HOELDERLİN VE“EMPEDOCLE UN ÖLÜMÜ Bilhassa Empedocle'a karşı w Agora» da merkezi bir ehemmiyet taşıyan nulkundaki te- zahürlerinde belki de Empâdoecle'den dala mü himdir. O kendi halasını yalnız kendi bilmek: tedir ve dram bu halile bir an bir vicdan fa ciası şekline dönüyor. « Hermokrat » Empedoc- le'ün kendi kendine tevcih ettiği ( İlâhlarla in- sanlar (o arasındaki omuta- vassıtlık ) rolünü bilmi- yor. Bununla beraber on- da da eşyayı anlıyabilecek bir ilmi zekâ vardır. Fa- kat o yalnız ananeye tap- makla iktifa etmektedir. Her iki mulhasım çarpışmaktadır. * LR Eşhas bir fıkradan di- gerine geçilirken şekille- rini değiştiriyorlar. Bun: lar herşeyden evvel Em- pledocle'ün tam manasile yaşadığı bir dünyanın mu- Sağ şen eri a y birbirile yazenesini lemine o çaliş- makladırlar. Onun baltası Hibris, bu biç bir hudut lanımıyan ve başının di kine yürüyen kudretltir. Kendi günalı, ilk gü: nah, Oo söylemek ogünalı, cürmü; sırrım saklamak istemeyişi, gayri kabili izah olanı Oküstalıcasına anlat- zatları İirizmanın hamleleri ve uçurumlarıyla nakletmiştir. Adeta Empödöcle'ü kendi, ilamının nağmeleri arasında eritmiştir. Bu suretle dram bütün boş süslerinden sıyrılarak tam ve sal bir ibda halini almış.. Öyleki trajedinin sahneleri arasında Empâdocle kendi şahsiyetinden çıka: rak şiirin esaliri bir timsali şekline girmiştir. # Empedoele'ün şahsiyetin- deki şiirin cevherini bütün inceliğile » kavramak ve gösterebilmek için sarledi- len gayret bilhassa üçüncü görünür. Bunun ismi ( Etna üslünde Empe- docle ) dur. Bu kısım bambaşka bir hava içinde, evvelkilerden tamamile alâkasını kesmiş yepyeni bir eserdir. Tra- jedinin bu tarzile ilk şekli arasında çok büyük bir ay- rılık vardır. Son şekil uzun bir tekâmül neticesinde ha- zırlanmışlır. Biz bunda Eni pcdocle'ün son değişikliğini görüyoruz. Sahne Elnanın tepesinde açılır. Bu kısımda evvelki par- çaların o anlattığı - vakalar sanki daha önce husul bul- muş gibi telâkki ediliyor. kısımda maya kalkışması olacaktır. Söz ilk şeeniyeltir. Öl- düren ve dirilten söz, milletlerin fevkinde, prens- lerin levkinde, şiirin bulutlarındaki tahtında bir ilâh halinde hükümrandır.Fakat hiç kimse gök gür lemesinin ismini söylemiyeceklir... » Şiirin şey- tanı ( Talihsiz Tantal )ı sürüklemektedir. Höel- derlin büyük bir dramatik meseleyi derin bir şiir telâkkisi içinde halletmek istemiş : Eşhasın ken- di aralarındaki ve hakikatle temaslarındaki te- Hoelderlin'in mezarı Vakanın sonunda, Emp- lâdöcle arlık ululüne doğru eğilmiştir. Esas fikrin etralında geçen diger sahneler gayet dar bir zaman içine sıkıştırılmıştır. Aynı zamanda şimdiye kadar ancak duyabildiğimiz şeyler artık bütün parlaklığile tezahür ediyor. Şairin kadim devrin trajedilerini daha derin bir tarzda tetkik eltiğini, daha güzel anladığını adeta onlardan yepyeni mânalar çıkardığın gö- rüyoruz. ( Yürüyor) Andrö Babellon — Salih Zeki AKTAY