21 Mart 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 3

21 Mart 1936 tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AĞAÇ ebedi düğümünü arıyan bir ruh kavrayışına, sefil bir yokluk mantığı, mantığın üstündeki varlık murakabesine, Eski.nolara bile vadeden insaniyetçi dolandı- rıcılık, millet aşkına, sokak afişçiliği, saf ve halis sanata, adi vuzuh ulvi muğdile düşmandır. a Hiç bir misal ve tecrübe insanlığı kandıramıyor. O, kifayetsizliği ve dalâ- leti hemen seziyor. Menfiyi, çürüğü, günübirliği sezmek işten bile değil. Fakat müsbeti, sağlamı, devamlıyı bulmak davaların davası. Niçin o kadar tapındığı müsbet ilimler ona tesellisini vermiyor? Ölülerin kalbini sişelerde zıplatan doktorları, suyun altına, havanın üstüne merdiven kuran mühendisleri, Londradaki fısıltıyı Tahranda dinleten köâşifleri var. Bütün bunlar içinin yıkıntısına niye ilâç değil? Ruhunun bütün nizamı çöktü. Müzisyenin kulağına, eski vecdin sesleri yerine, saralı kadın çığlıkları ve Afrikalı vahşi tepinmeleri geliyor. Ressamın güzüne, eski ahenkli yüzler yerine, yedi başlı zebaniler ve kemik hastalıkları kliniğinden seçilmiş hilkat galatları görünüyor. Mimar, gök yüzüne bağırsak gibi şeyler çekiyor. Şairin şiiri, daha içini okumadan, uzaktan bakıldığı vakıt koca karı ağzı gibi yıkık dökük. Üstünde oturduğumuz eşya, taş devri aletlerile yontulmuş, işsizlik, ümitsizlik ve bedbinlik teneşirleri. İnsanlık sıkılıyor. Zamanın en ince çizgisine dokunan filozof ormanlarda geziyor ve (Ang- stphilosophie) başlığı altında korku ve sıkıntıyı bestelemeye çalışıyor ve insan- lığın beklediği yeni ve büyük Metafizikten bahsediyor. m Artık anlıyoruz. Allah dünyamızdan çekilmiştir. Bu Allah ilmihal kitapla- rındaki Allah değildir. Bu Allah basit ve tabiinin üstünde bir âlem sezen bir (fevkalâde), bir (merveilleux) telâkkisidir. Bu Allah kaz kümeslerine sığmıyan üstün ruhun istikbale ve maveraya iştiyakıdır. Niçin yıllarca güneşe, ateşe, öküze ve ağaca taptık? Ne diye bu adi mad- deleri ruhumuzun esrar gömleklerile giydirdik? Hep bu dört köşe şeklin dışın- daki ruhu, hep bu yaşadığmız günün ilerisindeki ânı, hep bu geçiciliğin üstün- deki bakayı ifade için. Dünya ilk defa olarak allahsızdır. Artık ne bir ( harikulâde ) telâkkisi, ne bir sonsuzluk duygusu, ne bir gizlilik idraki, ne bir istikbal iştiyakı. Hızını büyük imanlardan alan müsbet bilgilerimiz, lokomotifi bozulmuş vagonlar gibi ilk hızile yürüyor ve hep inişlerden istifade ediyor. Yakuş gö- ründü. Vagonlardan çığlıklar geliyor. Nasıl tırmanacağız? Allah dünyamızdan çekildi. Bu çekiliş, bir insandan cesaretin çekilişi, bir çehreden muhabbetin uçuşu, bir bahçeden baharın gidişi gibi kaba madde üzerinde takibi mümkün bir iş değil. Ve işte sıkılıyoruz, sıkılıyoruz. Günün en ince çizgisi bu. Rahatsızız. Mah- duda sığamıyoruz, hudutsuzu dolduramıyoruz. Bu hal, her vasfı ihmâl edilen ruhun göze görünmez bir plânda, kâinat kadar büyük şahsiyetini teklif edişinden geliyor. Perişan ruhumuzu düzene sokacak iman / Davamız seninle / Necip Fazıl KISAKÜREK 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: