Tiyatrosu 3 u mevsim başında Ankuı Devlet ulan d ları Edebi Yteyetifde vuku bulan İsti- an daha büyük bir ehemmiyet taoıyordu. Devlet Tiyatrosu kadro- sunda senelerce başarıyla çalışmış iki sanatkâr bu kadrolarından ayrılmış- lar ve cahşmalanna yeni bi şüphe yok ki İstanbullular için sevini- lecek bir hâdiseydi. Bu sanatkârların adı Yıldız ve Müşfik Kenter idi. Yıldız ve Müşfik Kenter kardeşler bu mev- sim basında Devlet Tiyatrosundan İs- tifa edip de İstanbulda Muhsin Ertuğ- rul ile bir iş birliği yaptıktan sonra Karaca Tiyatrosunda hocalarının re- jisi altında verdikleri ilk temsil İstan- bullular için gerçekten bir sanat hâ- u. Halk temsil devamın- sim başında oynadıkları eserin adı “Salıncakta İki Kişi” idi ve piyes oya Kibi işlenmiş, zarif bir aşk hikâyesin- den ibaretti. Piyeste büyük çıkış nok- taları, oynayanları kolayca başarıya götürecek gösterişli motifler yoktu. Reji ise alabildiğine sade, ala'bıldlglne iddiasızdı. Bu kardeşler hangi sahne üzerinde ve ne şartlar altında olursa olsun sanat ka- biliyetlerini ispat edebileceklerini gös- u rin rejisörlüğünü yapmış olması zıyıf yordu. İki sanatkâr kardeşin Devlet Tiyatrosunu bırakarak istanbulda M'uhsm Ertuğrul ile yaptıkları işbir- ilk meyvaları böylece ortava çıkmış oluyordu. Bu işbirliğinin başa- rili tarafı dece oyunda kalmıyor, fakat Karaca leatı'osu bütün dişer tiyatro topluluklarının bugüne kadar yapmadığı bir Şeyi yapıyor, mevsim bssmda ncsmttiği broşüründe bu Karaca Tiyatrosunda verilecek tem- sillere milnhasır kalacağa benzemil- yordu, Muhsin Ertuğrul Devlet Tiyat- rosu Umum Müdürlüğünden ayrılalı- beri veni bir tiyatro açmak icin gi- riştiği teşebbüslere Kenter kardeşler İstanbula göç eder etmez daha büyük blr hız vermlş bulunuyor. Şimdi tiyat- me arı arasında kulaktan ku- lağa fısıldanan bir haber vi Muh- sin Ertuğrul yeni bir tiyatro açacak ve tiyatronun adı “Kenter Tiyatrosu” olacaktır. Kenterlerin İstanbula gidiş- leri Devlet Tiyatrosu Üzerinde ne gibi bir tesir yapmıştır, bılinemez Amı bilinen birşey vardır, o Isumbuuu tiyatroseverlerin bu mevsim vinçli olmalarıdır. 4KİS, 20 EKİM 1959