YURTTA OLUPBİTENLER Demokrasi Seçim Kanununda tadilât Mehmed Ali Sebük (İzmir . D.P. nin iddiası, Demokrat Parti tarafın- dan kendisinin Türkiye Büyük Millet Meclısı azalıgına sırf üze- “derin u vaziyet- malara katılmaksızın yapılmazdı Mehmed Ali Sebük hakikaten Mec- lise girdi, Mehmed Ali Sebük Hakika- ten Anayasa Komisyonunda yer aldı, Mehmed Ali Sebük teklif bile yaptı: 35 inci maddenin, tasarıdan çıkarıl. masına karar verilen ılk tadil fıkrası- nın "takriri müzakeresi" ni istiyordu. cumleııın ifade ettiği li * kanun lâ- yihasını görüşüyordu. Lâyiha Meclise, hükümet tarafından getirilmişti. Üste. lik, mutlaka kabul edilmesi gerektiği gibi bir de hava yaratılmıştı. Hükümet, Seçim kanununun "Aday- lhk Koyma" başlığını taşıyan bu 35 in- ci maddesinin, bundan böyle, — şöyle olmasını istiyordu; Adaylık ko Madde 35 — Seçilme yeterlıgıne her vatandaş milletvekilliğ a- koyabilir. — Siyast parıılerın yetkili - organla- n bu partilerin teşkilâtı bulunan seçim çevreleri için, ©o çevrenın seçebılecegı milletvekili sayını —geçmemek üzer' aday gösterebilirler. Mensup olduğu siyast partinin aday listesine gırmış bulunan kimse, — diğer bir siyasi partiye intisabı olmıyan kim senin her hangi bir siyast parti tara- Ainda' y gösterilmesi — kendisinin yazılı muvafakatimi — bağlıdır. v siyast partinin adaylık yokla- 'e muvaffak olamıyan ve- lerine göre partilerin yetkili tarafından — adaylıkları — kabul kimseler — hiçbir. — seçim çevresinden müstakillen adaylıklarını — koyamıya- cakları gibi başka bir parti tarafından da aday gösterilemezler ve seçilemez. 1ST. edilmiyen Elli seçmenin oturdukları yer muhtarlIğınca tasdikli imzalarını taşı- yan yazılı müracaatları ile bir kımse- nin aday österilmesi. — mümkündür. Bu takdirde aday — gösterilen kımsenın de bu hususta yazılı ve noterden tas- dikli - olarak muvafakatini — bildirmesi şarttır. Vilâyet ve kaza seçim kurullarında vazife kabul eden hâkimlerin bu se- çim çevresinde ve yüksek seçim kuru. 4 Türk T ürkiye ile Amerika arasındaki mü- nasebat, sulh ve demokrasi cephe- sinin karşılaştığı büyük tehlike muva- cebesinde hür dünya devletleri müşte- rek dayanışma yoluna girdikleri andan itibaren gittikçe inkişaf etmeğe başlamış ve — Truman trini ve Marshall Yardım Planı çerçevelerın- den geçerek ğ y Atlantik Anlaşması içinde bir ittıfak halını al- mıştır. Ancak Türkiye ile Amerika arasın- da mevcut işbirliği ve bunun — tatbik sahaları tetkik edilecek olursa, bunla- rın yukarıda anılan vesikalar hudutla- rını aştığı derhal göze çarpar. Bu, her iki millet ve hükümette muhtelif dün- ya meseleleri karşısında mevcut gö- rüş birliğinin ve karşılıklı sevgi, say- gı ve derin itimadın tabit bir netice- sidir. Filhakika, Türkiye de Amerika gibi sulhün bölünmezliğine, tecavüzün ne- reden gelirse gelsin önlenmesi lüzumu na kani bulunmakta ve tecavüz emel- leri besleyenlerin tavizlerle değil, an- cak kuvvet ve mütecellidane hareket sayesinde emellerinden vazgeçirilebile- ceklerine inanmaktadır. Türk ve Amerikan mılletlerı, kendi Ihü larda, bilhassa Birleşmiş Milletler Teş- kilâtında, bu f kirleri ne derecede bir* birine muvazi bir şekilde ve aynı kuv- vet ve imanla müdafaa ettiklerini sık sık müşahede etmek imkânına ve fir- satına malik olmuşlardır. Her iki memleket de bu husustaki mücadelelerini sadece fikir sahasında yapmakla kalmamışlar, inandıkları da- vayi, Kore'ye bilfil asker göndermek suretiyle —evlâtlarının kanları ile de müdafaa etmek yoluna girmişler — v ilk ittifaklarını orada bilfiil imzalamış- ardır. © Türkiye uzun senelerdir Amerika- nın iktisadi ve askeri sahada yardımı- m görmekte ve bu sebeple âlicenap Amerikan milletine karşı büyük şük- ran hisleri beslemektedir Fakat derhal şunu soylemelıyiz ki, Türk milletinin Amerikan dostluğuna bağlılığı ve Amerikaya karşı olan sev- gisi, bu yardımlardan ziyade, Ameri- kan millet ve hükümetlerinin İnsanlı- ğın hürriyet ve adalet içinde inkişaf ve tealisini temin etmek hususunda besledikleri — fikirlerden ve bu yolda açtıkları mücadelelerden ileri gelmek- tedir. Türkiye gördüğü yardımları, ken- di müdafaasını gittikçe daha fazla kuv- vetlendirmek ve — iktisadi — bünyesini mili savunma — gücünü taşıyabilecek Amerikan Dostluğu Fatin Rüştü Zorlu (Başvekil — Muavini) bir seviyeye çıkarmağa azamı surette lda azami gayret Diğer taraftan Türk milleti de tıpkı Amerikan milleti gibi, kendi gücünün yettiği nisbette, kendi muhitinde bulu- nan müdafaa sahalarının gittikçe da. ha ziyade teşkilâtlanmasına ve taaz- zuvuna gayret etmekte ve bu politika- sını NATO içinde olduğu kadar NATO dışında da sulh cephesinin nef'ine ola- rak inkişaf ettirmeğe çalışmaktadır. T ürkiyenin bu gayretlerinin Ameri- a Hükümeti tarafından sempati ve anlayışla karşılanması hem Türk . A- merikan dostluğunu bir kat daha tak- viye etmekte, hem de Türkiye'yi sulh cephesinin daha ziyade kuvvetlenmesi hususunda sarfettiği bu faaliyetlere müsbet bir şekilde devam —etmesini teşvik ve teşci etmektedir. ürk ve Amerikan milletlerinin bu suretle gerek Birleşmiş Milletler için- de gerek NATO dahilinde ve onun ha- ricinde, kâh müştereken kâh birbirle- rini destekliyerek takip ettikleri bu siyaset, iki memleket arasındaki sevgi ve işbirliği zihniyetini gittikçe arttır- mış ve Kore muharebelerinde teessüs eden silâh arkadaşlığı ve karşılıklı sar- sılmaz güven ve saygı hisleri bu dost- luğu ananevi bir hale getirmiştir. Muhterem Reisicumhurumuzun Bir- leşik Amerika Hükümetinin — daveti üzerine yaptıkları ziyarette karşılaş- tıkları büyük sevgi ve saygı tezahüra- tı, bu dostluğun, Türk milletinin kal. binde perçinleşmesine sebebiyet diği gibi, bunu vekilimizin — yaptığı son ziyaret işbirliği ve dostluğun fiilf neticelerini en mütekâsif ve verimli bir — devreye ulaştırmıştır. Türkiyeye yapılmış ve yapılmakta olan askeri ve iktisadi Amerikan yar- dunları, hayatiyetini kaybetmeye tutmuş bir bünyeyi — canlandırmağa matuf değildir. Bu yardımlar, hayati- seviye ve kudrete eriştirmeğe tur. ürkiye, müteşekkiri bulunduğu bu yardımları bu şekilde telâkki ederek onları azami randıman verecek suret- te kullanmağa sarfı gayret etmekte- dr. Türk Amerikan münasebetleri yu- karıda da bildirdiğimiz gibi Sayın Rei- sicumhurumuz Bayar ve Başvekilimiz Menderes'in ziyaretlerinden sonra, öy- le mesut bir devreye — girmiş bulun- maktadır ki bundan sonra bu müna- sebetleri ancak kardeşlik mefhumuyla vasıflandırmak — kabildir AKİS. 3 TEMMUZ 1954