Eski Zaman Türklerinde KibarDüğünleri KADINLAR Gelin Alayları — Başı 7 inci sayfada koltuklıyarak Davetli ve bep örtülü olarak seyr» teşrifatçılar, karşılayarak ve sından gelin odasına çıkarırdı. hanımlar seyirci elin ile çıkışlarını ederler, soygunlar (yani misafirleri damadın kabule ve yaşmak ve fera- celerini toplamağa, sofralara bakmağa, memur kadınlar): Maşallah Maşallah! Allahını seven Maşallah desin hanım» lar! diye bağrışıp alkışlar yaparlardı. mat bey gelin hanımın duvağını kaldırmağa ve yüzünü görmeğe henüz mezun olmadığından, bakmadan selâm liğa dönerdi. ndan sonra davetliler, seyirciler takım takım gelirler ve yemek çıkınca mükemmel) muhteşem (o sofralara kurulup bitmez tükenmez tuzlu, tatlı yemekler ve yemişler, haşaflar şerbet lerle kahvelerle izaz olunurlardı. Bir sofalarda okadın sazendeler, hanendeler fasıllar yaparlar. şarkılar söylerler, maniler çağırırlar; genç güzel çengiler renkli renkli klab- danlı ipekli şalvarlar ve püsküllü etek likler, ince zarif oyalı gömlekler içinde saçlarını dökerek ziller küçük defler ile türlü cilveler ve şiveler ile raksederlerdi. Misafirlerin taraftan da ve cömertleri çengilerin alınlarına her faslın sonunda küçük altın paralar yapıştırarak sevin» dirirlerdi. Ara sıra hanendeler, sazendeler ve çengiler dinlendirilir, yerlerine hokka olunca zifaf resmi hayaller de öynas Perşembeden bir gün evvel de kos nağın selâmlığında, her iki ailenin erkek akrabaları ve dostları için, geceli gün- mükellef çekilirdi. sazendeler, hanendeler fasıllar yaparlar, ziyafetler telli pullu sırmalı Fistanlı ve çepgenli, ve sırmalı takkeli genç kız kıyafetile perçemleri dökük genç erkek rum köçekleri oynatılırdı. Bu fasıllar ara- sında hokkabaz ve hayal fasılları da olurdu. Ortaya acaip kıyafetli soytarılar çıkıp şaklabanlık yaparlardı. Kibarlar ve zenginler köçekleri, a'ınlarına ka, dınlar gibi altınlar yapıştırıp, ei rirlerdi. Hasılı eski kibar düğünleri böyle iki gün iki gece sürerdi. 20 ç | üzerine yazdı Büyük Adamlara Eş Olan — Başı 13 üncü sayfada — Büyük İngiliz şairlerinden Dryden ile karı Elizabit. Bu kadın İngiliz aris- tokrasisinden olduğundan, iyi bir tahsil görmüş olması gerek bulunduğu halde, kocasının odehâsine, karşı sempatisi yoktu; şair sık sık ev muhitinden uzak- i aşarak çalışıyordu. Bu yüzden iki ta- afta pek zehirli vakitler geçirdiler, bayağı biribirnden kaçarak yaşadılar. ne İngilizlerin ölmez şairi ve öl mez “kaybedilen cennet, in yazıcısı Milton un acıklı ev hayatı üzerinde bir ok şeyler yazılmıştır. Şairin “Boşama,, ğı pek önemli bir kitap ta bu acı hayatın bu gün elde kalmış bir aydıne'ıdır. Ancak insan bu işte Mil tona değil, onunla evlenen lim yaşındaki kıza acır. Bu genç kız p neşeli bir muhitten çıkıp şairin yi gun, kitap, yazı, bitmez tükenmez kül- tür u mutlâka orta çağların bir manastırına kapandığını sanmış, ruhu üstüne derin, ezici bir gölge düşmüştür. Bir tarafta Yunan Kil bir tarafta Lâtince | cilderi ve herk başları masalar üzerine eğilmiş!.. Kızcığaz bu hayata ancak üç dört hafta dayanabilmiş, sonra ka- çıp gitmiştir Artık uzayan bu örlerin sonuna, | eski zaman söyleyişine göre “kısadan ! hisse, ye geldik: Yazdıklarımızı okuyan bayanlarımız önlerine çıkan, hatta eteklerine sarılan şairlere, büyük düşünceli bilginlere, dâhilere varmadan düşünecekler mi? Kendilerini; yukarıda anlattığımız ha- yata baş eğip dayanacak kadar ahmak, i aldırmaz bulabilacekler mi ? Bu çözülmesi en güç hayat düğümü, bahtiyarlık bilmecesidir. diğim canlı, realite örnekleri verdim; ve bir parça düşüncemi de söyledim... i Daha derin düşünmek işle daha ya- düzlü «haremdekinin ayni- düğün yapılır, | :rkek kından ilgisi olanların mz SPOR — Başı 26 ıncı sayfada — bir şekil e bir parça daha kuvvetli MAYA dır Beynelmilel karşılaşmalardan bir hayli uzak kalmış olan Rus sporcularının, son nelerde atletik maçlarda Fransizlarla, | futbolda da Çeklerle karşılaşması, oralar- ha in birdenbire dünya. Daha Dİ Çeklerin en kuvvetli Ben bulabil- | ğraşması ile dolu yurduna girince | Makyavel Başı 20 inci sayfada kümdarları kaldırıp defetmek. ser. bestliği ve istiklâlı | istihsal davranmak, me yapmak lâzımgelece. ö bildirmek üzere, bazılarını yukarıda zikrettiğimiz nasihat leri toplamış ve yazmıştır. vatandaşlarına wi Makyavel kendi içtihadına göre “herkesin, şahsi işlerinde ahlâki fazilet her türlü mülâhazalara, atlere, takdim etmesi cibdir. demekle beraber, iş başına ge çen ve devletin mukadderatını, siyase- leri menfa- emellere va” fini ele alanların millet ve vatanlarının selâmeti, âli menfaatlerini ve temin hey'eti içtimaiyelerinin hayatını, m tehlikeden vikaye uğ unda, icabında bütün ahlâki faziletleri sair herşey ile beraber feda iktiza edeceğini söylerdi. etmeleri Makyavelin bu türlü nazariyelerinde ve masihatlerindeki mübalağalara, ve bunların tatbikatınca tecviz edilen sui. istimallere ve yanlış tefsirlere iltifat etmemek şartile, ti mille idaresinde faaliyette ve muame ya de bulunmüği zaruri olarak kabul eden diplomatlar da yok değildir. Vakıa âlemin hali değiştiğinden e: asırlardaki diplomatların müracaat eyle. dikleri vasıtalardan bir çoğunun kul: lamılması imkânı kalmamış ve bir takı mi da gergi gibi ıslah olunmuş ise de; bazı nazik, güç ve müşkül işlerde, za: manlarda ve çaresizlik içinde — mües- sir vasıtalardan olmak itibarile — dip: İomatların ister istemez “meşru mukas bele, suretinde Makyavelin nasihat» lerini dinlemek mecburiyetinden ken dilerini alamadıkları, ve alamıyacakları derkârdır. Fakat desiseden desiseye ve şeytanetlen şeytanete büyük farklar | olduğu da unutulmamalıdır. muhtelitile berabere kalan Rusların, mem m yapacağı futbol maçlarındâ, e se kça ağır basacağına kuşku yok” korku altında Türk bakimi İn Siya ezilmekten kurtarmağa çalı İışan federasyon, iki takımlık bir e Beykozda kampa sokmağı muvafık buldu Daha dün Balkan güreş birinin alan pehlivanlarımızın, Rus güreşçiler şısında ayni muvaffakıyeti e öbimes Süşündenile; güzide bir a Yakacıktaki kampta a e ii iki e lim yapılacak olan bu bu min bizce en şayılı hire beklerimdanil biri, ve belki de en mühimmi Besim > Koşalay