MUSİKİ Plâklar M:ışlaha İgüzar Vevazu ve nezaket kendini beğvnvm; 4 dili satçılık ve goster);çuk Erk ın Çaplının geçenlerde Amn*kada lanan plâğının uyandıra yabancı memleketlerile merikada tanıtılması hlhusu.m tiz davranarları öfkeler. an Çaplı, en sevilen Türk me- lodilerinden yaptığı eşsiz düzenleme- Jeri çalıyor.” Zarfın arka kapağında da Erdoğan Çaplı, Dot firması fara- fından, “Türkiyenin musiki elçiliği” ne nasbedilmektedir. Maamafih zarfın ön kapağı, arka pağına kıyasla, bir olgunluk ve e Büyük Elçiliği Ba- sın Ataşesi Altemur Kılıç” imzasını taşıyan bir yazı görmekte ve hayret- ler içinde kalmaktadırlar. Hayretler içinde kalmaktadırlar çünkü şimdiye kadar, İtalyan Domenico Modugno'- nun, Fransız Charles Trenet'nin. ya da İngiliz Edmundo Ros un pmkıan- nın kapaklannd İtalyan, Tansıs, a İngi Büyük Elçilikleri Basın Ataşelerlnln bir r. B kurt reklâmcılarım kıskançlık- tım çatlatmıştır. Türkiyenin Washington Büyük Wi- çiliği Basın Ataşesi ve şimdi de Rsu- anlık Basın - Yayın Ve Turizm U- mum Müdürü Altemur Kılıç. Dot'un DLP 3215 numaralı plâğının kapağın- da piyano paşası Erdoğan Çaplının hayat hikâyesini bizzat anlatmakta, fakat bu hikâyede bazı noktaları pek tabii olarak ya ihmal etmekte, ya da münasip bazı değiştirmelere sapma- yı tercih etmektedir. Eğlence plâkla- rının kapaklarındaki yazı len bilgilerin gerceğe uygun olup ol- madığını araştırmak âdet olsaydı her- hal ano Pasha” adlı plâğın arka kapağında verilen bilgilerin aslını e- ese. piyano paşa: sının -Altemur Kılıçın bildirdiği gibi- gerçekten Ankarada Güzel Sanatlar um Müdür Muavinliği yapıp yap- ERİY 197f 4RİS er a.rdoğaa Çapimın son plağınım kapağı “Ah şu Amerika, ne harikulade memleket!” mamış olduğunu öğrenecek, 1957 yı- hnda Türk Hükümeti tarafından A- merikaya mMmusiki, radyo ve televizyon üzerinde incelemeler yapmak Üzere ne gibi şartlar dahilinde göndcrîlmlş bulunduğunu anlıya ayet bu “incelemeler” den niçin vazgecmp pi- şyano paşasının New York Türk Ha- berler Bürosuna tâyin edildiğini bi- lecekti. Ama böyle bir araştırıcının bu bilgileri bizzat kaynağından al- mak için Türk Haberler Bürosuna ka- dür gilmek zahmetine katlandığında, örmAn hemen hemen hiç bir gün, he- n hemen hicbir iş saatinde Frdoğan Çaplı ile karşılaşmıyacağı uhak- kaktı. Maamafih şimdilik boyle bir araştırıcı ':adece h’lVCll mahsulü ola- rak kalacağına “Piana Pasha' nın kapağında_ıd b.!'xılerl oAuyanlu.r olsa olsa Türk Hükümeti teşkilâtın- da bu kadar yüksek mevkilere tâyin edilmiş bir şahsın niçin eğlence mu- sikisi esnaflığı yapma zorunda kaldı- ğını kendi kendilerine sormakla yeti- necekler, daha da olmazsa” Ankara Devlet Konservatuarı mezunu — bir musikişinasın zevkinin bozukluğuna ve gönülden esef edeceklerdir. Kapağın sol tarafı ise FErdoğan Çaplının edebi gayretlerine ayrılm 1$- tır. Piyano paşası bu bölümde “Ken- dimi bu harikulâde Bırlesik Amerika— ya tanıtmanın en iyi vasıtası belki de, bugünün lehçesine uydurulması şar- tiyle memleketimin musikisidir” di- Yye söze başlamakta Devlel Konserva- tuarma devam ettiği günlerden bu ya rk musikisini hep yabancı mem leketlere tanıtmak istediğini söyle- mekte ve "Nihayet bu da oldu işte” sikis'ni günümüzün lehçesine uydur- mak” dediği şey, Türk melodilerini Kuzey yahut Güney Amer'ka danag musikisinin kılığım sokmak şka birşey değildir. Bu plâğn d.nhyen bir Amerikalı, Türk halkının, Meksikı musikisi, Amerikan dang usikisi, bir parça da Amerik&lıların şark mu- sikisi sandıkları in rışımı — bir musiki çalıp dinlediklerinl sanacak ve herhalde “Ne tuhaf! Türklerin mu- sikisi, bizim barlarda, dans salonla- rında, çalınan musikiden hiç de fark- h değilmiş” diye düşünecektir. Gere aynı plâğın arkasına döktürdüğü ya- zıda “Münih'te Milletlerarası Musiki Festivaline katıldığım sıralarda dün- yanın her tarafında kaydedilmis plâk- lar dinledim ve o günden bu yana bü- tün gayem, kendimi plâk vasıtasıyla ha fa.vla bilgiye-sahin olacağınızı u- Dar en pİyano paşasının. plâk