Halkın Sesi, Mes'uliyet Wehmiyle Kısıldıkça; oGazeteler, Vaktinden Evvel Koparılmış Enginarlara Benze- mekten oKurtulamıyacaklardır. İstanbulda çıkan bütün gündelik gazeteler, önümde yığın halinde duru. yor. Belki bir saattan fazla zamandır, çarşaf boylu sahifeleri habire karıştırız okumağa değebilecek bir» yorum, Ve İstan kaç satır arıyorum. ulamayınca, tıpkı, vak. enginarlara bul matbuatının eserlerini evvel koparılmış Vaktinden evvel tinden benzetiyorum: kopas rılmış enginarların kat kat kabuklarını, koçanına kadar soyarsınız, ve neticede dişe dokunabilecek etli bir yerine, çöplüğe “atılacak bir Bizim gazetelerin sahifelerini çevirdikçe, ayni sukutu hayalle karşılaşıyorsunuz. Ve neticede, kafanızı, içinizi doyuracak bir baberin.. bir fikrin tatlı esintisini değil, habersizliğin ve fikirsizliğin soğuk Ecnebi diyars çıkarırsanız, Tüzğürmi buluyorsunuz! lardan gelen baberleri İstanbul gazeteleri bana, tıpkı ya zabıta» mın istihbarat dairesindeki defterden koparılmış bir sahife; yahud da, ücretle Satılan bir “geldi gitti, listesi gibi görünüyor. Ortalıkta, ağır ağır çevrilen bir filim uyuşukluğu var. Koca bir cemiyet; iki buzlu biranın, yüklü bir Yemeğin ve yaman bir öğle sicağının rehavetiyle uykuya dalmış gibi. , bütün bu görüşleri isabetsiz b bulana rastgelmedim. Ve Ana bak verenlerin hepsi de, mesuliyetin olanca ağırl ığını gazeteci lere yüklüyorlar: — Yazmiyorlar efendim!.. diyorlar, yazmıyorlar! Onlar, şu veya bu derdi açığa vurmak cesaretini gösterebilseler, ortalık, prematoryum fırınına atılmış bir cesed gibi harekete gelirdi! celer bana, ilişen bu düşüne Bu sözler, ve bir gazete sahifesinde gözüme ie andırdı! r gazetenin bir yazıcısı, muhtelif inekle mensuplarına soruyor: Mesleğinizin nelerinden şikâyetcis siniz?. Ve bu sunle maruz kalan doktorlar, avukatlar, dişciler, memurlar, garsonlar; — Vazgeç biraderl.. Yazacak başka şey mi yok? Başımıza derd mi açacaksın? Söyleyeceğiz de ne çıkacak ki?.. Hem bizim şikâyetlerimiz, öyle yazup çizmekle i ükenir boydan değildir! ve bunlara e İnsan bunları, benzer âfları okuduktan sonra, suçlu saymaktan laz duy İki üç satır daha konuşmama ade buyurursanız, bu mü Matamis dndak bükmeyeceksiniz kanaatındayım. : dertlerine, şikâyet tercüman eki Gazeteci; halkın lerine, isteklerine, dileklerine oil mükellef adam dem o, bu mükellefiyeti'eda uğrunda, sırasına göre, icabına göre, kellesini bir koltuğunda ogezdirmek karpuz gibi ferağatını, cesaretini o göstermekten sekinmez. Fakat bu ferağat, bu cesaret; halkın alâkasile ve yardımıyla beslenmedikce; ıpkı sulanmayan bir kök gibi, kuru a çü e mahkümdur. eğer me keme yardımını basit Ve beklediği halkın sorgular bir eeealiyzi rk görürse, cesaretini israf etmek gafletini dökü ileriye vardıramaz, te, bir ücadele ei dalgalannbilene i toplananların Ok ale delili rüzğâr almak zaruretin- Gaz Fakat altında ce takın ded Ve eğer bugün, il kadar açılıp dalgalanamı 1yorsa, bunun sebebini, bu rüzğârin soku liginde ve ali ğında aramak gere Gazeteciden; misali etini, ve ikelerini (o payla şmuktan Kaandıklar hareketlerin fedai iğin ols masını isteyenler, fazla bi irene mış sayılırlar ence, he ms bir gazeteci sorgu» uyle karşılaşınca; şikâyetlerini açığa Yurmakta an kaçınanları dertlerini anlat» a şifa bekleyen hastalara di eeble Dertlerini söylemekte dilsiz davra» nan hastaların teşhislerini Leakilı. ek de ya ermek sahibi, yahut da baytar olmakla mümkündür. öyle gelir ki, halkın sesi, mes'« lie DR kısıldıkça, zeteler, vaktinden evvel koparılmış enginarlara benz mekdep > ıcaklardır? Bil. mem haksız Naci Sadullah NELER GÖRÜRLER İ — Bir mektebli kızın rüyası... 2 — Bir dilencinin rüyası... 3 — Bir Doktorun rüyası... 4 — Bir fütürist ressamın rüyasıl,.