1 Haziran 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 12

1 Haziran 1935 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞAKİR EN ıkün olmadığı kokusu Ara sıra ondan elerin 3 biricik keçisi ırşıma dikildi. yordu. türdüler. Beni de yükseldikçe efis bir oda ki. Sar adan: ışkan, boş sabahtan al iriyi OT, ball vi i aricinde, , be işleri bayırl ma: rtli de.. nazarla bakı az fevkalâde bir ir adaya gelip İK ORKMAZLAR tıkılmak! e See bü adada adıkca gniz > mi, “Ölümden Korkmazla? adası, te örünmez, zavallı bekciler de iki ü üç ay Yiribiri arkasına beyaz kuleden dışarı çıkamazlar. irgün yemek yerken ihtiyar Musa reis dedi ki: — Bakın, size e başıma ne geldi?.- Beş se oldu mdiki gibi kış gecesi, işte bu ade oluru. bir eb yorduk. n gece derler iki kişi idik: Ben, bir arkada aşım İbo. O.. o tekiler ie “Kimi hasta, kimi mezun, ne bileyim?... Yemeğimizi rahatca yiyup Mi u Birde bire arkadaşım durdu, tası çanağı, bıraktı, tuhaf tuhaf a bak» mağa başladı. Sonra da “küm!".. Masa nin üstüne üştü. — A, ne ole u? Koştum, çağ âli sarstım: Nafile... ei vk heyecan! Tasavvur ediniz: Bi iz cesedin karşısında; EE döndüm. © kadar şaşırmıştım Sonra birdenbir — E. fe kim çi Yel cak? rd fener ne eman yukarıya fırladım, fener yaktım. Gece olmuş, ortalık kararmıştı kat ne gecel deniz, fırtına ortalığ allak bullak ediyordu. Bu kıyametin üstü e Bizlayan a rak de mu sarıldım / İDAsı Allah belâsinı versin, deniz de öyle coşmuştu ki.. kimi çağırıyordum?.. kime işaret veriyordum? Zavallı İbo ile yapayalnız fenerde kaldım.. çektiğimi Allah bilir. Üç gün geçti, ne gelen var, ne giden! uzakta bir vapur dumanı bile yok. Şimdi ne yapayım?.. Arkadaşımı dışarıya mı çıkarayım?.. ogömeyim mi? Adanın kayaları sert., gömmek kolay değil! dışarıya bırakırsam, kargalar çok.. adamcağızı didik didik ederler. zaman İboyu, küçük kulbenin biz odasına götürmek aklıma geldi. Öğleden sonra akşama Ne tek başıma yalnız bununla uğraştı alâ şimdi fırtınalı o bir bile, havada öğleden merdivenleri sönrâ inersem, omuzumda ölü taşıyorum zannederim. ie Zavallı Musa reis! Bu hatırayı dü- şünürken bile terliyordu. konuşa konuşa Böyle hayli a Fene lardan, balık ve yemek de rden, denizden, kazas avlarından, karşı adalardaki korsanlardan bahsettik. Jüneş batarken bekcibaşı yukarıya çıktı, hem feneri, hem çubuğunu yaktı. Ben de trasaya çıktım, batan güneşe ufukları delirmişti. Deniz, sanki sökecekmiş. gibi, koca bir kuş geçiyor, Baktım, Ceneviz kartalı yerine dönüyör karşı oturdum. yerinden Havada sallana sallana kulesinin Kimi çağırıyordum Kime işaret GE a karardı. Ba fenerin kuvvetli ziyası karanlığa dalmış, Ne kadar trasada kaldım, Fakat üşüdüğümü anlayınca şımın üstünden gidiyor... bilmem, içeriye girmek lâzım geldi. El yordamı ile kapıyı kapattım. Sürgülerini sürdüm. Merdivenlerden tutuna tutuna indim. Odaya geldim, burada sanki bir kandil, ve o ortalığı aydınlatıyor. Uyumamak için, yüksek, sesle kandi- lin önünde a okuyan öteki bekcinin yanına otu Di zifiri bir karanlık ve müthiş bir fırtına var... Dalgalar kayalara çarp» tıkça top gibi ŞE Geceyarısı olunca bekci yerinden kalktı; kandile baktı ve aşağıya indik. Merdivende, nöbet değiştirmeğe çıkan ikinci bekciye (o rasgeldik Gözlerini uğuşturup duruyordu. Aşağıdaki a rine şunları ya “Geceyarısı.. deme enes geçti fenerin defte» fırlına, uzaktan bir vapur GELECEK SAYIMI DA: i CEVAD.ŞAKİR'İN: Aşıkı Değildi; Aİ : Onu j Kıskanıyordu!. NİÇİN?2.,

Bu sayıdan diğer sayfalar: