akşam senin yaptığın ziyanı e etti. Şimdi müsaviyiz!,. — Cek London'dan EMPER Doktor Bicknell memnunjidi. Bir gece evvel ufak bir tesadüf, ufak bir dikkatsizlik yüzünden, kurtulabilecek bir hasta ölmüştü, Bu adamda sayısız hastalardan biri, bir gemici idi. Buna rağmen hastane müdürü, sıkıntısından yerinde duramıyordu. Müdürün canını sıkan hastanın ölümü değildi. Bunu biliyordu. Halbuki doktor ameliyatı ne rda iyi yapmıştı. İşte asıl canı buna sıkılıyordu. Doktor cerrahi fenni- nin en nazik bir ameliyatını, muvaf- fakiyetle başarmıştı. Fakat ondan son- raki tedavi hastabakıcılara, müdüre kalmıştı. Ve işte hasta ölmüştü. Fazla değil; bu bir parça dikkatsizlik, doktor Bicknell'in kanını başına çıkarmağa, 24 hastabakıcıların yirmi dördünü biribi- rine geçirmeğe kâfi idi Fakat, evvelce de söylediğimiz gibi doktor'memnundu. Müdür korka korka, ie titreye hastanın öldüğünü haber erdiği zaman, doktorun dudaklarından bir kelime bile çıkmadı. Hayır, dokto- rün hiddetli bir sualile yırtılacak olan hava yırtılmadı. Müdür, doktorun me- seleyi anlamadığını zannederek tekrar- ladı. o Doktor Bicknell sabırsızlıkla cevap verdi : — Peki peki.... anladım. Semper dem? ne belde? ? Hastaneden çıkıyor uu? Müdür: — Evet şimdi, birazdan gidiyor. Diye cevap verdi. IDEN Müdür işinin başına dönerken; ! I dinle dolu duvarların arasında, #i netin bozulmamış olduğuna seviniyo” Doktor Bicknell için Semper | m'in iyileşmesi, ötekinin ölümünü i8 ediyordu. Ona göre hayatlar, met nin fena fakat zaruri birer hâdisel& den başka bir şey değildi. Ancak wi alar, yak'alar onun için her $€ Herkes doktoru bir kasap adde& ister, fakat inelektaşları ameliyat * sasına şimdiye kadar, bu kadar ci kâr ve aynı zamanda müstait bir # mın gelmediğinde müttefiktirler. 7 tor hayalprest bir adam değildi. m can nedir bilmezdi. Tabiatı tam; ve ilmi idi. Ona göre, insanlar ie