Sinema Mevsimi Açıldı Bu hafta Sinema programlarına dünya güzeli hâkimdir Sinema mevsimi başladı. Her sonbahar, başlaması merakla bek- lenen bu ilk programlar bu sene her zamankinden daha merakla bekleniyordu. Çünkü, - bu artık kimse için bir sır değil . hemen hemen açılan her sinemada dünya güzellik kıraliçası Keriman Halis hanıma ait film gezeteleri gösteri» liyor veya gösterilecek, Türk sinema sanayiinde bir çok yeni ve Avrupai teşebbüslerin ba» şına geçmiş bulunan İpekçi Fahir Bey çok kısa bir zaman içinde büyük faaliyet ve - ne yalan söy- liyelim, bu kelime burada tam ye- rinde sarfedilmiş olacak « büyük “fedakârlıklar, © göstererek, ilk sesli Türk film gazetesini de yap- tı; bu ilk sesli İpek film gazetesi, memleket tarihinde iki büyük ha- diseyi aldı; 1 —30 Ağustos, zafer bayramı; 2 — Keriman Halis Hanımm Spa muzafferi olarak İstanbula dönüşü. Pazartesi akşamı sinema mevsi- mini açmış olan “Elhamra,, da iğ- ne atılsa yere düşmiyecekti, Mem» leketimizde pek nadir bir hadise olarak “yer yok, affedersiniz,, di- * ye gişelerini vaktinden evvel ka- patmağa mecbur olan “Elhamra,, da, o akşam, İstanbulun en yüksek seyircileri toplanmışlardı. Herkes büyük bir heyecan ve merakla dünya güzelinin Sirkeciye gelişini ve kabul nutuklarını görmek ve dinlemek istiyordu. Sinemada lâmbalar sönünce, derin bir süküt oldu ve 30 Ağus- tos merasimi bir film gazetesi için uzunca olmakla beraber alkışlarla seyredildi. Sonra beyaz perdede Keriman Halis Hanm göründü i ”“ Kadın güzel olunca ,, filminde Lili Damita ile Andre Lüge Biraz sonra, perdenin kenarından | sek bir san'atkâr olan Madlen Rö- uzanan Peyami Safanın kolu ve; — Safa geldiniz... no'nun oynadığı “İki yüzlü aşk,, #sörini gösteriyor. “Elhamra,, nm Diye başlıyan nutku, - alkışlar | Fernan Graveyin “Kadın berberi,, ve saire... İlk sesli Türk film gazetesi gös- terilmişti. ... Madam ki Keriman Halis Ha- nımdan bahsediyoruz, devam ede- lim. Vakıa dünya güzelinden bah- sedilecek mevzu kalmadı. Zira, İ pek muhterem gazeteci rüfeka bu hususta fakiri pürtaksire söyliye- cek söz bırakmadılar. Hatta - bir çok tanıdığım ve görüştüğüm ze- vata göre - bu hususta gına bile getirdiler. Yalnız ben burada film denilen sihirli şeritten bahsediyo- rum, eğer $imdi size bahsedece- ğim şerit, Keriman Halis Hanr- mm Spada dünya güzeli intihabı merasimini tesbit etmiş ise, kaba- hat benim değil, Filhakika Foks dünya havadisleri film geztesi bu intihap intibalarını da bizzat Spa da tesbit etmiştir, ve bugün açı- lacak olan Glorya sinemasında bunu seyretmek kabil olacaktır. * | ek. Dün akşam “Melek,, sineması | açıldı. İlk film olarak » İpek film “Kadin berberi , Fernan Gravey: havadis gazetesinden başka - yük- | Mühim Bir Haber Pabst, Çalyapin ile beraber Don Kişot . . . filmini Son gelen “Pour - vous,, mec muası, mühim bir filmin yapılmak üzere olduğunu haber veriyor. Bu film meşhur İspanyol edibi Ser- vantes'in şaheseri olan Don Kişot filmidir. Bundan daha mühim o- larak şunlar var ki, filmi, “Dilen- ciler operası, , “Ocak arkadaşla” rı,, ve “Atlantit,, gibi filmlerin re- jisörü Viyanalı Pabst yapacak ve Don Kişot rolünü, dünyanın en yapacak. büyük mugannisi Fedor Çalyapin oynıyacaktır, Don Kişotu kim ve hangimiz tanımayız? Bu hayal ile hakikati biribirine mezcederek yel değir- menlerini düşman telâkki ederek üzerlerine hücum eden asılzade- nin maceraları, dünyanın en beşe- ri romanıdır. Bu film kısa bir zamanda Fran sızca ve İngilizce olarak iki dil| üzerine yapılacakmış, l isimli filmi gösterdiğini söyleme: ği zannedersem unutmuştum. Hat- ta yalnız bunu değil - Keriman Halis Hanrma daldık ta - Glorya- nm Lili Damita'yı “Kadın güzel o! a,, filminde perdeye çıkara- cağırı ve “Asri,, sinemanın da bu akşam açılacağını da kaydetmeği ihmal etmişim. En iyisi sözü burada keselim. Zaten söylenecek bir şey de kal- madı, fa. SİNEMADA BUHRAN Bazı sinema meraklıları: — Sinema Fransada doğdu, A- merikada büyüdü, Almanyada yü- rüyor, diyorlar. Bu iddia hakikatte çok yakın- dır: Film sessizken piyasamızı ve bütün dünya piyasalarını saran Amerika sineması idi. O, senede 800 film yapıyor, ve bu 800 filmi- | ne de müşteri bulmakta güçlük çekmiyordu. Müttehidei Amerika- nın 14.000 küsur sinema salonu sa- de Holivut ve Nevyork stüdyola- rının mahsullerile geçiniyorlardı. Bugün vaziyet değişmiştir: Ar- tık Amerikan sineması senede 8 yüz film yapmıyor, 14.000 küsur sinema salonu sade Holivut ve Nevyork stüdyolarınım mahsulle- rile yaşamıyor. Bütün bu mühim değişikliklere sebep olan nedir? Cevap veriyorlar: 1 — Sinemanın sesli olarak be- ynelmilelliğini kaybetmesi! 2 — İktısadi buhran! Hayır. Bu iki sebep hiç bir su- a . eni $ Holivutta bulunan Çarli Çap- lin bizzat senaryosunu yazdığı sessiz bir film yapacaktır. — $ “Kontes Mariça,, nın filmi ya» pılıyor. Film Macaristanda çevril- mektedir. $ “Karmen,, operası da, dört muhtelif lisan üzerinden filme çe- kilecektir. $ Almanyada Pol Vegener ta- rafından baş rolü oynanmış olan “Gulam,, piyesi filme alını- yor. Baş rolü gene Vegener oynr- yacak. $ “Doktor Mabüzün vasiyetna- mesi,, isimli filmi, olarak Friç Lang yapmağa başladı. sesli *“ iki yüzlü Aşk ,, filminin bir çok sahneleri Pariste sokak ortasında alınmıştır. Resimde gördüğünüz yer Pariste bu filmin “Konkort,, meydanında alınışıdır.. Köşedeki baş eserin baş rolünü oynıyan “Komedi Fransez,, artistlerinden Madlen Röno'dur ŞARLONUN ÇOCUKLA Şarlonun karısından ayrıldığı, çocuklarını da büyüyünceye ka - dar, onun yanında bıraktığı ma - lümdur. Şarlonun karısı Lita Grey son zamanlarda bu çocukları bir filmde oynatmak ve bu suretle Şar lonun şöhretinden istifade ederek büyük bir meblâğ almak ümidile bir konturat imza etmişti. Halbu- ki'büyük artist, birisi altı, birisi de yedi yaşında olan iki oğlunun bu suretle istismar edilmesini is - tememekte idi ve müdahale etmiş- t. Bu meseleden sabık karı koca arasında bir dava açıldı. Bu dava görülmüş ve Şarlo hak kazanmış- tur, jretle Amerikan sinemasınd8 karıdaki değişiklikleri 399” | kadar mühim değildir. çi | lar bu sebeplerden birini çok muvaffakiyetli çareler y lar. Meselâ filmlerini bir k38” İ ha üzerine sade sesli, ingilis | filmin gösterileceği mem” 2 lisanında nüshalar çevirmek “ İ Sonra bu sebeplerden ii nin Amerikan sinemasın! gi | dan doğruya alâkadar si icap ederdi: Alıcı var, film f rımda düşüklük yok. Öyley#* | ran sanayiin bu en bahtiya” sini neden müteşsir etsin? , Bizce bu sarsıntıya sebe? Li diye kadar sinema sanayii yan ve yahut pek sönük memleketlerde sinemanın ? mesi, hayat bulmasıdır: Fs” İtalya, Yunanistan, İngilter& caristan, Çekoslovakya, İsi Türküye. > Dört sene evvel Istanbuld” i nede kaç Alman ve Frans | gösteriliyordu? Topu topu! Bugün kaç tane gösteriliyor? 125. İşte, bu sarsıntıya asıl gördüğünüz gibi, dünya - si*" sanayii piyasasına, hakiki be daha yakın, mevzuları dabi ni Alman ve Fransız fi 0 rakip çıkması olmuştur. Hek zamanlarda Almanların sahada elde ettikleri sayısı? © vaffakiyetler âdeta Avrup# Pi sasını Amerikaya tamam” pamıştır. ” Acaba neden bir Con Cilb* şti id bir Coan Kravfortun, bir gi Ferbanksın filmi eskisi kads” İ alakadar etmiyor? u Çünkü: bir Emil Yanins*” v Miltonu, bir Lilyan Har Hari Boru onlara tercih edi nuz. çuf Almanlar teknik cihette” y4 sızlar film yapma hususu” * neticeyi elde etmek için 9 z ' uğraştılar ki... İki sene içir” yi hiç bir zaman mağlüp olma? g6 görünen müthiş rakipleri"! Oi ravuntta nakavt ettiler. ve ş N taliin şu cilvesine bakın bi e gi merikan piyasasına da â mağa başladılar. pi Geçen gün gazetelerd”. KU bu sene Nevyorkta 50 takriben 10 a yakın Frans? gösterildiğini yazıyordü- 144 Bugün müttehidei Ame 4.500 sinema salonu k8P? il nuyor ve bu yüzden v8** bin kişi açıkta kalmış 199” yor. İşte iktisadi buhran” duğu ordulara, başıbo$ * yafi ilâve edilecek mühim daha! e Çünkü filmlerinin sar? le” metlerini düşürerek, 4 kendi kendilerini katletti!” talı VU. S kursu E.U, Senaryo ” FUAT