mmm ME mim ——ğ— pr Sapa — m ğ———>>>e lerin ahenginden bir. şey eksi. O, “vermek ,, kelimesini lugatından sil- miştir. “ İncil ,i yalnız hasta iken okumuş ve o zaman sevmişti. Hiç bir kin bu sevgiden çirkin olamaz. XI Bu adamın ne Mefisto olduğunu anlamak. için en yakın dostu Sehiller'i dinleyin : “ Uzun müddet Goethe ile bir arada bulunmak mecburiyetinde olsaydım bedbaht olurdum. Zira bu adam en samimi dostlarına bile açılmaz; biç bir kimseye, hiç bir şeye sarılmaz. Onun korkunç bir hodbin olduğunu zannediyorum. İnsanları az çok kendisine bağlamak ve arkasından sürüklemek iktidarı var. Fakat o daima hür kalır. Şahsını iyi ha- reketlerile sevdirir. Lâkin bir ilâh gibi kendisini asla vermez. Onun bütün kalbimle sevmekle beraber ondan nefret ediyo” FUM y» Xi Hiç şüphesiz, biteviye dü- şündüğü kendi şahsiyetidir. sanki Goethe olmasa, bizden haberi olinayan sayısız âlem” lecek, kâinatın düzeni bozu- lacaktır. “Dağılmaktan, parça- anmaktan ise benliğimi tanı- mak daha iyidir. Zaruri de-bu zaruri dediği şeyi Freud'un dilini bilenler pek iyi anlar. duralım. Eğer her birimiz yo- lunu bulsaydı umumi menfaat hakikat olacaktı. Zira umumun menfaatı fertlerin gayretlerin- den doğar. Fert kendi olgunluğuna çalışmakla sosyeteye hizmet etmiş olur. ;, XIV Orta bir tatmin ona bir fazilet gibi gö- rünüyor ve her şiddet onu meyus ediyordu. Dilinden hiç düşürmediği söz budur: “ Mes- ul olmaya cesarel el! » Bununla beraber ölümünden bir kaç za: man önce, bütün hayatında üç haftadan fazla mesut olmadığını söylüyor. Kaderin ne müt- hiş cilvesi... XV Goethe seksen yaşına basarken oğlu Au- guste Romada ölmüştü. Bedbaht babaya ——AĞAÇ- Christiane VULPİUS Başvekil Müller bu acı haberi verdi. İlk önce o, hiç aldırmaz göründü, sonra gözleri yaşla doldu ve Non ignoravi me mortalem ge- nuisse ! (9) k Bir müddet sonra Zelter'e gönderdiği mektupta şu cümleler vardı: “ Bizi yer yüzüne bağlayan ancak vazife fikri olabilir. Benim tek gayretim fizik mu- vazeneyi sürdürebilmektir. Gerisi kendiliğin- den gelecektir. Vücut mecburdur. İsteyen ruhtur. , Başka bir yerdede: “ Yalnız kanun bize hürriyet verebilir, diyor. Nihayet ertesi yıl, oğluna dair yazdığı mek- tubu şu cümle ile bitiriyor : « Haydi 1. Me- zarların üslünden ileri!., » XVI: Dünyada insan oğlunu dü- şündürecek en büyük mesele insan iktidarının hududunu bilmektir. Bir adam neye muk- tedirdir? Küçücük Avrupanın bu günkü münevverleri Goet- he'nin eserlerini ve*hayalını bu sorguya bir cevap sıyıyor- lar. Eğer böyle ise, bu hayat, insan iktidarının ne kadar hiç ve Zalinın ne kadar sonsuz olduğunu göstermeye kâfidir. £V1 Pascal “ namütenahi me- safelerin sükütu beni korku- tuyor.,,“Kim bilir bizden haberi olmayan ne âlemler vardır? ,, diyor. Goethe'yi hiç bir şey korkutmuyor, o daima rahattır. Meşhur sözü: “ Feragat et, lâzım, lâzım, mutlaka lâzım... , “ Teferruatta değil, külde bir defa feragat ederek... , Gene 'bu muhteşem sözleriyle kanatlanır gibi oluyor. Lâkin ferağat... Neden feragat ?. Hiç bir arzusuna mecbur olmadan hayır de- miyerek yaşamak ve nihayet (ek şeyi ka- zanmak için, her şeyi gözden çıkaran 7'0/50İ gibi çölde kaybolmuş bir islasyonda öl- memek, odanda ve kolluğunda rahat Tu- hal ölmek için mi? xYn O da imparator Napolöon gibi ölümden başka hastalık bilmeyen bir kaya idi. Ölümü hiç düşünmüyordu. Ölüm onun için bir ha- 19) Çocuğumun fâni olduğunu bilmiyor değildim.