de olsa diğ nie geçirdi i Ru hakkındaki ağzındı veynini dö iel : çı bir rk ceğini se £ ssodii rat eşi sep b naçaklardır, değil mi?.. Hayır yine Russo, nun aşağıki sözlerini okuyunuz; “Lâkin, isterse- niz bu kadar ah mak kafasız diye. ceğiniz bu kadın, büyük güçlük va- kitlerinde en iyi öğütleri verir. İngil terede, İsviçrede, Fransada oObaşıma rakmıştır. En sek sınıftan ii Bi aklı, e dizime s0” rulanlara overdiği karşılıklar, duruşu, oturuşu kendisi için saygı kazandırmış, kendisini çok be- ğendirmiştir Onun değeri, ( iyilikleri hakkında o büyük zatlar beni kutlula- mışlardır... Bu satırları ya zan şair feylesof ölünciye kadar değerli (Terezi) ni sevmiş, beğenmiş tir. öle burada duralım ve düşünmeğe çalışa- ım ; elimizdeki bu örneklerin incelen a ne çıki yor Der mek ki ev lilik aht varlığını ran edebilmek için, iki arttan biri gerek tir: I — Evin kadını büyük derecede sığ akıllı, veya alr- mak olmalıdır 2 — Yahut bey vakit görülemiye- cek kadar akıllı, aa gl İulmnminlad üyü len; dâhi dediğimiz in sanlarda görülen dalgınlık, o yalnız kendi düşüncelerine o bürünüp kalmak hali, onları çok kere ve uzun uzun vakitler ailelerile yakından ilgili (alâkalı) ol maktan uzak bırakır. Kadının, bu uzun ve acı alikasızlığa kızmadan dayana- bilmesi için, onun da kocasının dehâ- sına ve yaptığı işe karşı pek derin bir sempatisi, ve va olmak gerektir. Böyle bir sempatiyi, saygıyı Avrupanın < m Niebuhr'un karısın- Kadın ölüm yatağında yat arken Niebuhr öleceğini yüzüne kar- siyerek, ona şöyle bir soruda RAbiyeri İstediğin birşey yok mudur ki yapayım? kadın, kendisini kolları o arasında tutan kocasına anlatılamaz bir sevgi ile bakarak diyor ki: Ben ölürsem kalırsam da elindeki tarihi yaz bitir N ne KERE bu yürek yüceliğini bulamıyacağır dâhilerle, büyük adamlarla evlenen kadınlar için ev saadetine ka- vuşmanın Şu kesin yolu kalıyo derecede tevekkül, alçak zönüllülük, sığ akıllılık veya büsbütün ahmaklık! Bunun bir örneğini Almanyanın en büyük müelliflerinden birinin ev haya: tında görüyoruz. Bu zat son derece sinirli, titiz, öfkeli imiş. Böyle vakitle rinde yerinden fırlar, karısının üstüne yürüyerek ağzına gelen tahkirleri, lâkin gürültülü, tantanalı bir edebiyat diliyle kadının yüzüne ainz Pek saf bir mahlük olan kadıncığaz da, dü eli bir kadını, korkunç bir öfkeye düşüre- cek bu edibane sövüp saymaları, dâhi kocasının dehasında vakıt vakıt görülen coşkunluklar, büyük düşünce müjdeci- ka beğene- i hiler yük mdsealir ın da ne yüce düşünceli kadiğlaz kadınlarla evlenmelerini çapda akıllı, orta bilgili ölenin lerinin örneklerini olursak; önümüze çıkacak bir sira > bedbahtlık, felâket hâdiseleri kar- derin bir yürek acısı duyarız. Bu inin olan kali bk değil- dirler, her şeye kolayca inanmaz ve boyun bükmezler. Onlar, kendi üstle- rine düştüğünü saydıkları ödev (vazife) leri yaparlar; ve ona karşı kazandıkları dair da isterler. yn adınlar, söz gelim iz iyi bir m seller çünki koca- larının işlerini ve zevklerini si ona yüreklerinden karışırlar. Ancak mftan bir kadın büy ük bir düşünce adamı, bir siri bir şair, bir dâhi ile evlenme isters endisinden önce o yolu tutmuş Sini Enli geçirdiği gözönüne a onlar- cağım: Arkası 30 ari ge