AGAÇ /ANAT < FiKiR > AK/İYON AHLÂKIMIZA AİT SON VE BİR KAÇ ÇİZGİ TESİRİNDEN DOĞDUĞU ADAMI RET VE İPTAL — İnsan her şeyi ve herkesi ret ve iptal hakkına malik olabi: Yatağınu oturur, başını iki dizi arasına sıkıştırır, ken- di içine dalar. Mazisile, halile, istikbalile, dostile, düşmanile, ustasile, çırağile hesap yürür. Kendisine we başkasına ne borçludur, kendisinden ve baş- kasından ne alacaklıdır, düşü- nür. Nefsinin hileli tekliflerin- den mümkün merlebe uzak kalmaya gayret eder ve bunu saf hakikat cevherine ulaşmak hirsile yapar. Nihayet kendince bir kıymet ölçüsüne varır ve ondan sonra rel ve iptal eder. Bizde bülün bu ıstıraplı işler yok, aksine, gıdıklanan insanların, üzerlerine bir. el uzanır uzanmaz korkak bir hareket yapmuları gibi, bir ihtibasın insiyaki ifadesi halin- de, tesirinden doğduğu adamı ret ve iplal etme temayülü vardır. Babalarını öldüren şeh- zadeler ve şehzadelerini öldü- ren babalar gibi... Bu hal, te- sirden çıkmanın değil, tesir altında inlemenin misalidir. BOHEMLİK — Garpten ve daha ziyade Fransudan geline bir tesir.. Sanatkâr başı boş, yersiz yurlsuz, Mercai, ilcai, dilediği yere rastgele konan ve oradan rastgele uçan bir lir. garip kuşlur ozannının psi- kolojisi.. Üzerinde uzun uzun düşünülecek, ferdi ve içtimai sebepleri aranacak bir mesele.. Bohemliğin bir tarihi, kendi- sini teşvik eden, iekkeleştiren ve ideal hayatı onda gösteren eserleri wardır. Bu tarafları geçelim ve bohemliğin memle- ketimizdeki üstünkörü tezahür- lerine bir göz atalım: Ö bizde mütareke nesille- rinden başlar, en hâd devrele- rini o sıralarda yaşar ve bu güne kadar gelir. Edebiyatı cedide devrinin (Tavuk pazarı şairi) sözü o zamanki boltem temayüllere karşı bir teşhis ifade eder. Bohemlik bizde, birkaç bü- yük Avrupalı bohemde olduğu gibi, santkârın içinde yaşadığı cemiyellen (o hoşnulsuzluğunu, cemiyetin hal ve istikbaline itimatsızlığını, cemiyeti kendi kıymetleri peşinden sürükleye- memek mahıkümüyeti önünde, onun çizdiği hayat kalıpları dışına çıkışını ve greüci, ihti- lâlei, muhalefetçi bir meşrep takınışını temsil elmez. Mis- kinliğin, iradesizliğin, serseri- liğin, istidatsızlığın,: intibak- sızlığın, bir kelimeyle ruh te- Jessuhunun misalini verir. Bu iki bohemden biri, bir dava sahibidir, kendisine göre bir cemiyet tasavvuru, bir — Geçen yazıya İrade — dünya görüşü vardır, oldukça kuvvetlidir, gururludur, çalışır, eser verir. Öbürü hiç bir fikre sahip değildir, acze batmışlır, zillellen zillete dolaşır, eser vermez, ebedi bir akamet için- dedir. Bohemliğin ilk şekli bile bir aksiyon olmaktan ziyade bir reaksiyon, bir tez olmaktan ziyade bir unlilezdir. Birinci çapta sanatkâr ve enlelleklüel tipi hiç bir sure- He Boheme düşmez, Bohemde kalmaz. Ferdiyetinin geçirdiği humma, onu içinde yaşadığı cemiyetle ihtilafa düşürür, ça- parız haline getirirse, dalgala- rt göğüsleyen kayalar gibi ce- miyelin bülün tesirlerini cep heden önler, toprağı kazıp çine saklanmayı o düşünmez, ideal hayatı bir kahvehanenin dar havasına sığıdıramaz, cemi: yetin iş safları içinde, ruhunu gizleyebileceği biryer bulur ve o saflardan başını kaldırarak kavgasını yapar ve lasavvur etliği yeni bir hayat varsa ona herkesi davet eder. Bohemlik, fırtrnalı hamı- larda baş başa ve boynuz boy- nuza weren koyun sürüleri gibi, kokmaya ve gevşemeye başlamış cemiyetlerde, yaratma ve şalılanma kabiliyetinde ol- mayan ve o cemiyelieki ahlâk yarasını en evvel ifade eden zayıf ve cüce tiplerin ölemidir. 1