bir dişti. Ona sahip olmak için içi gi- diyordu, ama bir defa da onunla be- raber ileri sürülecek teklifi düşündü. — Teşekk güzel bir diş. ür ederim, istemem. Çok Ve ağzının suyu aka aka Evirolaya iade etti. John Starhurst şafakla yola çıktı. Kocaman pabuçlarile çalılıklar arasın- da yürüyordu. Arka ında mutekit Na- ron, onun da arkasında Mongodronun köye vardılar. Burada yanlarına başka bir rehber verdiler. Evirola arkasında baline dişile, La onları bir mil geriden takibediyordu. İki gün misyonerin ar- kasını bırakmadı. Her köyde dişi tak- dim ediyor, fakat hiçbir (köy kabul etmiyordu. Dişi hemen misyonerin ar- kasından takdim ettiği için, her reis istenilecek şeylerin zor olabileceğini düşünerek reddediyordu. Artık dağların içine giriyorlardı. Evirola gizli bir yoldan misyonerlerin geleceğini o bilmiyordu. ise gayet güzeldi, rengi de bulunmaz derecede Diş herke- sin önünde reise takdim edildi. Etra- fında adamları, ve üç yelpaze sallayan esiriler önünde tahtındaoturan Galoko, reis Ravatunun yi. takdim (o ettiği, amcazadesi Evirolanın ken- disine getirdiği cukları kor- bir masal. i , dedi. msin, fakat nim bilgisiz lir altı um. Kl etmeğe olsun canım. ron yatmağa isin kulübe- nuşmalardan rodroya tak- izun müddet u çok güzel önerin sürü çıplak vahşiler aldı.. Li yek şafakla yola die mutekit ie Mongodronun verdiği reh Misyı r vardı. etrafını yelpaze sallayan esirler obağırış- Mnğa başladılar: I won! voa! Al voa! voa! voa! Atabua be- vul Voa!l Voal Amudua, mudua, mudua! Bu bağırışma- lardan sonra E- virola: — Biraz son- beyaz bir a- dam gelecek, di- ye söze başladı. Bu adam bir mis- yoönerdir, Bu gün buraya gelecek. bir tir. Ravatu bu adamın mami istiyor. Aziz arkadaşı Mongodr ediye edecek. Fakat ayakkabım içinde aya- gile berab ek isti Bilirsiniz İossdrö Ey reisl Bu ayak, ayak ber bana verilecektir. Adamın diğer tarafları burada kalabilir. Balina dişinin güzelliği reisin gö- zünden silindi. Dişe şüpheli şüpheli Fakat bir kere bu dişi kabul — Misyoner gibi küçük bir şeyin ne ehemmiyeti v Reis tekrar cevap verdi: — Tabii misyoner gibi küçük bir şeyin ehemmiyeti yok. Mongodro ayak- sl e Adamlarına döndü: r kaçınız gidip misyoneri aralayı. bni hemen buraya getirin. Evirola: — Nafile, dedi. Bakın geliyor. John Starhurst arkasında Naron ile sık çalılıklar arasından meydana 1 eşhur o ayakkabılar, nehiri ye- çerken su ile dolmuş olduğundan, her adımda su fışkırtıyordu Starhurst (o parıldıyan gözleri ile etrafına bakındı. Hiç kimsede itimat- sızlık, şüphe veya korku ifad mediğine sevindi. Bu dağların arasında Galoko'ya kadar e ilk beyaz adam olduğunu biliyı Otdan yapılmış a kulübeler ya dağa yapıştırılmış, veyahut Rava'nın üzerinde EE Her yi kocaman bir kaya vardı. i sedası, fazla büyültüyor Starhurst, nında iri gördü. Misyon, — Size iyilikler getirdim, dedi. Reis sükunetle sordu; reisin kulübesinden, ya- ri SEN iyi şıktığını