MEZARLIKTA TÜRKÜ Ruhuna -gizli, ağır - Senin neyi anlatır, Öten kuş, kokon çiçek. Yeşil yaprakta tırtıl Nasıl olmuş kelebek; Şu dal kurumuş nasıli Neden ki böyle gerçek İstiyor onu için. Bir kodın güzel niçin? sana neler diyecek, Geniş kırların süsü Şu böceğin türküsü? Bakılır mı gülerek Sonsuz yolda bir taşa Konup dinlenen kuşa? Yüreğim tasasında : Onu kimler yiyecek? Ki altın gagasında Pırıl parıl bir böcek: Çöllerin ortasında Aslanlar arasında Bir ceylân gibi ürkek, Yavruları yasında; Görmüyor rüyasında sulü olduğunu ânlalanya çalışıyordu Üürümce ise Boşnakça bildiğini anlalır bir yüzle: — Yemin cime, diyordu. Gözün kör olur, Müş |. Genç, sarışın İoğsau yemin elmekie devam ediyordu Dışarıda ise baba oğul boğazboğaza gelmiş berdi. İltiyar bastonunu oğlunun kalasına indir- müş, Rüöslemin alnındaki perçemleri arasında kır- mizi İsir yara açılıvermişli. Kam gözlerine dolan öğul bir İkamlede babasının Üslüne alilmaşlı. Elindeki sopayı kapmasile ihtiyarın beline indir- mesi bir olmuş, ve sonra, aşağıya inmeye kor- kan ablasının kocasına doğru seğirimişti, İhtiyar Yaşıyor eşini tek. Gözleri arkasında, « Kanayan yarasında, - Çırpınıyer bir böcek. O böcek niçin atmış Yüreğini başluğat Meden bu kuş uzatmış Kıl boynunu loşluğat Havalarda bir tohum Uçarken dişisine; Belki de benim oğlum Giriyor, neden sinel Ve neden her bahçede Serin, gümüş bir buğu? Sonsuz, derin gecede Toprağın önaç ruhu, Senin gözün bakacak Gözlerinden bir kuşun; Onun ruhu akacak İçinde her doğuşun... Ve kalmıyacak yarı Bitmiyecek bu oluş: Benden biten otları Yedikçe ö kurt, bu kuş. Fuat Ömer KESKİNOĞLU yere diz çökmüş, kalçalarını üula İmla berlelan ediyor. Yukarda yenç çocuk, kalın bastonlu kayınbiraderine valvarıyordu : — Elme, eyleme ağabey, ben ne yaplım? Bu evin içinde ben sığınlıyım. Beni İsor görmel Vurma ağam, vurmal Fakat karşısındaki şimdi kalın bastonu, ka- fasımı elleri içine almış adama rasigele vuruyor- du. Genç adamın seslerine ve yardımına koş" buğu sanılan loğsanın yanımlaki kadın, kardeşi" nin Üzerine otilıp bastonu elinden aliyor ve kardeşine kimlar bir gözle baktıktan sonra loj- sanın odasına koşuyor, ve genç kadının karnına doğru sopasını yordu. Sait Faik ABASIYANIK 14