KÜLTÜRSAHASINDA Amerikada Kültür ve Eğitim Eğitim Turgut Sual sorması Uçuk yasak Bir çocuk tanıtıyoruz K üçük çocuk: — Tabit tanıyorum dedi. Muammer Karacayı kım tanımaz Küçük çocuk: Elbette dedi, bilmez miyim? onra, yanındaki sarışın, çıtı - pıtı hanıma döndü: Siz Azra Çaplısınız değil mi? Ben sizi operada dinledim, O kadar güzel söylüyordunuz ki... Küçük ç Erdoğan Çaplıyı Slz, Şeı'ef Gürsoysunuz, dedi. Sizi de bir piyeste seyretl ref Gürsoy sor — Hangi piyeste? — Söyleyemem, utanırım. — Haydi, haydi söylee. — Avanak! Küçük çocuk: — Hayır, dedi. Artık Bayındırlık Bakanlığı değil; Nafıa Vekâlet Küçük çocuk: — Genel Kurmay Başkanlığının da adı değişti. Erkânı Harbiyei Umumiye Reilsliği oldu, di. Küçük çocuk Cenevrede bir kon- feransın — toplandığını, küçük çocuk Hindiçinde harbedildiğini, küçük ço- cuk memlekette döviz sıkıntısı olduğu- nu, küçük çocuk her gün yeni fabri- kalar yapıldığım bılıyordu. Küçük çocuğun adı, Turgut Uçuk 24 idi. A vrupa - aydını Çin — kültürünün varlık ve eskiliğini kabul — eder. Fakat Amerikan kültürü konusunda Hitler iddiasına dayana- rak üstünlük dâvasına kalkışırlardı. Bu türlü düşünenlerin Almanyası, tarihe karıştığı halde kültürsüzlerin Amerikası dünya kudreti haline gel- di. Üstelik eski dünyanın resme, hey- kele, güzel sanatlara ait eşsiz kültür hazineleri, akın akın yeni dünyaya göç halindedirler. Büyük zenginlerin kurdukları sayısız hayır cemiyetleri, Ortaçağ kiliselerini satın alıp olduğu gibi Birleşik Devletlere taşımaktan geri durmuyorlar. Bu gidişle elli yıl sonra, Avrupanın bütün değerli kül- 1 tür haznelerini Amerikada görebilme imkânı hâsıl olacaktır. Bu durum karşısında Amerikada kültür yokluğundan değil, olsa olsa merikan kültürünün kendine has özelliklerinden bahsetmek doğru o- lur. Bu konuda iki dünya arasındaki son esaslı ayrılık, kültür anlayışı far. kından doğuyor. Avrupalıların kültür anlayışı, fel- sefi sübjektif bir fona, iç manevi âle- min degerlendırılmesı esasına daya- a kültür, hür fikrin cehitlermden elde edilen bütün verimlerdir. Sübjektif mânasi- le kültür, ancak hürriyet içerisinde gelişebileceğine göre, bu cehitlerin sosyal muayyeniyetleri aşması tabii- dir una karşılık Amerikan kültür an- Blayışı sosyolojik, objektif bir te- mele dayanıyor. Buna göre kültür, kabile, köy, cemiyet veya millet ha- linde yaşayan herhangi bir insan grupunun bir kül halindeki hareket tarzını ifade eder. Şu halde insanla- rın içtimat münasebetlerindeki şılıklı davranış tarzları ile muayyen muhitlerin hayat tarzları da bu an- lam içerisinde yer alırlar Birinci mânasiyle kültür beşeri, üniversel bir kıymet taşıdığı — halde ikinci anlamda milli, daha doğrusu mahalli bir karakter taşır. Sübjektif mânada kültür, insani müşterek kıy metlerin muhassalasıdır. Buna karşı- lık objektif mânasiyle kültür, coğra- fi, içtimail şartlara bağlı olarak mü- tehavvl ve etnosantriktir. Daha baş- ka bir deyimle her muhit, kendi, davranış — ve hayat tarzını, — başka MuhavereAnkara palasta, bir ye- mek masasında cereyan ediyordu. T urgut Uçuk 11 yaşında, kumral saç- ları alnına düşen, gözleri zekâ dolu Prof. Dr. Yavuz Abadan yerlere üstün, kendi problemlerini görüş tarzını, en isabetli bulur. Amerikan eğitim sistemine hâ- kim esasları kavrayabilmek için bu farklı kültür — anlayışından hareket etmek gerekir. Amerikan eğitim sis- teminde nazari veya felsefi fikir dağarcığını boyuna doldurmaya ça- lışmanın büyük kıymeti yoktur. Bu- nun gibi mücerret, yahut içinde ya- şanılan cemiyetle ilgisi olmayan problemlere ait bilgiler süs kabilin- den ancak tâli bir önem taşırlar. merikan eğitim sisteminin ilk he- A defi muhitin, içinde yaşanılan ce- miyetin problemleri üzerinde durup onlara ait çeşıllı hal şekıllerını daha doğrusu çözme imkânlarını i Amerikan eğitiminde vakıa- müşahede, tetkik, tahlil tenkidine dayanan örnek olay (CA- SE) metodunun büyük önemi bun- dan ileri gelmektedir. Pragmatist felsefenin umumi dünya görüşüne uygun olarak Ame- rikan eğitim sistemine de hâkim olan esas gaye pratik faydadır. Neticede faydalı — olduğu fiilen sabit olmayan herhangi bir bilgi veya araştırmanın doğru, isabetli sayılmasına imkân yoktur Bu sebeple bütün Amerikan eği- tim sistemine hâkim k istikametin John Devey'in ütilitarist terbiye na- kullarında yetişmekte olan binlerce gencin teknik ve pratik bilgilere nazari felsefi ilimlerden çok fazla bir kalabalıkla ragbet etmeleri tesa- düfi bir şey değ uygun olarak Amerikada en çok gelişen bilgi sahası, teknik ve teknikle doğrudan doğruya ilgi- li sanatlardır. Birleşik devletler mo- dern resim, heykel, mimari, bale sa- hasında çığır açan sanatkârlar yetiş- tirmişlerdir ve yetiştirmektedirler. insanla ilgili bilgilerde ise tıp, sos- yoloji ve psikoloji başta gelmektedir. Bu son ikisinden en çok ilerleyen şubeler tecrübi sosyoloji ve psikolo- jidir. Amerikan eğitim sistemine hâkim olan bu ütilitarist, materyalist zihni- yetin kütle üzerinde yaratacağı kö- tü tesirleri tek tadil eden kuvvet, Amerikan halkının bilhassa Freud'un tesiri altında ferde yetçiliğe — güvenin best teşebbüse baghlıgıdır sevimli bir çocuktur. Türkiyede 11 yaşında, kumral saçları alnına düşen, zekâ dolu sevimli çocuklar çoktur. Ama, Turgut Uçuk'un bir hu- AKİS. 3 TEMMUZ 1954