HOKKABAZ Meşhur antoloji kıyametinden son- en günün en büyük aklüalitesi bu hok- kahuz, Ankara caddesi muharrir es- nalı, hokkahbazın şan ve hünerini, bir- birine olan kin ve nefretlerini hırlat- mak yolunda islimsar ettikleri için (muharrirlere hokkabazlık ve hokka- bazlara muharrirlik isnat ederek) meş- hur hokkabaz bu hususta her hangi bir hüner #atbikine mecbur olmadan İsüyük şöhrete kavuşlu. Bu güne kadar hokkabazı görmeye gidenlerin sayısı, (Zavallı Necdet) den (Çalı Kuşu) nn kadar, hiç bir romanın salışına nasip olmiynenk derecede dol- gündür, El çabukluğu Ankara eaddesi o üstallarile' İstanbul halkı üzerinde bu kadar derin bir alâ- hünerlerinin ka uyandırması, psikolojik manalar ve nükteler taşlıyan bir.hadisetlir. Geçen gün bir kaç arkadaş hok- kabazın, hünerlerini icra ettiği Fransiz liyatrosünun OoOönünden (o geçiyorduk. Hokkabazın büyük ilânı gözümüze çarptı. Fraklı bir adam, alinde tek gözlüğü, nelsinden ve marifelinden emin, gülümsüyor, bir metre boyuna, boynuzlu, kuyruklu, kırımızıya boyanmış klâsik bir Şeylan bacağına yapışmış bir şeyler suruyor, iki metre boyunda bir iskelet de, Iraklı efendisinin ku- lağına mahrem bir söz fısıldıyordu. Sağıla ve solla kesilen kadınlar, uçan yarasalar, amünllükla ve saire... Yarabbi ! Yalnız şu ilâna bakunk, Ankara caddesi üslatlarile bir nevi duraü ceseller kitleyi hayran bırakan marilet seviye- sinin ne olduğu hakkında bir fikir verebilir ! Tam o'sıra la Liyatromun kapısı açıl - niş ve halk çıknnya başlamıştı, Ti- yatronüü tıklım klan dolu dolduğu belliydi. Şöyle bir durup büakdık. Yüz- lerdeki ifadeyi görmek isliyorduk. He: men herkeste anlıyamadıkları bir şeyi yulmuş olmaktan gelen bir hüzün, mukabele edilemez hukarellere karşı duyulan bir hüzün vardı. Halk çıkarken birden ire dehlizden müthiş bir du- man yökselmeye başladı. Kim bilir, oradaki iki sıra dükkünlerin birinde bir matgal mi yakıyorlardı, ne yapı- yorlardı? Duman Beyoğlu eaiddesine v kadar kesilelle yayılmıya başladı ki nerdeyse illaiyenin geleceğini sandık. Fakat buna ne Liyatrodan çıkanlar, ne de eaddedekiler hayret etmiyorlar, bir kaç polis, gayet soğuk kanlı, kal- dırımda bekleşiyordu. Arkadaşımız : — Niçin hayret ve telüş etsinler, dedi. Herkes bu dumanın hekkabazın ağzmdan çıktığını zannediyor. 2139 SENESİNDE BÜTÜN İNSANLIK DELİ Bir İngiliz doktoru, resmi Up isla- tistiklerine İslinat ederek insanlığın istikbaline dair korkunç bir neticeye varmışlır. Bu neliceye göre 9139 se- nesinde bülün beşeriyet deli ulacaklır, Eenebi gazeteler doktorun bu İse- soluna, aslâ polilika hâdise ve mese- lelerinden alınmış intibaların karışma- dığımı söylemektedir. Bu garip adası sadece rakamları konuşdurmuakla, nis- betler kurmakta ve demektedir ki: — 1859 senesinde 539 akıllı insana 1897 sene sinde nispel «İmha yükseldi. 312 akıllı insana bir deli düşmeye başindı. 1920 senesinde bü nispet, 150 tabii iusanda bir deli yibi, korkunç vardı. Bu mispelin arzelliği yükselme ka- nunu devam elliği ve herhangi bir hadte durmadığı takdirde 1977 sene- sinde yüz sağlam insandan biri eleli olacak ve aynı kanuna yöre de 7139 senesinde dütün insanlık çıldırmış bu- lannenkir. Maziye sil bu rakamlar resmi ve ilmi okluğuna yöre, - 203 sene sora bir deli isabet ediyordu. bir seviyeye İsülün beşeriyetin çıldıracağına fanle- zik bir hüküm diye baksak bile- in- sanlığa ail akıl ve ruh müvazenesinin dev adımlarile bozulmıya ve çözülniye doğru gltiğini tasdik elmemek kabil değildir. Bunun sebebi nedir? İşte hü- yük dünya enlelleklürllerinin üstünde ürperişler geçirdiği ve ruhi, İerdi, iç: ölmai, iklisadi, bin bir sebep göslerdi- gi büyük mesele!.. EDEBİYAT TARİHLERİ 31 Mayıs 1837 — Alpbonse Dau- delnin kardeşi, larihi eserlerile imeş- 16 ği p ur Ernest Daudet doğdu. I Haziran 1855 — Baudelaire'in “Şer çiçekleri,, eseri “Revue des deük Monle,, da intişar etti. 3 Haziran 1779 — Napolyonln be- raber Mısıra gitmiş olan meşliur şar- kiyalçı o Jmubert oo doğdu. u zat “Türk grameri,, isimli bir eser yaz- mıştır, 4 Haziran 1920 — Pierre Louys 54 yaşınla öldü. Eski Yunana olan aşkile maruf. GAİP ARANIYOR ( Ağaç) yazıcılarından ve: Ne içindeyim zumgpın Ne de büsbütün dışında masralarının mübedii Ahmet Hamdi Tanpınar kayıplır. Kendisinin nerede olduğunu, nasıl bulunacağını, hangi yazıya başlamış olduğunu, kaç sene sotira bitireceğini haber verene (Ağaç) minnetlar kalacaktır. Bu münasehetle Ahmet Handi Tanpımarın geçen sene Florymla bir seyyar İotoğralçıya çı- karllığı resimi — teşhise vesile olur ümidile— koyuyor ve dostumuza ka- vuşacağımız günü bekliyoruz. rig ee ği .. # #lhmet Hamdi TANPINAK