rahsetmeği! in, başar fa bağlılığı! ak bir pi : bir havali rergirmez unuttuk. (8 enmiş, ren la dinle ılarda old a da ins ık mahiyefi z. Bir ani aldım. Kur linde sira? biri içimiç sığınan, W gun ruhu ğ re çıplak muhakkaki hiç olmas acı bir mit gimiz, buğ na bırakaği okşanmajı” neşe, oyu ıda herşei ik şahsiyebi tabiatın öf re kimseii i bükülmü; gun düşmi dır yurd verji sunğ 1 fardım Koi Kurumun actığı sergiye gelen ilbay, davetliler, önü İmri korumak ve kurtarmak için çalış- © maktadır. Bu mesaiyi daha gşeni mik- yasta ifadelendirmek için de yurdun muhtelif köşelerinde Yoksulları Gözet- me Birlikleri açılmaktadır. Bay Rükneddin anlatıyor: — Bir zamanlar Türkocağı idare heyetinde bulunuyordum. Bir takrir vererek memleketteki yoksulları koru: mamızı, bu önemli iş için proğramlı bir şekilde çalışmamız icabettiğini, bir cemiyet teşkil etmemizi teklif etmiştim. Ü zaman bu arzum kuvvetli bir alâka ile karşılandı. Fakat ocakların ilgası, nizamnamesi müsvedde halinde bulu. bu Kurumu bir müddet geciktirmiş oldu. Halkevi Sosyal yardım şubesinde çalıştığım sıralarda bu noktaya tekrar temas ettim. Kamutay ikinci başkanı bay Tevfik Fikret Sılay bu işe çok önem verdiler, Yoksulları dilenmek 5 aşındıran bu mesut bir neti- ev kapılarını feci hale son vermenin eye varacağını veciz bir şekilde izah ettiler. Bu kuvvetli alâkanın tesiri ile 1934 yılında Kurum varlığını resmi bir şekilde meydana çıkardı. O za: man Esat Adil Halkevi başkanı idi. Türkocağına verdiğim nizamname mü- sweddesi bende mahfuz ol- duğu için onu kendilerine verdim. Üzerinde beraber- Se bir işleme yaptık. 1936 Yılına kadar Kurum selef- lerim tarafından idare e- dildi. 1936 yılında 250 lira Sermaye ile bu işin başına ben getirildim. İlk iş olarak M5 liraya 7 tane tezgâh aldık. Elimizdeki (kalan Parayıda bu aletlerin ıslah Ve tamiri için sarfettik, El öğreniciler Halkevi önünde dokuması için aletler hazırlanmıştı! Fakat ipek almak için paramız yoktu. Piyasadan kredi teminine teşebbüs et tile. Burada tüccar Mustafa Manyaslıdan takdir ve şükranla bahsetmek bir ka- dirşinaslık olur. Çünkü tereddüde düş- meden beş, altıyüz liraya kadar kredi ile ipek vermek büyüklüğünü gösterdi. * $ o Tezgâhlarda yoksul kadınlar, okul lara gitmiyen çocuklar ve erkekler çalışmaktadırlar. Bunlara, yaptıkları işe göre para verilir. Ve her işçinin tez- gühlarda çalışdıkları, ayrılacakları işi öğrendikleri müddetçe iaşeleri Kurum tarafından temin edilir. İşçilerin başında bir usta dokumacı bulunmaktadır. Dokunan şeyler: I — Köylünün, bilhassa Balıkesir ciyarında çok kullandığı alaca (alacadan entari, çamaşır, iş önlükleri, sedir örtüleri falan yapılır.) 2 — Aba ofra takımları, yatak çarşaf- ları, astarlık bez, kaput bezi, atkı, peştemal, çorap, kuşak. 4 — Battaniye, halı ve buna mü- masil eşya... Serginin. açılışından sonra Kurum, idare heyeti ile yoksul talebeler Halkevi önünde Kurumun açtığı sergide ilbay ve davetliler Halı kendi tezgâhlarımızda”dokun- Eduğu gibi Kirne köyünde de dokundu- rulür, Esasen oradan eski usta getirti- lerek İşevinde çalıştırılmış ve işçileri- mize öğrettirilmiştir. B Rükneddin, Kirne köyünün ustalarından bahsederken, tatlı bir gü- lümseme ile eşi bayan Nihâlin yüzüne baktı. Her sahada kiymetli ve enerjik bir kadın olan hisli ve çalışkan baya- nın bu işde mühim bir rölü olduğunu anlamakda gecikmedim. Bay Rükned- din : — Herhangi bir Kurum himaye ve teşvik görmeden kolay yaşayamaz kanaatindeyim, diye sözüne tekrar baş- ladı. Hiçbir maddi menfaate bağlı ol- mıyan Yurd işlerine, bütün bir gönülle sarılarak kendilerini verenler, idare işlerinde bulunanlardan olduğu gibi halktan da alâka görmeği büyük bir mükâfat telâkki ederler. Sayın ilbayımız bay Ethem Aykut, çalışkan belediye reisimiz bay Naci Kodonaz ve Halkevi başkanı bay Feyzi Sözöner,her sahada bize kiymetli yardımlarını esirgeme- mektedirler. Halkın ve münevverleri- mizin de alâkalarını Kurumumuz men- faatine verilen müsamerede, açtığımız sergide siz de gördünüz, Şehir sinemasında Halk. dan verilen müsamereden konuşmağa (o başlamıştık. Vedat Ürfinin Kasırga piyesi ile Leblebici Horhor- dan bahsettik. Bütün loca- ların ve koltukların kapa- tılmış olmasını Balıkesirin kültür seviyesi ile pek mü- tenasip bulduğumuzu söz- leşmiş gibi ayni saniyede söyledik. Sonra yine ko- nuşmamızın esasına giriş- tik... — Bez dokuma tezgâhı sonraları on ikiye çıkarıldı. Bundan başka 4 halı tez-