İs zümrütler gibi parlıyor, mat renkli yanakları perpeleşmiş, beyaz dişlerini göstrern kahkahalarla gülüyordü. Üç dört masayı yan yana getirerek yerleştirmişlerdi. Hümeyranın Tarzan'a benzeyen, sağlam vücutlü, kıvırcık saçlı, yanık yüzlü kardeşi Ferid, onun can dan pi Filizle İlümeyranın sev dikleri genç kızlar, masanın dörtbir yas nini Midi Onların tam İĞ nina gelen köşe- de caz çalıyordu. İlemen her toplantıs nın, balonun, çayın ilk saatlerinde or: talığı kaplayan ağır, tatsız hava, gı ce yoktu. Masalardan kahkahalar taşı yor, zevkli konuşmaların va gülüm: seyişler her yüzü kaplam Bir aralık Hümeyra, ik koluna dokundu! — Bak kim geliyor. Filiz? Genç kız, yan pencereden bahçeye ye baktı. Çam dallarında yanan kâğıt fenerle» rimin renkli ışıklar serptiği kumlu yol- da mavi Die inin geniş uzun etekle» rini sa rak, eski Yunan heykellerini Mk yen yukarda, annesinin kos una bir çocuk gibi asılmış, Oya geli- yo Ale Rulo yaptığı kızıla kaçan kumral saçları, başını ipekten bir taç gibi sar maştı. Filiz, büyük kapıdan dışarı çıktı. Bahçenin serin havası vücudunu sarınca ürperdi. Mermer merdivenlerin son ba- samağıni İkem Oya onu gördü: — Filizli; Filiz, arkadaşının annesine doğru e elini öptü. Sonra genç kıza dö; — yla kaldınız Oya. Gelmezsin di- ye içime bir kuruntu bile düşmüştü. Genç kızın annesi, kızını göstere- rek güldü: — Oyanın geyinmesi üç saat sür» dü. Artık başka söze lüzum" yok' sanı» orum... Merdivenleri beraberce çıktız lar. Örün bekliyen hademe kapıyı açtı. Girdiler. Cazband bir ya çalıyordu. Geniş a tası, bir çiçek bahçesi gibi, Li Da ie lerle doluydu. : Filiz, bütün © boş kalan mm ir güld izim a olburursun dex gil mi Oya?... Genç kız, annesine döndü; — Ben, burada oturacağım anneci- ğim. Da yımla yengem seni gördüler. İni ediyorlar. Ben birazdan gelir el- lerini öperim Annesi; seeklarle, boş iskemle lerden birine oturdu. Gözlerini, belir- sizbir arayışla dansedenlerin üzerinde, asalarda dolaştırdı. Bütün keyfi kaçmış gi yüzü mah- ailişüreli; Filize döndü 22 — Ne yazık! dedi. Dinç gelmemişl.. Halbuki benden evvel gelmesi lâzımdı.., Filiz, arkadaşını seven gözlerle sü» gerek El Üzülme Oya meye gelir. Belki yel lâstik patlam ç kızın mahzun ani sıcak be Bebine parladı — Sahi, bak Ya aklıma gelmemişti. Yaşa F iliz, akıllı kizsin... başka herkesin, bütün arkadaşlarının bağları, sevgileri, onları yaşatacak birer kuvvetin bulun» duğunu düşündü. Ke kimse- Filiz, kendinden nin anlamaması “Am verdiği küçük ear Oya Dis inci Feridin Leylâsı, Majinin Apurbası var» dı. Fakat iz me em a işinden İ a sevgisi, gönül bağı yoktu. Oya, birer lie mizı tırnaklı, beyaz balmumundan dö. külmüş hissini veren, i . benzeyen kır- maklı ellerini, masanın üzerine unut- muş gibiydi. Sol elinin yüzük parma" ğında, üstü in süslü bir al yans parlıyord İçleri Senila bae İri, kahverengi ie ii vi ein bilmeyen bir çöcuğun ntüsü vardı. Üs zünden heal Li katla ayrılan dudak» larının EN mahzun bir gülümseyiş saklanmıştı sanki,, Filiz, lm masaya dayamış, çenesi yeka içinde, dansedenlere dalm Ea Ba akşam İşin Tagorun roma. mından fırlamış gibi. Tıpkı Maji! Apur- banın kulakları çınlasın!.. uzun boylu kardeşi Şı 'a bakı : — Sahil tam manasile Majil, Işın'ın incecik beli, küçük yuvarlak kalçalı vücudü, devekuşu yumurtasi rengindeki elbisenin altında görünüyer gibiydi. Üç sıra Jâse çevrilmiş geniş dişleri — kardeşinin kollarında, büs yük bir zevkle dansediyordu, a Meraba çoçukla li ri işa döndüler. İki. sinin de yü, güldü. Oya, e duran, kumral saçlı n boylu, güler yüzlü genç adama, iki elini de. uzakmışlı: — Nerede kaldın Dinç? Dinç, nişanlısının ellerini, avuçlas sl ball çıkarken, boynunu hafifçe apayım Oyacığım, İki saat- tir Sali ayım. Lâstik patladı, tesadüf yad etmeseydi, dahada orada kalas e Oyaya güldü: — Ben sana dememiş miydim), Genç adam, yandaki pencereye doğs ru uzanarak bahçeye baktı: — Nerede kaldı bizim arkadaş ? Şimdi görürsün. O da Pendik. ten Kgeiğimuz Yolda, bezi bir a, raba görünce, rarak: “birşeve ihli. yacınız var mı?, diye sordu. Yüzü ka. ranlıkta Mele göremiyrekisri; Se sini duyu nıdım, “Varl dedim. Gel şunu ela GK Bir seneden beri e e Orada sarmaş do. dolaş olduk. Çok iyi çocuktur. Beni geyimli kuşamlı görünce acıdı, tekerle. i eçirdi, ben de onu buraya gelir. « Ellerim yağ içinde, üstümde si- mokin yok!, diye gelmek istemedi ma, çok zorladım, mecbur oldu. çaldığı parçayı bitirirken, çifi- İarin alkışlarile yeniden başlıyordu. inç sevinçle bağırdı: — Hah bizim delikanlı Z Filiz, başını kaldırınca, denbire deli gibi çarptı. bir Dee yükseldi. kalbi, bir. Yanaklarına arkadaşını nişanlısıyla Filize tanıtırken gülüyordu : — Bu spor kıyafetile geldiği için utanan «“İlasan Seltin, kusurunu be ğışlayacağınızı vadedin Genç kızlar, alümacdiler ii © İlan, nişanlım Oya. Yüre ve göze me incecik oyalarla üp sari u da, ve isi en çok seriliimiz lale ti liz | Filiz, parmaklarını kuvvetli ii bir sıkışı vard. 1 Dını, içler inde kumral, “dalgalı Filiz a gümüş teller parlayan açlarını, tatlı eki Ml ona bir ; kanatlı bime En k #bverengi gör. Dn gör Gnüşü veren bir penbelikle ayrılan eri zn boyn geniş omuzlarını, göğsünü, uzun düz bacaklarını, in ayaklarını bir anda bütün hususiyetles rı, incelikleri, manalarile görmüş; pen” cereden konuştuğu, başında yaşayan erkeğin, hayalinden kurtularak, canlısına kavuşmuştu. üreğini saran adsız sızıların, kuv- vetli bir rüzgâra takılan bulutlar gibi zaklaştığını, içinin mavi bir gök ay- denlığıcle Fes Yeri — Ne duruyoruz? Genc kız, , Mei sesile, daldığı # lemden ayıldı. Tıpkı bir çocuk gibi sordu: — Ne yapalım? — Cazın dineceği, bizimkilerin de yorulup oturacağı yok. Biz de danst- delim. Dinç, Oyayı belinden yakamış, ma» sanın önünden dönerek uzaklaşmış lardı. - Arkası var -