y li gök, deniz biribirine rine. bu ORSUZ ay dınlı ki çinde ocaman k a gümüş aynasını kıran bir cazband. çalis bir mekik e suların gidiyordu.. Arka güvertede yordu.. kenarlara masalar konmuş, basır' koltuklara yaslanmış, kadınlar ve erkekler. Ortada, ışığında donuklaşan birer inci çiçeğine benzeyen lâmbaların altında, dansediyorlardı. Arkasını kalabalığa çeviren uzun boylu biradam, parmaklıklara dayanmış, sulara Vapur bakıyordu. — Ne güzel.. deniz kızları ay yıkayorlar., Adam birdenbire döndü. ateş rengi tuvaletli bir genç kız duru. yordu.. dudakları yarı gülüşlü, dişleri parıldıyardu: yanında — Siz niye dansetmiyorsunuz da, deniz kızlarının oçamaşır yıkayışına bakıyorsunuz?.. Genç adam yi gün tufan şaşırmıştı.. bu kadını, yolculukta hiç görme- bü yülenmiş bi dl deniz boyalı gözler. € balo du.. son ya ordu: nerede kızları çamaşır Elile pervanenin dönüşünden ka. baran, e eökleşmn suları gösteriyordu. Genç adam baktı: — Evet benziyor; dedi. O deniz kızlarının biri sudan çıkarak yanıma geldi sandım. Siz kimsiniz?,, Genç ER parıltılı dişleri büsbütün göründü: — Adım “Gülüş, ; sizin gibi bir yalnızım, sizide yalnız ii geldim ya sizin m Salim Ses dia ve ağırdı. renk bir elbise vardı.. rından yükselen üstünde açık göz derinlikleri düşündürüyordu.. ülüş. birdenbire sordu: lama mi iniz Salim? Sonra sözüne söz el ia Siz ze Salim imi sıkılı Meri müusunuz?., Yo, hayır. sevinç duydum. Öyle kulağının dibinde ışıklı bir ses duydu: ışığında çamaşır sıcak bir ses ki obana Salim diyen.. onu içimde duyuyorum.. Dansetmez misiniz be TED adam cevap ümmi Başını hafifce eğdi.. bir dakika genç kiza baktı. Ne güzeldi, ve ne güzel giyinmişti.. Güneş ışığı renginde çiçekli tafta bir tuvalet vardı üstünde. Yerlere sürünen geniş etekleri beline. yükseldikce dar alıyor, sıklaşıyordu.. Bi. rer pembe gül saklı duys gusunu veren göğsü, ger“ n kumaşın altında kos SM saklıyorlar gibiy- di.. Yumuşak bukleli saçları mavi gece renk- leri içinde abanoz pırılz tılarile yanıyor. o kadar kuskuni siyah. Buklelerin arasında küçük bir altın çıpa görünü» Babar tazeliğindeki yüzünün derin bakışlı gözleri, oynak kanadlı burnu, olgun kızıl dudakları Bütün e düz görünüşünedeğin, sırlı bir ELİE içindeydi sanki. — Niçin bakıyorsunuz? Niçin sor guma cevap vermiyorsunuz — Size daldım birdenbire. “Gülüş. öne düştü. kalabalığın arasından (sıyrılarak SR çıktılar. cazband baygın bir vals çalıyor, ortada öbek öbek çiftler a genç yordu.. vardı., kaldırmış söyli: yordu; — Ne güzel ece.. ışıklar ışık» lara karışmış, sesler sulara in- hayatında yüreğine giren solukları ne kadar hızu adımlarla koşarak giderler insanın yanın Genç adam su gibi şıkırtılı, koku gibi doyurtucu | sesi dinliyor, taze duyguların, tadılmamış isteklerin uyanışını hissediyordu.. Bu birdenbire yüreğine doğan kız kimdi?, Bu sonsuz sıcaklığın ateşini nereden alıyordu? Tanımadığı bir adamın kollarına soku" luşunun sebebi neydi?,. Bu düşünceler yükselen, alçalan bir su gibi yüreğine dalup boşalıyordu.. Gülüşün sesi onu dalgınlıktan uyandırdı!