PROUST DOSTLUĞU L'AMİTİR DE PROUST Prousta göre arlistin esas ahlâki hissi, ken- disinin hadsi idrâki, kendi kendisinin tam şuuru, kali ve uzun uzadiye aranılmış bir doğruluk ve samimiyettedir. İsdillâl ve istintaçtan kaçan Proust, didaktik mahiyette bir tedrisin, bir ta- raltan romanliklerin enlüsi Jirizması diğer taraf- tan da kiâsiklerin afakiliği diye yanlış bir nam altında amlan şey arasında lüzumsuz bir ısrarla zıddiyeli işte hallediyor. o Netekim Proust, problemin yerini hakikaten değiştirmiş bulunuyor; zira bir tarallan “psikolojik kaide- lerin» işlenmesi yolundan külliye doğru gittiği âlemimizden taşan eda böylece gibi, diver taraltan da iç ve ruhun dışarı aksetliği zapletmesini biliyor. Eşyanın umumi ferdi ifade mütalarını enlüsi olduğuna kendi. içimize inmek Jâzimdir. İçimizde ise een harim olarak neyimiz varsa, işte hu mahiyetin ta kendisidir, mahiyeti göre, bu mahiyeli bulmak için yani yegâne olarak başkalarına nakletmeyi, bö- lüşmeyi ümit edebileceğimiz yekpare ve esra- rengiz ruhun görünüşüdür ve ille kapalı züm- reler olan zamandan, mekândan istiare edilmiş ilibari unsurlar değildir. Proust'un sanatı, okuyucularına, kendi his- lerini bizzat kendilerinde “bulmak imkânını te- minden ibarellir ; filhakika şairin, muharririn misyonu, kendi şahsi heyecan ve sıkıntılarını, sanat eseri denilen garip ve sakit ve heyecan- sız gibi görünen şeye kalbetmektir. Baudelaire'den sonra Proust'ta, hariçte ara- nılan hakiki romanlizmanın asıl kendi. içimizde olduğunu keşfediyor. Eğer «Recherche»te harici faaliyetlerden hemen İiemen bahis yok gibi ise, bunun sebebi - iddia edilmiş olduğu gibi - ara- daki şahısların «yaşamadıkları» (*J için değildir; zira Ödelle'in, Clarlus'ün, Morel'in, Mile Vintewl'ün veya Madam Verdurin'in hayatla- rından daha müşevveş ve bunların kaderlerin- den daha garip: kaderler tasavvur güçtür. ( Netekim Proust'la bir macera romanini bes- liyecek malzeme vardır. ) Hayır, bunun sebebi, - ve mademki de hakiki dram, ancak bizim 19) Ashuru tirnak içerisindedir. (Çevirenin notu). içimizde cereyan eden dramdır - şudur ki,Proust, bize sadece uzaktan uzağa telmih eltiği vaka ve hâdiseleri nakletmeyi bililtizam ihmal etmiş- tr. Ve işte kıskançlık, ruhi dalâlet, görmüşlük, riyakârlık veya ruh düşkünlüğü gibi mevzularla örülmüş olan bu dram o derece çap- raşık ve müdildir ki, tıpkı « varialions » larını sonradan müteaddit musiki aletlerine veren ve aynı cüm- leyi müteaddit armonilerle giydiren musikişina- sın aynı motifi bir kaç kerreler ele alması gibi Proust ta, bu ruh bir kaç şahısla tecessim etlirerek, onu bir kaç dramını, bir birine müuvazi kerreler sahneye kor İşte bu nokta, Proust ile Shakespeare| 1) ara: sında dikkate değer bir mukayese yapmıya çok Netekim Proust da, Shakespeare de şairlerden ziyade asıl kompozitör ve ressamlar- da rast gelinen bir usül mucibince, aynı hare- keti muhtelif bir «mode» üzerinden iki defa ele almaktan hoşlanmışlardır. eselâ oğlunun kadir bilmemezliğine şahit olan, fakat buna mukabil gayrımeşru çocuğun- dan teselli gören Glaucester'in vaziyeti, Regane ve Goneril'den yüz bulamayıp bilâkis Cordelio- nun muhabbetini kazanan Lear'in trajedisine, tıpkı bir aksi seda ve tıpkı “mineur» den çalı- nan bir acompagnement gibi tekabül etmektedir. Aynı veçhile Proust'ta da, Swann ile Ödette'in aşkları ve kıskançlıkları sanki önceden şekil lenmektedir. Bu süretle, Hugo'nun işaret ettiği gibi, bu çilt aksiyonlar, Renaissance'ın zevkine uygundur; o Renaissance ki, sanatı, — «senbol, bir şahsın jeslini tekrarlamak suretiyle, şahsı izah ettiğine göre» — eski ahid yeni ahidde temdid ettirmesini severdi. İşte bu derin ve maharetli sanatın, bu ince, ustalıklı esymetrie» nin örneğini ve İeyzini şüphesizki Proust, Ruskin'de ve bizzat Shakespeare'de bulmuştu, ( Yürüyor) Georges CATTAU!I — Selmin Tevfik SİBER (1) Proust'un derin ve cazip simas'nı elimizden geldiği kadar aydınlığa köymuk için, onun bazı İransız ve bazıda ingiliz müellifleriyle olan yakınlıklarından mnda, bilhassa Shakespeare, Freud ve Bergson ileolan “ affinites ,, lerini Cutteni ile berber yaptığımız etültlen sonra tetkike çalışrcnğız. ( Çevirenin notu) müsaillir.