Hikâye Bir kaç haftadanberi, İstanbul halkı, biribiri peşine yapılan cina- yetlerle büyük bir heyecan geçiri- yordu. Şehrin muhtelif yerlerinde evvelâ bir, sonra iki, üç, dört, beş, altı kadın cesedi bulunmuştu. Bu cinayetlerin hepsi ayni saatte ve ayni şekilde yapılmıştı. Cinayet- ler tam saat on beşte vuku bulu- | yor, ve cani, kadınları daima bo- garak öldürüyordu. Fakat, hiç bir parmak izi bulmak kabil olamı- yordu, zira, cani eldiven kullanı- yordu. Bütün polis müdiriyeti seferber halinde idi. Yapılan bütün tahar- riyat müsbet bir netice vermiyor- du, Esasen “Son #aniye,, gazetesi olmasa, muhakkak ki cinayetlerin bir çok tafsilâtr da meçhul kala- caktı, Çünkü, “Son saniye,, gaze- tesinin cinayetler başladığı gün- denberi çıkardığı ikinci tabıların- da kadınların kim olduğu, cinaye- tin nerede ve nasıl yapıldığı hak- kında mükemmel tafsilât bulunu- yor, bizzat polis müdiriyeti de bu gazeteden malümat alıyordu. «Son saniye,, nereden ve nasıl haber alıyordu? Bunu kimse, hat- ta her gün ikinci tabı yapan tah- rir müdürü Cemil bile bilmiyordu. Yalnız, her gün saat 16 ya doğrü telefon çalıyor, mechul bir ses: — Allo, yirmi dakika evvel, fi- lân yerde, filân sokakta, filân nu- maral: evde filân isimde genç bir kadın boğuldu... Diye uzun tafsilât veriyor ve te- lefonu kapatıyordu. Cemil derhal otomobile atlarıp tarif edilen ye- re gidiyor, haberin sıhhatine kani olduktan sonra ikinci tabı yapı yordu. Bu suretle “Son saniye,, gazete- sinin satışı “C0.000,, e yükselmiş- ti, * . : İkinci ci Tabi On iki cinayet olmustu. On ü-| çüncü gün, “Son saniye,, de mu- harrirler son müsveddeleri o ver- mişler, sahifeler bağlanmış, iri ve son sistem bir “rotatif,, kâğıt bo- binlerini yutar gibi çalışmağa başlamışt. Makine dairesinin ö- nünde iki yüz kadar müvezzi: — Cinayeti yaziyor, “Son sani ye,! Diye bağrışarak seslerini okart ediyorlardı. Heyeti tahririye müdürü Cemil istihbarat şefi Fuadı çağırdı ve: — Bugün, diye sordu, bir cina- yet filân yok mu? İkinci tabı için ne yapacağız? — Vallahi bu saate kadar hiç bir şey yok.. Artık bu işin arkası kesildi galiba... Bir düzine cina- yet az mı? Satış da yükseldi.. Ga | zete tuttu demektir. Tam bu esnada telefon çalınca ikisi de sustular. Cemil telefonu aldı ve dinlemeğe başladı. On iki gündür bep ayni saatte duyulan ses: — Yazımız, diyordu, bugün, tam saat on altıda, Taksimde, dalta- ban sokağında, Kasırga apartıma- nımın dördüncü numarasında mat- mazel Agavni isminde yirmi beş yaşlarında bir kadın boğulmuş- tur, Katil, bundan evvelki on iki cinayeti yapan katildir. Yalnız bu on üçüncü cinayette, on üç rakka- munın meş'um olmadığını ispat için, katil, boğulan kadının boy- nunda parmak izlerini bırakmış- tır. Ayni zamanda, bu suretle, ka- til, bir türlü izini bulamıyan za- bitanın eline mühim bir de emare vermiş oluyor ve adeta meydan okuyor. Bu cinayetten is- thbarat (heyetimiz tarafından keşfedildiği dakikaya kadar kim- | senin, hatta polisin bile haberi yoktu. Hatta, muhtârem okuyucu" larımız bu satırları ckudukları za- Yi polisten daha evvel öğrenmiş olacaklardır. Üst tarafını da siz şişirin! Telefon kapanmıştı. Cemil ile Fuat hayrst ve korku ile biribirlerine bakıştılar. Cemil: — Fuat, dedi, koş bir bak sahi | mi? | Cinayet hakikaten olmuştu ve cani parmaklarının izlerini genç kadının boynunda bırakmıştı. O gün polis müdiriyeti altüst olmuş, halkın heyecanı son raddeye gel- mişti. Hatta, polis müdiriyeti Son saniyeden şüphe etmeğe başlıya- rak gazete idarehanesini tarassut ettirmeğe başlamıştı. Acaba gaze- te bu cinayetleri kasten mi yaptir rarak Amerikanvari bir iş mi ya” | pıyordu? Bu fikir gayri varit gö- rünmekle beraber, ihtiyati bir ted- | bir olarak müdiriyet bu kararı ver- mişti, Aradan beş on gün geçti. Ne ka- til bulundu, ne izi. Fakat tahrir müdürü o Cemilin sihhati günden güne bozuluyordu. Cemil her ak- şam gâzete çıktıktan sonra telefon başımda titriyerek zilin çalması - nı bekliyordu. Bazan zil çalıyor, Cemil atılıyordu. Fakat bu ya bir | arkadaş, yahut başka bir ses olu- yordu. Caniden artık hiç bir ha- ber gelmiyordu. Acaba bu adam kimdi? Niçin bu cinayetleri yap | ” mıştı? Ne diye “Son saniye, ye haber veriyor vene diye bizzat Cemili arıyordu?... Bu düşünceler, Cemili harap et- | İ İ | mişti, Sinirleri bozulmuştu. Niha- yet istirahat için ona on beş gün | izin verdiler ve Cemil Büyükdere- de bir ötelde bir odü tuttu. Her akşam çıkıp sahilde dolaşı- İ yor, bazan bir gazinoda oturuyor | ! du. Bir akşam, gazinolardan biri- sinde, güzel bir kızcağızla tanıştı. O akşam beraber yemek : yediler. Ertesi akşam buluşmak üzere ay- rıldılar. Dört akşam sotra, kız, Cemil ile beraber bir sandal gezintisi yap- mağa razı oldu. Şimdi artık mü- nasebetleri ilerlemişti. Yalnız, kız henüz mukavemet ediyor ve tanın- mak korkusile Cemilin oteline gel- mek istemiyordu. Nihayet, gündüz öğleden sonra, Beyoğlunda bir ev- de buluşmağa karar verdiler. Kız, YAKTI v | rAxvın| Perşembe Cuma İ 8 Eyiği 9 Eylüi | 7 Cema.evvel 8 Cemn.evve! | sa8 | Gün doğuşu 844 Gla batışı 10 man bile, muhtemeldir ki hadise- |! YER e A Öğle Akya İ Usak Yülm geçen günleri Yum kalan günleri | RADYO Eugün ISTANBUL 15 den 10 n kadar'ör - & (1635 m) — 15 kon « i ve baber, sika kon ihtiyar bir teyzesinin kendilerine | © misafir geldiğini, evin boş kaldı- ğını, orada. bulşabileceklerini mişlerdi. Cemil muayyen saatte Beyoğ- lunda Hamalbaşında olan evin kapısını çaldı. Kız inerek kapıyı açtı. Yukarı çıktılar, İki genç henüz ilk defa buluşan âşıkların - tereddüt ( devresinden sonra biraz açılmağa başlamışlar- dı. Tam bu sırada, genç kız, Ce- milin ellerine bakarak güldü ve: — Baksanıza, dedi, eldivenleri» nizi çıkarmağı unutmuşsunuz| Cemil sapsarı kesilerek ellerine baktı... Gözleri döndü.... Kendini kaybeder gibi oldu ve iri elleri | genç kızın boynuna doğru uzan dı. ... Fakat o gün “Son saniye,, ga- zetesinde hiç bir cinayet haberi çıkmadığı gibi, ikinci tabı da ya- pılmamıştı. İ kında Dimurivadis söylemiş tam saat 16 da sözleş - | d icrayı takibat i Beyoğ'unda ham: Dınında İsinci irösin ve dijeri Beyoğlunda dairede rl 3 namerolu hanede sokağında barımlara hinde ödeme berayı tebliğ irsal kı sinin bâneletini te arı meçbul bulun duğu mubaşiri tarafındar emri zarına yazılan ve muhtarları tasti kine istiran eden meşrubattan anlaşılır; olmakla bukuk &. nunun 141 mucib verilmiş olduğundın baten be ay zarfında rmogat “etmedikleri göndermedik ince ilâne lândan iti veva bir mümessil icraya devam e makamına sayin “olmak ri, taktir, ur Doktor . Hafız Cemal Dahili Hastalıklar Mütehassısı Curundan maadı gün öğleden sonra mat 230 dan 5 e kadar İstanbulda Divan yolunda 118 sumaralı h dahili hastalıkları muay Telefon; Istanbul (222.308). katinaeinde e tedavi eder. emirleri | meatür ödeme İğ ğ Eyle Istanbul Evkaf Müdürlüğü ilânları Hademei hayratın altı ay yoklamasını Eyiâün eke cumartesi güniindem itibaren başlanacaktır. Yo'lama mus Eylülün yirmi ikinci gönühitam bulacaktır. Yo:lama ilmü lerine hademenin fotoğrafları" yapıştirilip ihtiyar heyetleril€ sup oldukları nahiye “müdürlüğünden tasdik ettirilerek nl saat birden sonra idareye miladi, ilân olunur. (44 Deniz Levazım Satınalma Komisyonunda 1200 ton kazân Mayii Mahruku: Pazarlıkla münakası 18! 932 Pazartesi günü saat (11) de Deniz kuvvetleri ihtiyacı için yukarda" yanı'ı mayii m 5- Eylü- 932 taribinde yapılan mübakasssında verilen te” kom syonumuzca muvafık. görülmediğinden yeniden Pp” münakasa © yukarıda “yazılı. gün ve saatte icra kılımacö” şartoamesini görmek isteyenlerin her gün ve verme talip cakların da münaksı gün ve saatinde teminat makbuzlar likte Kasımpaşa'da Deniz Levazım satisalma komisyonun” raca tları. (4674) Edithö Vilâyeti DaimiEncümenin* V âyet mıntaka San'at mektebinde yapılacak 11855 H* deli Leş fi inşaat ve tamirat kapalı zarf vsulile münakasay# mıştır. 2:9 932 çarşamba günü saat üçte iba'esi yapıla Talip erin şartnameyi görmek üzere Ankara ve İs'anbul 'da mektebi müdürlüklerine Edirne'de Daimi encümene, müraci” münakesaya iştirak etmek üzere de *, yedi buçuk nisbi teminatı muvakkate mektup veya makbuzlarile beraber tek imeler nin 2(.9:932 çarşamba günü saat on beşe kadar daimi encimenine irsâli, (4685) İstanbui'P. T. T. Başmüdiriyetinden: Asgari 6 metre olmak-üzere 200 adet kestane cinsi direği 12-9 9x2 tatihine-müsadif pazartesi günü pazarlık alınacaktır. Pazarlığa işlirak etmek istiyenlerin yevmi me, saat on dö:lte Başmüdiriyelte müteşekkil komisyona mör eyltmeleti. (4664) Te — Balarlığy Ma'müdürlüğünden: Semti hahalles, So No. Cinsi Senelik icari idi Yeşilköy Şevketiye Arslan 8 Hâne (o 480Lira ody 1214 » .. 1010“ 580 , Köyiçi Dibek 9 Ahır 36 Istasyon (Istasyon 3-1 Dükkân 96 Şevketiye Hatboyu 6 & 90 Ü Bu'var 19 maaköşk 600 bahçe 6 Hane DO Kaim 49 Dükkân 36 Güvercin 13 Hane 72 Köycivarı O Dörtkıt'a 108 tarla “ ” ” 600 " Üçüncü 72 120 NÖz civarı " ğ g18ğ 8-1275 Açık arttırma usulile 39.932 tarihinde kiraya verilef” mukaddema ilân olunan balâda evsafı yazılı emlâk ve 3" bazılarına yevmi ihalede teklif olunan bedeli icarların bed hammenden eksik olmasına ve bazılarınada biç talip zub0f memesine mebni mezkür em'âk ve arazinin 109.937 £*, müsadif cumartesi günü saat on dörtte ayni usul ile ib”. icra edilmek Üzere bir hafta müddetle müzayede müddeti dit edilmiştir. Kiralamak istiyenlerin zikro'unan günde yeti müteşekkil komisyona iürscsndari 466) EN Büyük Tayyare Piyangosu 18.üncü tertip 2. inci keşid9 il Eylül 1932 dedir Büyük ikramiye 35000 tiradir Ayrıca 15.000. 10,000. Luralık Büyük İkramiyeler ve 20.009 Liralık Bir Mükâfat Vardır. Istankul Züncü icra memurluğun- dan: Bir borcun temini islifası için mahcuz ve paraya çevrilmesine karar verilen yazıhane, masa, sandalya, kılişe, dosya dolabı, soba, e b se askısı ve yanı maki” nası, 12.993: pazartesi günü saat 12'den itibaren Ankara cadde- snde a'acaklı Vakit gazetesi bi- nası dahilinde birirci açık art- tırma suretile satılacaktır. Ta- liplerin o mahallinde. bulunacak memurusa müracaatları ilân olu- nur. D.N. 931-1890 T.k C.i, mami Istanbul Mintakası Ri den: TLC. 1 Umumi ME ye 1. nci Reisi Aziz Beyefi takamıza mens ap rjes3i* mek arzusunun izbar b“ lardır, 9-9 1932 Cuma gi 10 da Halk Evine tef löp rüesasından rica 9