7 VAKIT T MART 1934 Hayattan emnunlar "Hayattan Memnun Olanlar Klübü ,, adınlar Tarafından Kuruluyor! “Hayattan memnun olanlar klü- bü,,.. . Hiç böyle bir klüpten bah- dildiğini işittiniz mi?... Bu klüp, imdiki halde mevcut değil... Fa- | at kurulacak! Böyle bir klüp teşekkülü, bir dın tarafından kadınlara teklif dildiğ ve teklif, kadınlar tarafın- lan büyük bir alâka ile karşılandı- kı için, bahsin bilhassa kadın say” | asında yeri vardır. Avusturyanın | ünevver kadınlarından muharrir ariyanne Ştem, bu teklifi ortaya | tandır. Bir Viyana gazetesinin adın sayfasında neşrettiği uzun bir yazıda, teklifini, bunun isti hat ettiği esası ve böyle bir klüp urulmaısından elde edilecek fay- Halaırr, şöyle anlatıyor: pp “Bu zamanda, her yerde iktisa- di buhranın tesirleri barizdir. Yal: ız Avusturyada değil, dünyanm bütün memleketlerinde...... Hiç bir teyde tam bir istikrar yok... Hiç kimse, yarının kendisine ne hazır- İadığımı kestiremiyor. Bu nokta- “an, zenginle fakir arasında fark Yoktur. Zenginin hizmetinde çalı» fan fakir, günün birinde (işinden tikarılabileceği ihtimalini düşüne- | tek üzüntü içinde yaşarken, zengi- | hin yaşayışı da üzüntü içinde geçi» Yor, O da, masrafı kisa kısa, gü- hün birinde idare ettiği müessese- yi kapatmak vaziyetinde kalabile- teğini düşünüyor. Dolayısiyle, ye- mek, içmek, yatıp kalkmak, eğlen mek hususunda bugün için bütün uzularını bol bol yerine getirebile- cek olan da, arzularını maddi im- kân nisbetinde tahdit etmek çare- sizliğini duyan kadar rahatsız va- ziyettedir. Vaziyetin böyle oldu- #unu söylemek, mübalâğaya kapıl- mak © sayılmamalıdır. Hayattan memnan oluş ve memnun olma- Esas mesele, budur! Böyle olduğuna göre, ne yapma" ı?.... Vaziyet olduğu gibi kalsın, böyle sürüp gitsin mi?... Ben, bu- ha taraftar değilim. Hayottan zev- kalmak istiyen, yaşamanın mana- #nı kavriyan ve yaşımıya lâyık 9İn insandır. Ben, insanları hep söyle görmek isterim, Her yerde “Hayattan memnun olanlar klü- vü,, kurulmalı, klüpler, zamanı hoş geçirmiye Yarayıcı, nikbinliğe rol gösterici olmalıdır. Daha ziyade kadmlarn öna- rak olabilecekleri bu hareketin, dek faydalı olacağımı kaniim. Ka- dm için de, erkek için de.... Böyle tlüpler kurmaktan maksat, nedir?. Bunun cevabını yukarıda kısaca verdim. Zamanı hoş geçirmiye yarayıcı, nikbinliğe yol gösterici ilmak..... Peki, bu maksada nasıl irişilecek?.. Kurulan klüplerde ne- ler yapılacak? Bunu da izah ele- yim. pp Zamanı hoş geçirtmek, ziyafet, | ki aliya Hodasında başlıca A0! Iynıyan- ardan; CİN larla Şık Leke çıkarmak için muhtelif tertipler vardır. Bunalrın en sade- lerinden biri de, yumurta sarısın- dan istifade etmektir. Yumurta sarısı, bir miktar ılık suda karıştırılacak, sonra bir bez- | le lekeler silinecek. Bez sabunlu | olursa, leke çıkarmık hususunda görülecek fayda iki kat olur. ia... Ekmek keserken eliniz hafifçe ! kesildi, telâşla elbisenize sürdünüz konser, tiyatro gibi zevk verici şey- lerden istifade imkânmı temin et- mekle olur. Klüplerde bunlar te min olunacak..... Bu suretle yapıla- cak toplantılarda, hayattan mem - nün olmak, sahiden yaşamak de - mek olduğu fikri... Hayır, hissi herkese benimsetilecek. (o Fakat, | konferans vermek suretile değil... | Sohbet arasmda, sözün © gelişine | uygun tarzda... — işleriniz pek iyi gitmiyor mu? Bugün için öyle olabilir, Fa- kat yarım. — Yarınm daha fena bir netice hazırladığından korkuyorum! — Ne biliyorsunuz?.. Belki 'de daha iyi bir netice!.. Yarını, bugün | den katiyetle kestirebilir misiniz?. — Gidişe bakılırsa, — Bu tefsire bağlı bir şey, tef- sire, görüşe... Hem, yarını düşüne- yek, bugünün temin ettiği zevkten Giyinmiş yy yy yy yg yy © Ev Kadınına © doyasıya istifade etmemek, doğru | mu?.. Göte, yalnız müsterih olanın mesut olduğunu söylüyor. Alman- yanm en büyük edibinin bu sözü- nü düşününüz. Müsterih olunuz, | içiniz rahat etsin. Yalandan değil, | sahiden eğleniniz! Sohbet arasında, sözün gelişine uygun olarak böyle söyleyişlerin, | bedbinler üzerinde iyi tesirler bı- | rakacağından eminim. pp Sonra, fakirlerin de bu klüpler- den istifade etmelerini temin için, zenginler, cömertlik göstermelidir. Parayı sıkı tutmak... Lüzumundan fazla tutmak... Yiyeceğinden, gi- yeceğinden, eğlenceden, her şey den artırarak, bin bir kilit altında saklamak. — Neden?... — Ey, ne olur, ne olmaz?... Bel- günün birinde, lâzım olur! Sahasında : Bg yg Ayy gey yy Kış gseçti,.. Olarak ... elbiseniz kan lekesi oldu. Bu kan lekesini çıkarmak için ne yapma- 112... .Kan lekesini çıkarmak için, elbisenin lekelenen yerlerini tuzlu su ile iyice yıkamalıdır. Sirkeyi bozulmadan muhafaza etmek için ne yapmalı?... Serin bir yerde saklamalı ve (içine bir miktar asma yaprağı koymalı. Bu suretle sirke, uzun müddet bozul- madan durur. ayyy yy yy yg yy yy yy — Zararı yok, o günün biri için gene bir miktar para alıkoyunuz. Fakat, bugünün hakkını verdikten sonra.... Hayattan istifade ediniz ve etrafınızdakilere de bu istifade- yi temin ederek, hayattan memnun olmanın ve memnun etmenin zev- kini tadınız. — İyi... Lâkin... Günün birinde. — Günün biri için, bin bir günü feda etmek, aklın kabul edebilece- ği bir şey değil bu asırda.... Belki o günü biri, hiç semtinize uğramı- yacak!... Halbuki, bin bir gün bir yandan gelip, bir yandan geçiyor! Hulâsa, insanlar, mesut olmak için, bu yolda gayret göstermeli- dir. Saadet, daima harici sebep- lere bağlı değildir. Herkesin içe- risinden gelen bir histir. Görüşe ve duyuşa tabidir. Kadınlar, içerde bu hissin u- yanması hususunda çok müspet rol oynıyabilirler. Bence kadınım ka- dın üzerindeki tesiri, bilhassa bu asırda, erkeğin kadm üzerindeki tesirinden kuvvetli olduğu gibi, ka dının erkek üzerindeki tesiri de, es ki devirlerdekinden daha kuvvet- lidir. Eskiden kadın, daha ziyade erkeğin sözüne göre düşünmiye ça İişır ve duygusu da ona göre olur- du. Erkek, kadınm sözüne ehem- miyet vermezdi. Bugün, kadın kendi düşünüşüne hâkim olduğu kadar, erkek te ona kıymet veri - yor. Bu itibarla, “hayattan mem- nun olanlar klübü,, kurmak (işi, kadınlara düşen bir iştir. Yazdık larımı isabetli gören kadınlarm, bu teklifi derhal benimsiyecekle- lerinden ve faaliyete geçmek üzere harekete geçeceklernden şüphe et- miyorum. Bu işin başarılacağında tereddüdüm yoktur!,, Moda sahasmda dönüm nokta- ra kavuşmak üzereyiz. Fakat, ta- biatta yeni mevsimin izleri henüz müphem bir halde iken, moda sa- hasında barizleşti. Moda, sırasına göre tabiattan mülhem olsa bile, umumiyetle suniliğin ifadesi değil mi?.. Dolayısile bu sahada bahar, tabiat sahasındaki bahar havasmı beklemeden geliyor! Bununla beraber, ne de olsa mo- delleri şimdiden hazırlanan elbi- i seler, gene bahar havası esmiye başladıktan sonra giyile bilecek... Şimdiki halde, baharda giyilecek elbiselerin biçimleri, renkleri v. 8. si tayin olunuyor. Baharda ne giyi- lecek, bu senenin ilkbaharı, bize ne gibi yenilikler getirecek?... 1934 senesi ilkbaharında moda olacak renk, aşağı yukarı belli ol- du. Havai mavi renk.... 1933 ilk- baharmda toz penbe renk (moda olmuştu. Demek, renk değişikliği var. Tabii bu arada başka renk- ler de yer tutacak, Ancak, hep uç- sı... Mevsim sonundayız, ilkbaha- | ahar geld 8 kün renkler... Muhtelif renklerin de en uçkunları.... Mavi rengin hayli şümullü olarak yer tutacağı, benimsenileceği an- laşılıyor. Moda mütehassıslarının modellerine göre, bu renk, yalnız elbisede yer tutmakla kalmıyacak, ipek boyun atkıları, düğmeler, ke- merler, tokalar üzerinde de havai mavi bir iz görülecektir. Süşe ait şeyler üzerinde de... Unutmıyalım, şapka kurdeleleri de en çok havai mavi renkte olacakmış! Sırası gelmişken not etmeden geçmiyelim. İlkbahar şapkaları - nm, hasırdan şapkalar olması te - mayülü kuvvetlidir. Hasır şapka, bir zamanlar geniş bir sahada de- vamir olarak rağbet görmüş, lâkin son senelerde hemen (tamamiyle ihmale uğramıştı. Bir kaç sene ye- rini örme ve kumaştan şapkalara bırakan hasır şapkalar, önümüz- deki ilkbaharda sarı, kumral, kes- tane rengi, siyah, açık sarı ve kır- muızıya çalar saçlar üzerinde... Hu- lasa bütün kadın başlarında göze çarpacak! Kış Modasına Son Bir Bakış : Kürklü Mantolar mM Sade İİ ET Mobilye MB Tuvalet Yapmağa Mahsus Zarif Bir Köşe