KÜLTÜR SAHASINDA Bültende — ilâve edildiğine — göre, Hazreti Muhammed'e dair hazırlan- makta olan eserler üzerinde yıllardan- beri araştırmalar yapılmaktadır. Bizim için pek düşündürücü bir mahiyet taşıyan bu haber, İslâm kül- türü sahasında araştırma yapmayı kü- çümseyen — münevverlere (!) tam bir cevap teşkil etmektedir Evvelâ şunu sorabılırız Bizde Haz- reti Muhammed'in ayatına dair bir etüd mahsulü sayılabilecek kaç — eser vardır? Bunun cevabı gayet basit, fa- kat o nisbette de açıdır: Bir veya iki... Hazreti Muhammed, islâm dininin vazıldır. Onun hayatı sadece bir bi- ografi değil, bir ahlâk mevzuu gibi tetkik edilmeğe değer. Avrupalılar, bilhassa en medeni sayılan İngiltere, Finlandiya, — İsviçre, Danimarka — gibi memlekeller ıslâm şansı doğuran den neşet ettiğini, Endülüs'teki yüksek düşünce tarzının Pirene dağlarını aşa- rak Fransa'ya yayıldığını daha iyi bi- lirler. Rönesans öncüleri ve mütefek- kirlerinin görüşlerinde, Endülüs'ten alınıp — gelen islâmi bir renk bulmak daima mümkündür. Gazali'nin El - Munkiz — mined-dalâl (Yanlış yoldan çeviren) adlı eserine bakınız; onun fi- kirlerinin, Anadolu, Kuzey — Afrika ve İspanya yolu ile nasıl Avrupa'ya geç- tiğini ve Descartes'ı "Discours de la Methode" ında nasıl yerleştiğini göre- ceksiniz. Halbuki Gazali ile Descartes Ti serisinden Türkçeye çevrilmiş oldu- ğunu, fakat Gazali'den bihaber bulu- nulduğunu — burada — yeri gelmişken kaydedebiliriz. Halbuki Avrupalılar Gazali felsefesini didik — didik — etmiş- onun hakkında yüzlerce eser ya- yınlamışlardır tülerinde pek newer geçinenlerimiz ismini bilmemek hiç Fakat — Bacon'u tanımıyan bir İngiliz münevveri, Kant'ı bilmeyen bir Al- man üniversitesi, Descartes'ı duyma- mış bir Fransız aydını tasavvur edile- bilir. mi? Bunlar bizim için çok acıdır ve u- zun zaman ihmal edilmiş bir — kültür polıtıkasının neticeleridir. Ziya — Gök- alp'ın mezar taşındaki ölüm tarihinin yanlış yazıldığının bize, bir Alman Şar- kıyatçısı tarafından söylenmesi ne ka- dar üzücü bir şeydir. Fakat bu, bir hakikatti İlerisi için kuvvetli olmamızı temin edecek yolları araştırırken, bunlardan birinin de yetiştirdiğimiz insanları ta- nımak, mazimizi ali hazırdakinden da- ha iyi bir şekilde kavramak gerektiği 26 olduğunu hatırdan çıkarmamalıdır. Neden İngilizler Hazreti Muham- med hakkında eserler neşretsinler de, biz neşretmıyelım" Neden biz islâm ültür iddiasında olmamız ettiğimiz değiliz. Lâkin daha kuvvetli elzemdir. Amerika Emekli öğretmenler öğretmenlerin durumu, anla- dünyanın her tarafında bir teşkil ediyor. Belki de bu, mesleğin bir hususiyetidir... Hattâ A- merika gibi zengin memleketlerde bi- le — tabit bütün ölçüler mahfuz tu- tulmak üzere — uzun seneler çok, pek çok sayıda talebe yetiştirip tekaüt ol. muş hocalar meşakkat yollarının — so- Mütekait hoca Andrus başımıza Darısı nunda hak ettikleri yorlar. İşte 69 yaşındaki — Ethel Percy An. drus'un hikâyesi, bunun güzel bir de- lilidir. rahata kavuşamı- Her sene ilkbaharında, Amerikadaki kültür cemıyetlerının azaları bütün memleketi dolaşıp "Senenin Öğretme- ni" ni seçerler. Bu yıl Los Angeles'de yapılan seçimde, bu şeref on seneden- beri hocalığı bırakmış bir kadıncağı- za verildi. Seçimin netıcesı o kadar da Ethel Percy hizmet ettiği herhangi bir senede alabilirdi. Fakat Ethel Andrus'un asıl şöhreti, tekaüt olduktan sonra başlar. Bu kır- mızı saçlı hoca, — doktorasını Cenubi Kalifornia Üniversitesinde — vermişti 1911 de öğretmenliğe sene Los Angeles'de Lincoln Orta O- kulunun Müdireliğini yapmıştır. Bu kadar yıl uğraşıp çalışmasına rağmen, 28 senenin sonunda maaşı ayda sade- ce 70 dolardı. Gerçi kendisinin şahsi geliri vardı ama, memleketteki 140.000 mütekait dertlendi. için onların sözcülüğünü üzerine . Bütün memleketi dolaşıp temas- larda bulundu. Nihayet 1947 senesinde Yardımlaşma Derneğini" kurmağa yeter sayıda âza topladı. Ga- yesi "cebi meteliksiz mütekait hocaları kalkındırmak" idi. O zamandanberi Ethel Andrus 43 e- yalette şubeler tesis etmiştir. Her İki ayda bir memleketi bir başından diğe- rine kateder ve 20.000 dolarlık bütçe- siyle broşürler, mecmualar çıkarıp, dağıtır. Ethel Andrus binlerce tekaüt olmuş öğretmeni hususi ders vermeğe, mahkemelerinde müşavir almağa teşvik etmiştir. Kendisiyle be- raber çalışan 20.000 azayı yardımcı ho- ca sıfatıyle okullara i i India ve termiştir. Derneğin gayeleri sayesinde, Kaliforniada tekaüt öğretmenlerin eli- ne geçen para ayda 60 dolardan 170 dolara — yükselmiştir; Alabama'da 28 dolardan 43 e, New-york'ta 90 dan 176 ya... Ethel Andrus, günde hâlâ 16 saat çalışır. Şimdi gayesi tekaüt aylıkların- dan kesilen vergilerin azaltılması için Kongreyi ikna etmektir ynı an- kâbus getirmeme- si için gayret serfetmektedir. "Bütün yaptıkları şey" o «te- kaüt olan hocayı altın saatle taltıf et- mek... Onu alanın yaptığı şey de, ö- lünceye kadar ona bakıp saatleri say- mak! Düşünün ki bızler, gençliğin ya- pamadıgı neleri yapmağa kadiriz. Dü- neler de yaptık... Eminim e mütekait — hocalar layık oldukları mevkiye ulaşacaklar- Goruluyor ki emekli öğretmenlerin durumu, hattâ umumiyetle emeklilerin i hiçbir yerinde tatmin- kâr değil Gerçi sonu emelılıkle biten mes- leklerin hemen heyet umumiyesi mensuplarını refaha, zenginliğe, ser- vete kavuşturmamaktadır. Bunlar - ve bilhassa Öğretmenlik mesleği — her Ama buna 30 sene bir ister. sene, şeyden çok feragat ragmen nihayet 25 let çekmemelerini temin, cemiyetin va- zifesidir. Ancak "cemiyet" görmüyor olm bir Andrus'u bulunsa yürür dürtüklemeden iş er emekli sınıfın işler daha kolay AKİS. 3 TEMMUZ 1954