Bu gözler ve bu eller mişte kalmış çok içli bir hatıranin, uyuşturulmağa o çalışılmış muhal bir aşkın sesini duyurmağa çalışıyorlar, Arkadaşlarından biri burasını tav- siye ettiği zaman yaşını başını almış bir kadınla karşılaşacağını pek tabii bulan Fuad Deniz; bakışlarından, ko- nuşuşundan, içli, dürüst ve pek hisli olduğu anlaşılan genç, güzel bir ka- dınla.. hele gözleri ve elleri sevdiği kadının gözlerine, ellerine eş olan biri ile karşılaşınca şaşırmaktan kendini alam ri n'e lâzım olan şeyler üzerinde derin bir vukufla konuşuyor; renkler, kumaşlar, çiçekler ve biçimler hakkın- da pek orijinal ve isabetli fikirler ve- riyordu. Çilftlikten yeni dönmüşlerdi. Özden günlük gazetelerin arada bir kadınlara ayırdıkları sayfalarda, salon mecmua larının ve modellerin yapraklarında modayı takip ediyordu. Fakat tabii ki, İstanbulun tanınmış, beğenilmiş bir terzisinden fikir almak çok kıymetli idi İki gün sonra buluşmak üzere söz- leştiler. Bayan Altanı apartmandan alarak çarşıya beraber çıkacaklardı. Sokağa rl zaman Özden he: men söze başlad — Çok ahesl bir kadın baba. Lâ- kin ne kadar mahzun görünüyor de- il mip, — Evet Özden. — Saçlarını o kadar güzel toplamış amerarn kımıldayan buklele- rimden soğu — Ne iğ Özde — Siyah elbisenin bir. genç kadını bu kadar e ei manalı yağ yeni görü Sen ika toplantılarda bulun” adın ki yavrum, ona.. geç- e 7 Kâmil Su MM: 16 — Sahi baba, beni balolara çok az götürdün, Bundan sonra Yamanla gi- rip çıkacağım salonlarda bir yapacağım diye ödüm kopuyor. — Ben seni bir genç kızın yaşaya- cağı tabii hayat içinde yetiştirdim. Kadırlığın ince hususiyetlerini, salon muaşeretini, icap eden seremoniyi de kocanla beraber yaşayacağınız yeni hayatta öğreneceksin çocuğum Genç kız kıpkırmızı oldu. Gülümsi- yerek önüne bakmağa başladı. Vitrinlerden birinde gözüne ilişen kristal bir tuvalet takımı, ona çabu- cak terzinin fevkalâdeliğini unutturdu. Mağazadan içeri daldılar. Akşama doğru ellerinde, kollarında irili ufaklı paketlerle otele döndükleri man, ikisi de iki ayrı duygunun elin: de, tamamen kendi dünyalarının de- rinliğine dalmışlardı. zden, Yamanı düşünüyordu. Bir ay sonra Anadoludan dönecek, Peru- palasta düğünleri yapılacaktı. Nişanlısı aklına gelince her zamanki gibi kalbi çarpmağa başladı. Bu düşünce ile göz- lerinin önüne ışıkları, renkleri, koku- ları, duyguları bambaşka bir dünya ildi. falso Onunla ne güzel sevişecekler, anla- şacaklardı. Düğünden sonra iki ay Avrupayı dolaştıktan sonra Anadoluya dönecek- ler; ondan sonra mühendislik hayatı. nın gezintileri, dolaşmaları, sonu gel- mez işleri başlayacaktı Onunla hep Hasiker olacaktı. Memleket memleket dolaşmak, ona dünya gezisine çıkmış bir seyyah zevki verecekti. Çocukluğunda bazı filim- lerde seyrettiği canbaz kumpanyaları o kadar hoşuna giderdi ki.. arıl ari durduğu yer, yurtları öle gezgin insanlar; aşkları, ihtirasları, g lışmaları ve arabalarının içindeki yatları e ona nihayetsiz bir heye verirler Pakalesi yerleştirmek için odanı çekildiği zaman hep Yaman la başla cak yeni hayatının ufuklarında dol yor; göklerinde uçuyordu. Kristal şişeler içinde renkleri pır # dayan kolonyalar, esanslar, pudrak kremler, ponponlu terlikler, saç tok ları.. şu ve bu.. bir genç kız gönlü okşayan; gözlerini sevinçle tutuşturağ bir yığın ufak tefek süs eşyası.. Özde cihan hazineleri içinde gözleri kamı! mış bir kraliçe in ile bu citi bicili şeylere bakıy hepsini ap ayrı elleri ile, li ile okşuyordu. Yan odada geniş koltuklardan birisi gömülen Fuad paklarının altından en ıstırap det endi dünyasını düşünüyo Onu ne kadar çok eli Sefarethanenin verdiği bir yıl balosunda tanışmışlardı. Yüksek işyar karısı idi. Uzun beyaz ete elbisesi ile salona girdiği zaman güni ni pe gözleri dönm Uzun boyu, biçimli vücudu, iyi 8 şekilde toplanmış saçları ve nihaj ince, zarif elleri ile Fahire o kadı güzel, o kadar manalı bir kadındı ki yanındaki yaşlı adam dünyanın © eşsiz zenginliğine sahip olmaktan # len gurur içinde kimbilir ne kadr mesuttu! Londra sefarethanesi başkâtipliğiri atanan Fuad Deniz, işe başlamadı! önce arkadaşlarının ısrarı ile Wiyanaj! uğramış, yılbaşı gecesini onlarla bert? ber geçirmek istemişti. (OGece Deniz, yumulu görliğ kemaşmış, bii rısından biraz önce onunla tanışmış Ve tesadüfün umulmaz bir şaka yava ran, gözle öpen gibi bir p nün | Kaldı Bi Kadır rini erkej tfenc aksi